Tanıtım Bülteninden:

Demokrat Haber, Edebiyat Haber ve Oggito gibi sitelerde okumaları üstüne yazdığı yazılarıyla tanıdığımız Sedat Sezgin’in mizah yüklü aşk ve dostluk romanı ‘Feyruşe’ izankitap etiketiyle bu hafta itibariyle yeniden okurla buluşacak.

Tadımlık:

Dostum Feyruşe güzel bir insandı.

Evet evet, güzellik görecelidir. İyilik kişiye göre değişir. “Tavşan kaçar; aç kurt, koca bir ayıyı bile tek oturuşta bitirir.” Her zaman aynı masal… Yalandır, yalan! Asıl korkulması gereken şu üçkâğıtçı tilkiler. Sağ gösterip sol vururlar! Beni bunlardan ayrı tutun; söylüyorum işte, hikâyenin sonunda peşime düşmeyiniz. Tilkiler yamandır, hem de ne yaman! Her biri birer masal anlatıcısına benzer. 21. yüzyılda masal da ne ki? Öyle bir dantel örerler ki hayallerinize; başınıza çuval geçirir, köle gibi kullanırlar; farkına bile varmazsınız. Hayır, kapitalizm değil; suçu buna atmak daha kolay olurdu değil mi? Zavallılar! Her şey güzellik için. Her şey aşk için. Her şey erkeğin tutkulu bakışı için. Gerçi moda değiştikçe tutkular da kılık değiştiriyor. Dostum Feyruşe’yi bundan ayrı tutmak gerekir. Dostlarımı severim, ama onlar için bile olsa gerçeği, yalnız gerçeği inkâr edemem. İnsan oldu bukalemun, hatta renk değiştirmede zavallı hayvanın çok ilerisinde. Hepsi değil canım, bazıları, çoğunluğu. Her zaman da güç onlarda. Ya kadınlar? Bir tek kadınlar yolun sonuna varamadılar. Nerede mi? Tabii ki burada, bu topraklarda. Şekilden şekle girdiler, ama kadın olamadılar. Erkeklerin fermuarının içinde kıstırılıp kaldılar. Yaşayamadılar var olmayan hayallerini; bir tek çürük, kokuşmuş, benliklerinden uzak hayatlara katlandılar. Bir de tuhaf bir isim buldular onlara: “Kadının Hayatımızdaki Yeri.” Kimsenin aklına “Erkeğin Hayatımızdaki Yeri” sorusu takılmadı bile. Hâşâ! Bu ışığa yaklaşabilenler de en haydut tipli erkekleri bile hayrete düşürdüler. Zavallı Dostum Feyruşe! Memleketimin güzel insanları! Sevimli, tatlı, yardım sever, egonun kokusunu bile burnuna hiç çekmemiş iyi insanları! Çok şükür ki siz varsınız, siz olmazsanız kime anlatırım gerçeğin içindeki bu uyduruk masalları. Gerisi faso fiso. Neyse, ne diyorduk? Evet evet, iyilik güzellik... Âdem ya da Havva. Yarısı güzellikle taşarken, diğer yarısı da kötülükle beslenirdi Dostum Feyruşe’nin yüreği. Ama irin değildi bu kötülük, kalbinde siyah bir noktaydı. Yasak meyveye hani buradan göz dikmişti atalarınız.

O gün bu gündür aşk, hayatımızın baş belası. Yanımızdakine değil, uzaktakine göz dikeriz.

Elimizin ulaşamadığı parlak bir yıldıza çarpılırız…

Arka kapak yazısı:

Dehşet kapımızın önünde durmakla yetinmeyip evimizin içine, oturma odamıza, koltuğumuza, masamıza, yatak odamıza ve hatta düşlerimizin ta içine kadar sinmişse ne yapabiliriz? Çıldırmalı mıyız? Yoksa batan Titanik gemisindeki müzisyenler gibi neşeli şarkılarımızı çalmaya devam mı etmeliyiz? Yazar Sedat Sezgin ‘Feyruşe’ adlı bu yapıtında sözcüklerden mizah yüklü bir enstrüman yaratarak her yanıyla batan kalplerde aşkın, dostluğun ve umudun peşine düşerek modern bir masal kurguluyor.

“Dostum Feyruşe’nin hakkı var: kötülük sarmış her yanımızı, kalbimiz kapkara, beynimiz kapkara; bizi aydınlatmak için bin peygamber yetmez, asıl kötülük biziz, yüreğimiz zifiri karanlık.”

Sedat Sezgin kimdir?

1981 Batman doğumlu. Çocukluğunu köyde geçirdi. Lisans eğitimini sağlık alanında tamamladı. Yazın yaşamına öyküyle başladı. Sözcükler, Lacivert, Sincan İstasyonu, Şehir, Ekin Sanat gibi dergilerde öyküleri yayımlandı. Ayrıca Demokrat Haber, Oggito, Edebiyat Haber ve bazı sitelerde yaptığı okumalar üzerine yazıyor. Yayımlanmış roman ve öykü kitapları var.