Anayasa Mahkemesi (AYM), ‘Libya’da öldürülen MİT mensubu’ haberi nedeniyle gazeteciler Hülya Kılınç, Barış Pehlivan ve Murat Ağırel’in arasında bulunduğu beş gazetecinin tutuklanmasına ilişkin bireysel başvuruyu ‘kabul edilemez’ buldu.

Mahkeme, ayrıca, gazeteci Müyesser Yıldız’ın Ankara’da Libya haberleri nedeniyle tutuklanmasında hak ihlali olmadığına hükmetti.

Anayasa Mahkkemesi, 7 Nisan’daki Genel Kurul toplantısında gazetecilerin hukuka aykırı tutuklandığı iddiasına ilişkin iki başvuruyu görüştü. Ağırel, Pehlivan, Kılınç, Ferhat Çelik ve Aydın Keser, ‘tutuklama tedbirinin hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiği’ni iddia etmişti.

DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın aktardığına göre mahkeme, oyçokluğuyla iddiaların ‘açıkça dayanaktan yoksun olması’ gerekçesiyle başvuruyu kabul edilemez buldu.

Mahkeme, dünkü toplantısında gazeteci Müyesser Yıldız’ın da başvurusunu ele aldı. Yıldız başvurusunda ‘hakkında uygulanan tutuklama tedbiri nedeniyle ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiği’ni savundu.

Yıldız’ın başvurusunu ‘kabul edilebilir’ bulan AYM; daha sonra başvurunun esasını görüştü. Mahkeme, oyçokluğuyla Yıldız’ın haklarının ihlal edilmediğine hükmetti.

Ne olmuştu?

Libya’da Hafter güçlerinin saldırısı sonucunda bir Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) görevlisi ölmüştü. Kamuoyunun bilmediği olayı ilk duyuran, 3 Ocak 2020 tarihinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmuştu.

Erdoğan, MİT’in yeni hizmet binasının açılışında “MİT, Libya’da üzerine düşen görevleri hakkıyla yerine getiriyor. Görevleri sırasında hayatlarını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum” demişti.

Dönemin İYİ Parti Milletvekili Ümit Özdağ, 25 Şubat 2020’de Meclis’te Libya’da öldürülenlerin kimliklerini, MİT mensubu olduklarını ve nasıl öldürüldüklerini anlatmıştı.

İfşa olan bilgiyi haberleştirince tutuklandılar

OdaTV’de bu durum 3 Mart 2020 tarihinde ‘Sessiz, sedasız ve törensiz defnedilen Libya şehidi MİT mensubunun cenaze görüntülerine Odatv ulaştı’ başlığıyla haberleştirilmişti. Ağırel de Twitter hesabı üzerinden haberi paylaşmıştı. Haber, Yeni Yaşam Gazetesi’nde de yayımlanmıştı. 

MİT’in şikayeti üzerine dönemin Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Haber Müdürü Barış Terkoğlu, Manisa muhabiri Hülya Kılınç, Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel ile Yeni Yaşam gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik ve Yazı İşleri Müdürü Aydın Keser tutuklanmıştı.

İstanbul 34’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılama sonucunda Barış Pehlivan ve Hülya Kılınç MİT Kanunu’nda yer alan ‘istihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek’ suçundan üç yıl dokuz ay; Aydın Keser, Ferhat Çelik ve Murat Ağırel dört yıl sekiz ay ceza almıştı. Barış Terkoğlu beraat etmişti. Bu cezalar istinaf tarafından onanmıştı.

Ankara başsavcılığının yürüttüğü soruşturmadayda 8 Haziran 2020 tarihinde ‘casusluk’ iddiasıyla gözaltına alınan gazeteci Müyesser Yıldız, dört gün sonra ‘devletin güvenliğine ilişkin bilgileri açıklama’ suçundan tutuklanmıştı.

Yıldız’ın tutuklanmasının nedeni, OdaTV’de yayınlanan, ‘Kim bu Hafter’le görüşen Türk komutanlar’ ve ‘Libya’ya hangi komutan gitti… Yerine kim geldi’ başlıklı haberler olmuştu.

Yıldız dava sonucunda ‘devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme’ ve ‘devletin güvenliği veya yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri açıklama’ suçlarından üç yıl yedi ay 10 gün hapis cezasına çarptırılmıştı.