TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Avrupa Birliği'ni (AB) göçmen politikaları konusunda eleştirerek, "AB verdiği sözleri tutmadığı ve gerekli insani girişimleri yapmadığı sürece göç dalgasının önüne geçilemez. Türkiye daha fazla göçmen alamaz. Herkes payına düşen sorumluluğu almalı." dedi. 

Şentop, İspanya'da bugün başlayacağı ziyaret öncesinde İspanyol haber ajansı EFE'ye verdiği demeçte, "AB'nin sadece finansman yardımı ile göçmen sorununu çözemeyeceğini anlaması gerektiğini, vaatlerin tutulmaması halinde yeni göçmen dalgasının önlenemeyeceğini" kaydetti.

AB'nin göçmen politikasını, "sorumsuzca, akıl ve hukuk dışı" olarak değerlendiren Şentop, "AB verdiği sözleri tutmadığı ve gerekli insani girişimleri yapmadığı sürece göç dalgasının önüne geçilemez. Türkiye daha fazla göçmen alamaz. Herkes payına düşen sorumluluğu almalı." ifadesini kullandı.

"AB bir entegrasyon programı ile yeterli sayıda göçmeni kabul etmelidir. Ancak mali yükümlülüklerini bile yerine getirmiyor." eleştirisini yapan Şentop, AB'nin göçmen sorununda çözümü finansmanın ötesinde ele alması gerektiğinin altını çizdi.

Türkiye-İspanya ilişkilerini de değerlendiren Şentop, "Türkiye'nin AB'ye giriş sürecinde İspanya'nın Türkiye'ye karşı ön yargısı olan ülkelere karşı desteği çok önemli. Türkiye ve İspanya'nın çok ortak noktaları var ama son zamanlarda AB ile ilişkilerimiz istediğimiz gibi ilerlemiyor. Bunun da AB cephesinden kaynaklandığını görüyoruz." ifadelerini kullandı.

Yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgını öncesi 12 milyar avro olan ikili ticaret hacminin 20 milyar avroya çıkarmak gerektiğini vurgulayan Şentop, gelişen Türk silah endüstrisinin, özellikle de İspanya'nın düzensiz göçü kontrol etmesine yardımcı olabilecek insansız hava araçlarına dikkati çekti.

Türkiye'deki Cumhurbaşkanlığı Sistemiyle ilgili sorulara da cevap veren Şentop, "Türkiye'de yürürlükte olan Cumhurbaşkanlığı Sistemi katı bir ayrımcılığa sahiptir. Yürütmenin TBMM'nin işi olan yasama üzerinde herhangi bir yetkisi yoktur. Parlamentoyu güçlendiren ve vatandaşlara cumhurbaşkanını doğrudan seçme yetkisi veren bu sistemden halkımızın vazgeçeceğine inanmıyorum." dedi.