Anayasa Mahkemesi, cinsel saldırıya uğradığı iddiasıyla dava açan Ö.Ö.'den alınan kan örneği incelenmeden başsavcılık tarafından 'kovuşturmaya gerek yok' kararı verilmesi üzerine yaptığı başvuruda Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının usul boyutunun ihlal edildiğine oy birliği ile hükmetti.

Ö.Ö. 5 Mart 2016 günü bir arkadaşının evinde F.S.A. isimli kişinin cinsel saldırısına maruz kaldığını ileri sürerek 8 Mart 2016 tarihinde polise şikâyette bulunmuştu. Şikâyet üzerine İstanbul (Anadolu) Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştı.

BAŞSAVCILIK 'RIZASI VAR' DEDİ

Ö.Ö., F.S.A.nın içtiği kahveye uyuşturucu madde katarak kendisini etkisiz hâle getirdiğini ve cinsel saldırıda bulunduğunu iddia ederek kan örneğinin ve giydiği kıyafetlerin incelenmesini talep etti. Şüpheli F.S.A. ise polis tarafından alınan savunmasında üzerine atılı suçlamayı kabul etmeyerek başvurucu ile arasında yaşanan cinsel birlikteliğin başvurucunun rızasıyla gerçekleştiğini öne sürdü.

Ö.Ö. ve şüpheli F.S.A.'dan alınan kan örnekleri ve Ö.Ö.'ye ait iç çamaşırı İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü incelendi. İnceleme neticesinde 16 Mayıs 2016 tarihinde düzenlenen uzmanlık raporunda Ö.Ö'nün iç çamaşırındaki kanla meni lekesi üzerinde genetik yapı bulunduğu belirtildi. Ancak bu incelemede Ö.Ö.'nün kanında uyuşturucu madde bulunup bulunmadığı ile ilgili bir bilgi verilmedi.

Başsavcılıkça 10 Haziran 2016 tarihinde nitelikli cinsel saldırı suçu nedeniyle şüpheli hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Karar gerekçesinde, "...Şüphelinin eyleminin müştekinin rızası haricinde yaptığına dair dosyada delil bulunmamaktadır. Şüphelinin üzerine atılı Nitelikli Cinsel Saldırı suçunu müştekinin rızası ile gerçekleştirdiği anlaşıldığından ..." ifadesi kullanıldı.

'KANDA UYUŞTURUCU BULUNUP BULUNMADIĞINA BAKILDIKTAN SONRA KARAR VERİLMELİ'

Ö.Ö.'nün başsavcılık kararına itiraz etmesi üzerine İstanbul Anadolu 10. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından, "müştekiden alınan kan numunesinin incelettirilerek içerisinde uyuşturucu veya uyarıcı madde bulunup bulunmadığının tespit ettirildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" belirtilerek soruşturmanın genişletilmesine karar verildi.

KAN ÖRNEĞİ KAYBOLDU, BAŞSAVCILIK BU SEFER 'DELİL YOK' DİYEREK REDDETTİ

Adli Tıp Kurumu 16 Şubat 2017 tarihli yazısıyla başvurucuya ait kan örneğinin gönderilen materyaller içinden çıkmadığı için inceleme yapılmadığını belirterek gönderilen materyalleri Başsavcılığa iade etti. Başsavcılık tarafından Adli Tıp Kurumundan gönderilen mühürlü torba açılarak yapılan incelemede torba içinde sadece başvurucuya ait iç çamaşırı ile başvurucu ve şüpheliye ait bir adet ahşap pamuklu eküvyon çubuğu bulunduğu tespit edildi.

Başsavcılıkça başvurucudan alınan kan örneğinin akıbeti ilgili kolluk birimine müzekkere yazılarak araştırıldı ancak herhangi bir bilgi bulunamadı. Başsavcılığın 25 Nisan 2017 tarihli kararıyla şüpheli hakkında yeniden kovuşturma yapılmamasına karar verildi. Kararın gerekçesinde, "Mevcut deliller ve dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, şüphelinin eylemi müştekinin rızası dışında gerçekleştirdiğine dair bir delil bulunmaması sebebiyle... " ifadeleri kullanıldı.

Karar üzerine Ö.Ö., 6 Aralık 2017 tarihinde AYM'ye bireysel başvuruda bulundu.

'KARARLAR ÇABUK VE TEMELDEN YOKSUN SONUÇLARA DAYANMAMALI'

AYM tarafından yapılan değerlendirmede, "Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başkaca bir neden de bulunmadığı anlaşılan kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir" denildi.

"Yetkililer, olay ve olguları ciddiyetle öğrenmeye çalışmalı; soruşturmayı sonlandırmak ya da kararlarını temellendirmek için çabuk ve temelden yoksun sonuçlara dayanmamalıdır" denilen değerlendirmede, "Bu kapsamda yetkililer diğer deliller yanında görgü tanıklarının ifadeleri ile kriminalistik bilirkişi incelemeleri dâhil söz konusu olayla ilgili kanıtları toplamak için alabilecekleri bütün makul tedbirleri almalıdırlar" ifadeleri kullanıldı.

AYM: İHLALİN KAYNAĞI BAŞSAVCILIK İŞLEMLERİ

Ö.Ö.'nün iddiasının alınan kan örneklerinin incelenmesi sonucu ortaya çıkabilecek nitelikte olduğunu belirtilen değerlendirmede, Başsavcılık kararının kan örneklerinin uyuşturucu veya uyarıcı madde yönünden incelenmemesi nedeniyle eksik araştırmaya dayandığı belirtilerek kötü muamele yasağının usul boyutunun ihlal edildiğine karar verdi. İhlalin Başsavcılığın işlemlerinden kaynaklandığı belirtildi.

Oy birliği ile verilen kararda "Buna karşın ihlale neden olan durum yeniden soruşturma ile giderilebilecek nitelikte olmadığından yeniden soruşturma yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır" ifadeleri kullanıldı.