Yaşadığımız ekonomik çöküntünün üstünü örtebilmek için neler gündeme getirilerek halkın oyalanmasını sağlayabilmek, günümüz egemenlerinin en çok düşündükleri iş olsa gerek.

Halk yığınlarını yapay gündemler oyalayarak gerçek sorunlarını tartışmaktan uzaklaştırmak yönetme erklerinin en etkili yollarından biri.

Sezen Aksu’nun tartışma konusu olan “Şahane Bir Şey Yaşamak” başlıklı şarkı sözlerinde, “Binmişiz bir alâmate, gidiyoruz kıyamete, selam söyleyin o cahil Havva ile Adem’e” söylemi kamuoyunda doğrusuyla, yanlışıyla önemli bir yer aldı.

Din satışı yaparak geçinenler ayağa kalktılar. Sezen Aksu’yu itibarsızlaştırma yarışı, Sezen Aksu üzerinden din satıcılığı, siyasal çıkar elde etme yarışları başladı. Ortalıkta din koruma savunuculuğu yapmak için yırtınandan geçilmiyor.

Ülke batışın, çöküşün sancılarını yaşamakta. Birileri 5 yıl önce yazılıp, milyonlarca kez dinlenen bir şarkının sözlerini gündeme taşıyarak, dine saldırı olduğu savlarıyla bir damla suda fırtına koparma peşinde koşmakta.

Eleştirenle arasında, yolsuzluğu, hırsızlığı, dolandırıcılığı, yalancılığı en büyük yetenek sayanların da var olduğu gözlerden kaçmamakta.

Bunlardan birçoğunun İslam Dini’nin kuralların eksiksiz olarak yerine getirmediği, getirmeye çabalamadığı biliniyor.

İnce bir anlam

Şarkısı sözlerinde ince bir nokta, ince bir yakınma, bir gerçeği ortaya koyma var: Adem ile Havva'nın, bir gün insanlığın bu acınası duruma düşeceğini, Dünya'yı yaşanamayacak bir yer durumuna getirmelerini bilmediğini, bilseler insan soyunun üremesine, çoğalmasına çalışmayacaklarını anlatmaya çalışıyor. Şarkı sözlerinde böle bir anlam var.

Övenlerin ya da yerenlerin bu noktayı anlayamadıklarını düşünüyorum. Bu nedenle dine saldırı gibi algılamalarla karşılaşılmakta.

Yaratılış öğretisine göre, topraktan yaratıldığı ileri sürülen ilk insan Hazreti Adem’le İslam Dini’nin, Ademin yaratılışının Kur’anda belirtilmesinden, Adem’in ilk peygamber olarak benimsenmesinden başka ne ilişkisi var? İslam Dini Adem’den binlerce yıl sonra gelen bir din.

Adem ve kaburgasından yaratıldığı ileri sürülen Havva’nın zamanında hangi kültür, kültür birikimi vardı da, bunlara bilinçsiz, cahil deyince küplere binmek mi gerekiyor?

Konu siyasal

Konu siyasal değil diyenler de ya anlamıyorlar ya da çarpıtarak konuyu özünden koparmaya çalışıyorlar. Bal gibi siyasal bir konu. Dinleri, inanç sistemlerini savunur görünerek geçinenler, din tüccarlığı yapmamışlar mı? Yine yapmıyorlar mı? Dinle kitleleri uyutarak siyasal, ekonomik getiri sağlama işi insanlığı dinli, devletli topluma geçtikten buyana en acıtıcı yaralarından, sorunlarından biri olmuş. Bu sürecin neresi, hangi aşaması, bu işleri meslek edinerek geçinenlerin eylemlerinin neresi siyasal değil?

Sezen Aksu’nun yaklaşımı, şarkı sözleri eleştirilebilir. İyi ya da kötü niyetle eleştiri yapanların bu hakları var. Din satıcılığından geçinenlerin Sezen Aksu’yu eleştirme hakları olduğu gibi, Sezen Aksu’nun da Adem ile Havva’yı, bunları savunanları, dinden geçinenleri eleştirmeye hakkı var. Bu dini eleştirmekten kaçınma yükümlülüğü yok. Kimseyle İslam Dini konusunda, İslam Dini inanışında buluşması gerekmiyor. Sezen Aksu’nun herkesle aynı düşüncede olma zorunluluğu yok. Eleştirenler insanın düşünme, düşünmeyi her türlü yolla açıklama özgürlüğünü hiç algılamak istememekteler.

Eleştirenlerin ya da savunanların, önce kendi düşüncelerini, düşünce sistemlerini gözden geçirme, bunların doğrulukları ya da yanlışlıkları konusuyla yüzleşmeleri gerekmekte.

Dinimize kimsenin dil uzatmasına izin vermeyiz türünden, din savunuculuğu yapmaya kalkışanların, önce hiçbir inanç sisteminin, kimsenin tekelinde olmadığını bilmeleri gerekmekte.

Eleştirilmeyen hiçbir konu gelişemez, yenileşemez, insanlığın gelişimine ayak uyduramaz. Gerçeklere, bilimsel bilgilere ulaşmanın tek yolu tartışmaktan geçer. Bir konu eleştiriye kapalıysa, orada ortaya çıkmasından korkulan durumlar var demektir.