Öldürülen Afgan işçi Nourtani'nin avukatı Şeker: Müvekkilim canlı canlı yakıldı, kararı istinafa taşıyacağız Öldürülen Afgan işçi Nourtani'nin avukatı Şeker: Müvekkilim canlı canlı yakıldı, kararı istinafa taşıyacağız

CHP'nin 21. Olağanüstü Kurultayı'nda yeniden genel başkan seçilen Özgür Özel, Halk TV canlı yayınında İsmail Küçükkaya'nın sorularını yanıtladı. Özel, cezaevinde tutuklu bulunan İBB Başkanı ve CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun selamını ileterek, İmamoğlu'nun moralinin ve motivasyonunun yüksek olduğunu belirtti. "BİR SONRAKİ CUMHURBAŞKANINA DARBE YAPTILAR" “Çarşamba 20.30 Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en demokratik, en önemli sahip çıkışlarından birinin yıl gün dönümüdür, yıl dönümü olacak ileride” diyen Özel şöyle devam etti: Çünkü şundan dolayı 19 Mart günü hem dünyanın en çok bildiği Türkiye'nin metropolüne İstanbul'una 3 İmparatorluğa başkentlik etmiş bir kente darbe yaptılar. Onun seçtiği belediye başkanına darbe yaptılar ve Türkiye'nin 4 gün sonra belirleyeceği Cumhurbaşkanı adayına darbe yaptılar. Bence milleti biz takdir ederse tabii ki bir sonraki Cumhurbaşkanına darbe yaptılar. O darbeyi o gün Saraçhane'ye ki Saraçhane'yi bilmeyenler için hatırlatalım. Bir tarihi yarımadada bulunuyor. Etrafında köprüler, viyadükler var. Bütün köprüleri kaldırarak, kapatarak, gelen metroyu durdurarak, trenleri keserek, vapurlara izin vermeyerek Saraçhane'yi tecrit ettiler. Ve dediler ki 3 kişiden fazla bir araya gelmek yasak. Bütün İstanbul'da 5 gün boyunca. O gün Saraçhane'ye ben çağrı yaptım. O akşam 155.000 kişi geldi. Akıl alır gibi bir şey değil. Ve ki pek çok engel vardı. Yani ulaşım konusunda olağanüstü engelleme. Olağanüstü. Yani insanlar kilometrelerce geriden örneğin biri diyor ki 7 kilometre yürüdüm. Biri diyor 3,5 yürüdüm. Bizim gazeteci arkadaşlarımız bile zor ulaştılar. Kameramanlar kameraları sırtında 3 kilometre yol yürüyüp geldiler. Ve inanılmaz engellemelere yaklaştığınızda bu sefer bariyerler, bariyerin önünde polisler. Yani yaklaştırmamak için her şey yapıldı. “GÖZÜ DÖNMÜŞ BUNLARIN DEDİK” 155.000 kişi bariyerleri yıktı, bir yolunu buldu oraya geldi. Çarşamba 20.30 155.000 kişinin Türkiye'ye korkmuyoruz, teslim olmuyoruz, seçtiğimiz başkanı kimseye vermiyoruz. Buraya kayyım atatmıyoruz dediği gündür. Ve 155.000 kişi ertesi gün 250.000 kişi oldu. Üçüncü gün 550.000 kişi oldu. Pazar günü ön seçimin olduğu gün 1.200.000 kişi oldu. Eskiden rakamlar tartışılırdı. Şimdi drone var. Polisin de dronu var. Tartışmasız 1.200.000 kişinin geldiği ve bir darbeyi püskürttüğü yerdir Saraçhane. Doğru bir değerlendirme. Şöyle söyleyeyim. O gün sabah kayyum o gün sabah Ekrem Başkan'a operasyon yapıldığında saat 7'ye 10 kala ben MYK üyelerime haber verdim. Zaten pek çoğu haberdar olmuştu. Hızla burada buluştuk. Ben 7 çeyrek geçe falan buraya gelebildim. Herhalde 7.30'da benim yukarıdaki sizin de geldiğiniz odamızda bir 8-10 kişi toplandık. Durum şundan ibaretti. Bir gece önce Ekrem Başkan'ın diplomasını alakasız bir kurum iptal etmiş. Yani diplomayı İstanbul Üniversitesi'nin İşletme Fakültesi vermiş. Çarşamba günü öğlen 12.00'de toplanıp bunu görüşecekler. Ama anlamışlar ki diploma iptal edilmeyecek. Çünkü 7 kişiden ikisi sadece iptal edelim diyormuş. İftar vakti. Akşamın 7'sinde, 6'sında, 7'sinde İstanbul Üniversitesi'nin yönetim kurulunu toplayıp hiç alakası yok diplomayla. Diplomayı iptal ettiler. İftarda öğrendik bunu. Ben şehit ve gazi aileleriyle Ankara'da iftardaydım. Ekrem Başkan bir ev iftarındaydı. Gözü dönmüş bunların dedik yani. Ben hatta şöyle dedim. Bu normal değil. Yani yarın öğleni bekleyemiyorlar. Gözü dönmüş bunların. Bir şey olacak yani. Zaten tedirgin yattık. Sabah 6'da uyandık. 7'yi dediğim gibi 10 geçe toplandık. Dedim ki arkadaşlar ben İstanbul'a gidiyorum ama partiyi de savunmak lazım.” “İLK KEZ AÇIKLIYORUM…” Özel, ilk kez açıkladığını söyleyerek şu açıklamayı yaptı: “Bize gelen bilgi şuydu: CHP'ye kayyum, İBB'ye kayyum, İstanbul Barosu'na kayyum. Bu hafta üçüne kayyum atacaklar. Yani İstanbul Büyükşehir'i alacaklar. Buna direnecek yapı olan CHP'yi çökertecekler. Bunu savunacak olan avukatların da barosuna kayyum atacaklar bu hafta. Zaten böyle bir tedirginlikle başladık. Dedim ki arkadaşlar genel sekreterimiz Selin Hanım vardı. Güçlü bir ekip yapın. Burada yatın dedim. Yani bunu daha önce bu netlikle hiç konuşmadık. Dedim ki burada yatın. Özgür Karabat 7 gün burada yattı. Gökhan Zeybek 7 gün burada yattı. Veli Ağababa 7 gün burada yattı. Ulaş Karasu 7 gün burada yattı. Ankara İl Başkanlığından, Gençlik Kollarımızdan 150 genç burada yattı kayyıma karşı. Çünkü atarlar. Biz bu binayı o kayyıma teslim edersek Türkiye demokrasini teslim ederiz. Çünkü bu bina öyle herhangi bir bina değil. Hani hep diyoruz ya avukat bürosunda oturup iki kişinin dilekçeyle yazdığı bir binadan bahsetmiyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ilk kongremiz Sivas Kongresi'dir diyor. Sivas Kongresi'nde kurulmuş bir partiden Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nden bahsediyoruz. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinden, Cumhuriyet Halk Fırkası'ndan bahsediyoruz. Bu bina Türkiye'yi teslim etmeyen binadır. Bu bina Türkiye'nin 100 yıl önce kurtuluş mücadelesinin başlatıldığı partinin binasıdır. Burayı verdiniz mi demokrasiyi verirsiniz. Arkadaşlar bana dediler ki: "Siz ne yapacaksınız?" Ben dedim: "İstanbul'a gidiyorum." 15 Temmuz gecesi de böyle hızlı bir değerlendirmeyle doğru bir karar vermiştik. Dedik ki: "Bu bir darbe. Demokrasiyi kuran parti darbenin karşısındadır."

Kaynak: RSS