İyi Parti Başkanlık Divanı'ndan çıkarılan İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, yaşanan sürece ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Ağıralioğlu, “Hiçbir şey söylenmedi. Hatta endişeye gerek olmadığı, ucu bana gelen radikal bir değişiklik olmayacağını duymuştum” dedi.

Bir gerekçe belirtilmesi gerektiğini bunun çok rencide edici bir şey olduğunu ifade eden Ağıralioğlu, “Usulü karardan daha rencide edici” ifadelerini kullandı.

Ağıralioğlu, Halk TV yazarı, gazeteci İsmail Saymaz'a konuştu.

“Bazı siyasi aktörler genel başkanlarına yük olur. ‘Bunu kabul edemem’ der. Ben öyle biri değilim. Partinin siyasi koordinatlarında yapılması gerekenleri diskura çevirebilecek bir yol arkadaşıyım. Geçimsiz değilim. Benim gibi birine bu şekilde görev değişikliği yaptırılmaz” diyerek sitem eden Ağıralioğlu, şunları kaydetti:

“Dersiniz ki ‘Mecliste olmanızı istiyorum’, başım üstüne. ‘Ayrılmanı istiyorum’, başım üstüne. En rencide edici olan kısmı, benim ve sizin aynı anda öğrenmemizdi. Ben dört senedir Akşener'in yol arkadaşı ve kurmayıyım. Genel başkanımız Genel İdare Kurulu'nda okudu ve orada öğrendim. Okudu ve gitti. Dedim ki, Allah allah! Hiçbir gerekçe yok. Bu sadece şimdi olmuyor. Grup başkanvekilliğimden alındığımı da açıklandığı zaman öğrendim. Parti sözcülüğünden alındığımı televizyondan öğrendim. Bu hep böyle.”

Ayrılığının Koray Aydın’ınkinden farklı olduğunu ifade eden Ağıralioğlu, “O rotasyona tabi tutuldu, ben kadro dışı bırakıldım” dedi.

“AĞIRALİOĞLU'NUN KADRO DIŞI BIRAKILMASI TEŞKİLATIMIZA SORULSUN. BİR KİŞİ DESE Kİ ‘GİTSİN!’ MÜMKÜN DEĞİL!”

Bu hafta İyi Parti lideri Akşener ile görüşecek Ağıralioğlu, "Neden kadro dışı bırakıldığını soracağını” söyledi.

Ağıralioğlu, “Diyeceğim ki varlığımdan mı, siyaset etme şeklimden mi ve hassasiyetlerimden mi... Neyi taşıyamadınız? Herkesin sığdığı Başkanlık Divanı'na Yavuz Ağıralioğlu niye sığamadı? Dört yıldır size, partimize ve arkadaşlarımıza hiç mahcubiyet yaşatmadım. Ağıralioğlu'nun kadro dışı bırakılması teşkilatımıza sorulsun. Bir kişi dese ki ‘Gitsin!’ Mümkün değil! Bütün teşkilatın gardı düştü. Parti içinde mücadele etmem, delege hesabı yapmam, ilçeye adam vermem, kongrelere karışmam. Bu iradenizi nasıl anlamalıyım?” ifadelerini kullandı.

“FETÖ'CÜLER ZİL TAKIP OYNUYOR”

Ağıralioğlu böyle bir karar alınmasının nedeni hakkında şu tahminde bulundu:

"Ben mizacen şöyleyim: genel başkanlar ihtiyaç duyarsa arar, yapmam gereken bir şey varsa söyler. Gidip lüzumsuz görüşmek, şirinlik yapmak, sohbet etmek; öyle bir tarzım yoktur. Bu şöyle görünüyor olabilir: ‘Ne ukala adam!’ Genel başkan kararları kendine mahsus gerekçelerle verebilir. Bunlar siyasi karardır. Sonuçlarını, sevinenler ve üzülenlerden takip edersiniz. Sevinenlere ve üzülenlere 3-4 gündür bakıyorum. FETÖ'cüler zil takıp oynuyor. PKK'lılar ve HDP'liler sevinmiş. İyi Parti'yi ‘HDP'yi dert etmeyin, mühim olan Erdoğan'ın gitmesi’ zeminine çekmek isteyen herkes davul zurna çalıyor. Siyasi ve toplumsal popülarite, söyleme şeklim, söylediklerimin haberleştirilmesi... Bunları ben yapmıyorum. Millet İttifakı'na yönelik nizayı (çekişme) benim üzerimden çıkarmaya teşebbüs ediyorlar. Cumhur İttifakı'nın da ‘Millet İttifakı'na hasar verirse Yavuz verir’ kurgusu var. Onu büyütüyor, projektörleri benim söylediklerime tutuyorlar.”

“GİTMEM İÇİN HER ŞEYİ YAPIYORMUŞSUNUZ DA SANKİ BEN YÜZSÜZLÜK EDİP KALIYORMUŞUM GİBİ”

Ağıralioğlu, Akşener’le yapacağı görüşmenin kendisini nasıl etkileyeceği konusunda da şunları kaydetti:

“Şuna inanmam lazım: ‘Genel başkanımız benden ayrılmak istemiyor.’ Bunu anlamıyorum ki. Genel başkana daha önce de söyledim. Şöyle hissettiriyor partideki işleyiş: Gitmem için her şeyi yapıyormuşsunuz da sanki ben yüzsüzlük edip kalıyormuşum gibi... Rencide oluyorum yahu!”

"Bugün olduğu gibi görev değişikliklerini Erdoğan gibi yaparsa, partisini Erdoğan gibi yönetirse, şuna sebep olur: Bunların hepsi aynı!"

Ağıralioğlu, İyi Parti’ye yönelik şu eleştirileri yaptı:

“Siyaset, kızdıklarına benzerse, bugün olduğu gibi görev değişikliklerini Erdoğan gibi yaparsa, partisini Erdoğan gibi yönetirse, kazanmak için Erdoğan gibi her yolu mübah görürse, 'Ne olursa olsun, bu gitsin' diye Erdoğan gibi davranırsa şuna sebep olur: 'Bunların hepsi aynı!'

En büyük korkum şudur: Söylemeye çalıştığım hassasiyetler yanlış algılanırsa, sebep olduğum tahribat AK Parti'ye itirazı zayıflatır. Ümitler inkisara (kırılma) uğrar. Erdoğan'ı tek seslilikle suçlayıp herkesin aynı şeyi söylediği siyaseti niye hayal ediyorsunuz?

AK Parti'ye itirazımız soylu bir itirazdır. Soylu itiraz zayıflasın istemem. AK Parti'ye karşı hassasiyetlerimizin itirazda kalmasını yeterli bulsam CHP'yi makul bulurdum. İtiraz yetse CHP alırdı memleketi. İtiraz yetmiyor. Peşinden inşa etmek lazım.”