Hiç unutmadığım, unutamadığım gün yine geldi, dikildi karşıma. 1980 yılının 8 Mayıs günü. Akşam güneşin ışıklarının dünyamızı karanlıklara bıraktığı saatler. Sevgili anneciği, İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları bölümünde yaşama gözlerini yumdu. Güneşin batması gibi elimizden kayıp gitti.

3 gün sonra, 11.05.1980 günü İstanbul Topkapı’da toprağa verdi annemi. O yıl 11 Mart “Anneler Günü”ydü.

Annemin 42. Ölüm yıldönümü. Ne hızlı geçiyor yıllar. 41 yılda acısı, özlemi hiç bitmedi yüreğimde. 41 yıllık annesizlik hiç kolay olmadı.

Bu yıl, Hasan Hüseyin Korkmazcan’ın şiiriyle anmak istedim anneciğimi:

anamı yıkadılar-yudular

kollarını yanlarına kodular

bağladılar güvercin ayaklarını

ak bezlere sardılar.

*

dereleri tepeleri geçtiler

yağmurlara tipilere vurdular

vardılar yedi kat yerin altına

anamı yatırdılar

*

batırdılar kürekleri

kabarmış bahar toprağına

örttüler üzerini bi güzel

yeşersin diye yaza

*

abeceyi bile bilmezdi anam

parmağını basardı devletin kâadına

türkçesi yetmeyince derdini anlatmağa

kalkardı oynardı

*

ağlamayı bilirdi bir de gülmeyi

bir de yontu yontu susup bakmayı

ne tarihten anlardı ne politikadan

çok umarsız kalınca çağırırdı

ağıtları yardıma

*

ben anamı çok severdim/böyleyken bile

demek siz de severdiniz ananızı

ağladım doya doya/boşverdim törelere

döndüm çocukluğuma

*

birdenbire çocuklaştı ellerim

çocuklaştı gözlerim

çocuklaştı birdenbire her şeyim

ak düşmüş olsa bile bıyıklarıma

*

aradım aradım günlerce

bulamadım çocukluğumu

çekip gitmişti o da

anacığımla birlikte herhal

*

ünümüz sınırları aşmış olsa da

soyunmuş olsak da ülke yönetimine

hapislerden sürgünlerden işkencelerden

ateş çemberlerinden geçmiş de olsak

çıkar gelir bir yerlerden

çıkar gelir karlı dağlar ardından

naz yüklü bir çocukluk

*

ah ne yazık ne yazık ki

biz artık yokuz orda

yukarda kar lâpa lâpa

altta tohum çığlık çığlık

hepsi yalan hepsi gerçek

hepsi hepsi hepsi orda

o noktada o noktada o noktada

Hasan Hüseyin Korkmazgil

*

ABC’yi bile bilmeyen annem, Dünya’nın tüm dilleriyle anlatılamayacak sevgisiyle bizi bırakıp gitti. Ellerini tutamadığım 41 yıl, acıları hiç bitmedi, sevgisi, özlemi hiç tükenmedi.

Yaşamında beni çok sevdi, güvendi bana her zaman. Bunları hiç kötüye kullanmayan bir oğlunun olması mutluluğunu yaşadı.

Annelerin emeklerini ölçebilecek bir ölçü, tartabilecek bir tartı aygıtı yok. Bu emeğin karşısında yalnızca sevgi, saygı beklerler. Bunlar bende hep oldu, yine olacak.

Işıklar içinde uyu sevgili anneciğim. Seni hep sevdim, her zaman seveceğim.