21 Mart 2017’de Diyarbakır’da düzenlenen Newroz kutlamalarında polis Yakup Şenocak’ın açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren Kemal Kurkut davasında mahkeme, ‘ceza verilmesine yer olmadığına’ dair karar verdi. 

21 Mart 2017 Newroz’unda ne olmuştu? Herkes Kemal Korkut’un vurulma anını, gazeteci Abdurrahman Gök’ün olay anını görüntülediği video ile öğrenmişti. Elinde bıçak olan ve vücudunun üst bölümü çıplak bir şekilde Newroz alanında görüntülenen Kemal Kurkut, kontrol noktasında polislerle tartışmış, polislerden bazıları havaya uyarı ateşleri atmış, Yakup Şenocak isimli polis memuru ise Korkut’u hedef alarak ateş açmıştı. Kemal Kurkut olaydan kısa bir süre sonra kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. Olaydan hemen sonra konuyla ilgili açıklamada bulunan Diyarbakır Valiliği, Kurkut’un elindeki bıçağı öne sürerek “intihar saldırganı’ olabileceği şüphesi bulunduğunu ve olayla ilgili inceleme başlattıklarını duyurmuştu. 

Tüm deliller mevcut olmasına rağmen istinaf mahkemesine Yakup Şenocak’ın yeniden yargılanması talep edilmişti. Yeniden yargılamayı yapan Diyarbakır 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi, Yakup Şenocak için “amirlerinin emri ile hareket ettiği için ceza verilmesine yer olmadığına” karar verdi. Yargılanan polis beraat ederken Kurkut cinayetini karanlıkta bırakmayan, gazetecilik mesleğini yerine getiren Abdurrahman Gök ise toplamda 27.5 yıl hapis istemiyle karşı karşıya. Böylelikle 2017 yılından bu yana devam eden mahkeme, bir kez daha bizlere adaletin mumla arandığını ve suçluların aklandığını göstermiş oldu. Ayrıca alınan kararın nedenleri ile belgeler arasındaki çelişkilere bakmak bile davanın ne kadar şeffaf yürütülmediğini ortaya koyuyor. Mahkeme gerekçe olarak Amirin emrini yerine getirmek olarak belirtirken, Mülkiye müfettişi raporuna göre ise amir “ateş etmeyin” demiş. 

Ayrıca daha aynı hafta içinde Eskişehir'de Gezi Parkı eylemlerinde dövülen ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz davası ile ilgili inanılmaz ama alışıldık bir karar verildi. Korkmaz cinayeti ile ilgili davada yargılanan polis memuru Hüseyin Engin'e 'kasten basit yaralama' suçundan 7 ay 15 gün hapis cezası verildi. 19 yaşındaki bir genç, birkaç polis ve esnaf tarafından dövülerek öldürüldü. Adaletten yoksun bir şekilde verilen kararlar kasten adam öldürme suçu değilse, kasten adam öldürme suçu hangi kategoride değerlendiriyor doğrusu merak ediyorum. Adalet sadece bugün bu kararların arkasında olan kişiler için çalışır hale gelmiş durumda. İfade özgürlüğü kapsamına giren basit ifadeler nedeniyle yıllarca cezaevinde kalan insanların adalet çığlığına ses çıkarmayan mahkemeler, kasten öldürülen savunmasız gencecik insanların faillerini cezasızlık ile ödüllendiriyor. Bir ülkenin tüm hücreleri adalet sistemi ile çalışır. Eğer o ülkede adalet çalışmaz, keyfi ve yandaş bir şekilde uygulanırsa, çürümüş bir toplum kaçınılmaz olur. 

Yakın dönemde yaşanan cezasızlık örneklerini incelediğimizde Kemal Kurkut benzeri birçok farklı dosya benzer sonuçlar taşıyor. Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü ikinci sınıf öğrencisi olan 21 yaşındaki Şerzan Kurt’un, 12 Mayıs 2010 tarihinde ölümüyle ilgili yargılamada tutuklu polis Gültekin Şahin, mahkemenin verdiği müebbet karara rağmen hakkında hüküm 2’nci kez bozularak, cezası 8 yıla düşürülmüş ve tahliye edilmişti. Gültekin Şahin’de diğer polis ifadelerine benzer bir ifadede bulunarak “Polis olarak görevimi yaptım. Üstlerimden gelen talimat ile havaya ateş ettim” demişti. Polislik zırhı altına girerek ‘görevimi yaptım’ savunması öldürme gerekçesi olarak birçok dosyada karşılık bulmuştu. Oysa cinayetlerin hepsi savunmasız kişilere karşı kasten işlenmişti. 

Aynı şekilde Şırnak’ın Silopi ilçesine bağlı Karşıyaka Mahallesi’nde 3 Mayıs 2017 tarihinde polis memuru Ömer Yiğit’in kullandığı panzerin eve çarpması sonucu içeride uyku halinde olan 7 yaşındaki Muhammed ve 6 yaşındaki Furkan Yıldırım adlı kardeşler feci şekilde can vermişti. Cezaevinde kısa süre tutuklu bulunan Polis memuru Yiğit, 2018 yılında serbest bırakılmıştı.

TCK’nın 81 maddeleri kapsamında kasten adam öldürme suçunun basit şeklinin cezası müebbet ağır hapis cezasıdır. Bu maddelerin maalesef şimdiye dek uygulandığını söylemek maalesef mümkün değil. Hayatlarının baharında koparılan gencecik insanların hukuk mücadelesi, toplumsal bir mücadele ve vicdanı olan herkesin sorunu. Çünkü adalet herkese lazım, adalet hepimiz için.