Tarihçiler, Antik Yunanların çoğu zaman kıyafet giydiklerini söylese de çıplak erkek figürleri, Yunan sanatında bir normdu. Yapılan araştırmalar sanatın, hayatı daha önce düşünülenden çok daha yakından taklit ettiğini gösteriyor.

Çıplaklık, sanatçılar tarafından erkeklerin kahramanlıklarından ve statülerinden tutun, yenilgilerine kadar çeşitli rollerini tasvir etmek için kullanılan bir araçtı. Kadın çıplaklığı ihtiyatlı bir şekilde ele alındı, ancak giyimsiz erkek formu her yerdeydi.

Oregon Üniversitesi’nde antik sanat tarihçisi olan Jeffrey Hurwit, “Antik Yunan sanatında, birçok farklı anlama gelebilecek birçok farklı çıplaklık türü var.” diyor. “Bazen birbiriyle çelişiyorlar.”

arkeofili'nde yer alan habere göre Hurwit’in araştırması, Yunanların bazı durumlarda gerçekten de anadan doğma çıplak dolaştıklarını gösteriyor. Erkekler, yatak odasında ve yiyip, içip, kafayı buldukları symposia adı verilen partilerde, togalarını giymiyorlardı. Çıplaklık, atletizm sahasında ve Olimpiyat oyunlarında da yaygındı. Ancak kendilerini tozla karıştırılmış zeytinyağı ile kaplıyorlardı. Bu karışım, açık hava oyunları sırasında onları yakıcı güneşten koruyordu.

Gymnasium’a girdiklerinde kıyafetlerini çıkarıyorlardı, bu kelime Grekçe “çıplak” anlamına gelen “gymnos” kelimesinden geliyordu.

British Museum’dan klasik Yunan heykeli uzmanı Dr Ian Jenkins, Antik Yunan sanatında neden çıplak insan formunun var olduğunu ve aynı çağın diğer kültürlerinde neden olmadığını tam olarak açıklamakta zorlanıyor.

“Assur kültürüne, Mısırlılara veya Kıbrıs kültürüne bakarsanız, Yunanlar gibi çıplak bedenle (çoğunlukla erkek bedeniyle) rahat değillerdi. Aynı şey, Yunan etkisi altında olmadan önce Roma kültürü için de geçerliydi. Bunun kolay bir açıklaması olduğunu sanmıyorum.”

ÇIPLAKLIKLA MÜCADELE  

Ancak, Yunanlar için çıplaklık genellikle riskli bir konuydu.

Hurwit, “Genel olarak Yunan erkeklerinin şehirde çıplak dolaşmamaları, atlarını çıplak sürmemeleri ve kesinlikle çıplak savaşa gitmemeleri kabul görülüyordu.” diyor. “Birçok kamusal bağlamda, giyim isteğe bağlı değildi ve savaştayken çıplak olmak, intihar demekti.”

Her zaman olmasa da savaşçılar ve kahramanlar genellikle çıplak olarak temsil edilirdi. Böylece sanatçılar, erkeklerin düşmanlarını yenmek için kullandıkları fiziksel yeteneklerini yansıtabiliyordu. Ancak, Hurwit’in de söylediği gibi, çıplak bir şekilde savaşa gidiyorsanız, oldukça iyi savaşmanız gerekiyordu.

Bununla birlikte, antik sanatçılar tarafından çıplak tasvir edilen erkekler, yalnızca kahramanlar değildi.

FARKLI TABAKALARDAN İNSANLAR ÇIPLAK BETİMLENİYORDU 

Hurwit araştırmasında, mağlup düşmüş, ölmekte olan ve ölü erkeklerin de çıplak tasvirlerinin olduğunu gösteren örnekler sundu. Böyle durumlarda, kişilerin zayıf noktalarını yansıtabilmek için çıplaklık seçilmişti.

Aynı zamanda, işçilerin ne kadar çok çalıştığını göstermek için ter döktükleri işleri ve güçlü yönlerini yansıtan çıplak çizimler yapılıyordu. Her zaman olmasa da toplumdaki yerlerini göstermek için tanrılar ve daha yüksek sosyal sınıfa mensup insanlar da çırılçıplak tasvir ediliyordu.

Hurwit’in Yunan sanatının bu ince detaylarını araştırması, bugünkü medeniyetimizin kültürel kaynağına bir pencere açıyor.

Hurwit, “Kahraman olmanın ve normal beklentileri aşmanın ne anlama geldiğini anlamaya çalışabiliriz.” diyor. “Diğer kültürler hakkında ne kadar çok şey bilirsek, kendi kültürümüzü ve kendimizi daha derinden tanıyabiliriz.”

KADIN ÇIPLAKLIĞI  

Dr Jenkins, “Gerçek şu ki, Antik Yunanistan’da sosyal konvansiyon, saygın bir kadının asla çıplak görünmeyeceği anlamına geliyordu. Bu yüzden Afrodit’in (aşk tanrıçası) bir temsili, onu yıkanırken gösterebilir, çünkü bu bir kadının meşru bir şekilde kıyafet giyemeyeceği bir durumdu. Ancak bu bile Antik Yunan döneminde nispeten geç görülür.” diyor.

“Heykeltraşlar kadın heykeller için genellikle örtülere veya bazen mütevazı bir şekilde yerleştirilmiş bir kola başvuruyordu. Tabii ki, ince bir şekilde yerleştirilmiş örtü dokusunun görüntüyü daha fazla erotik hale getirebileceğini iddia edebilirsiniz.”