Pasolig şapkayı öne koyup düşünme zamanı gelmişti. Taraftar ısınamadı, sanki sessiz bir boykot eylemi var… Pasolig'e vize çıkmadı. Ana akım medya söylem kuramadı. Pasolig böyle gider mi? Ferhat Uludere "Beter olsunlar" dedi, olurlar mı? Beşiktaş- Bursaspor maçında Biliç nerede hata yaptı? Hangi oyuncu nasıl bir performans sergiledi? Lig'in ikinci/ üçüncü haftasında Beşiktaş'ı çekiştirdik..

Arat Saadetyan: Görünen o ki, Passolig'i konuşmadan bir hafta geçiremeyeceğiz… Bence bu uygulama sonlanana kadar da bıkmadan konuşmalıyız. Futbol her şeye rağmen bu topraklarda hiç bu kadar sıkıcı, böylesi bir çöl ikliminde olmamıştı herhalde. Önce futbolu bu hale getirenleri tebrik etmek gerekir. Haftanın tansiyonu en yüksek Bursaspor-Beşiktaş maçını 7 bin kişi izliyor. Ana akım medyada artık bu işin böyle olmayacağına dair sesler duyabiliyoruz… Ancak eleştiri elbet Passolig'e olmuyor, seyirci nasıl gelirse gelsin gibi bir anlayış mevzu bahis. Oysa taraftar fazladan kimseye para kazandırmak istemiyor, kaldı ki mevzu yalnız para kazandırmak da değil, muktedirler uslu, efendi müşteri istiyor, tribünlerde yükselecek muhalif bir ses istemiyorlar. Ben bu işin bu şekilde ellerine yüzlerine bulaşmasından dolayı gerçekten çok mutluyum… Farkında değiliz ama ciddi bir kesim herhangi bir örgütlülük olmadan sadece maça gitmeyerek çok büyük bir protesto gerçekleştiriyor.

ANAAKIM MEDYA PASOLİG KONUSUNDA KARARSIZ

Ferhat Uludere: Ana akım medyanın spor şaklabanları her dönem kendilerini komik duruma düşürmeyi başarmıştı. Son dönemde de bunun en güzel örneklerinden birini yaşıyoruz. Kanalın patronun kime bağlı ise ona bağlılık yemini eden bu güruh Passolig hakkında ne söyleyeceklerine karar veremedi daha. Çünkü patronları da karar vermiş değil… O yüzden insanların futboldan sıkıldığına ve futbolumuzun artık çok çirkinleştiğine dair açıklamalar yapıyorlar, ama asıl futbolu çirkinleştirenlerin kendilerini olduğunu yine görmezden geliyorlar. Ben seyircinin azlığından, sponsorların futboldan çekilmesinden ve futbolun marka değerinin düşmesinden hiç rahatsız değilim. Hatta daha da beter olmasını istiyorum. Daha beter olsun ki insanlar şapkayı önüne koyup bir düşünsünler ve bu güzel oyunun içinden safralar yavaş yavaş ayıklansın…  

Arat Saadetyan: Bu arada Bursaspor maçında Beşiktaş taraftarı için ayırılan bölüm Beşiktaş taraftarının Bursa'ya gelişi yasak olduğu için boş kalıyor. Peki Passolig'in en büyük amacı tribünlerdeki şiddetti önlemek değil miydi? O zaman ne diye Bursa tribünleri Beşiktaş taraftarına hala yasak? Olcay'ın boş tribünlere koşması bence çok anlamlıydı. Bu arada Türkiye'de 20'nin üzerinde stadyum yapımı mevcut... Futbol yok, futbolcu yok, seyirci yok ama devasa statlarımız olacak. Bir de bu statlarda futbol oynayacak zeminde olmuyor genelde, onu da eklemek isterim!

PARANIN ADRESİ BELLİ

Ferhat Uludere: İkimiz de bir kartın futbolda şiddeti önlemeyeceğini adımız gibi biliyoruz. Futbol hakkında yasa çıkartıp ucu kendine dokununca itiraz eden büyük takım başkanları, bu itirazı kabul edip ivedilikle bu yasayı değiştirmeye çabalayan bakanlıklar oldukça futbolda şiddet bitmez. Passolig futboldan ayrı bir pazar yaratma girişiminden başka bir şey değil. Bu parayı kimin kazanacağına önceden karar verilmişti zaten. Aynı şekilde Türkiye’de inşa edilen yeni statlarından da kimin para kazanacağı Olimpiyat adaylımız zamanında karara bağlandı bence. O zaman dağıtılan ihaleler stat olarak Türkiye futboluna geri dönüyor. Bu statları da gökdelen inşa edenler yapınca haliyle zemin de Kadir ağbinin parklarına benziyor…

Arat Saadetyan: Maça gelelim, bu sefer futbolun tanrıları Beşiktaş’ın yüzüne güldü sanırım. İlk yarıda Bursa tek kale oyuyor gibiydi. İlk yarıyı bu oyunla Beşiktaş 2-0 mağlup kapatsaydı kimse buna şaşırmazdı. Nitekim Bilic bu duruma müdahil oldu ve Oğuzhan’ı çıkartıp Sosa’yı oyuna soktu, "top en azından ayağımda kalsın" dedi. İlk yarının en iyisi de elbet Tolga’ydı bunun karşılığında.

BEŞİKTAŞTA OĞUZHAN BASKIYI KALDIRAMADI

Ferhat Uludere: Bilic; Bursaspor’un bu kadar baskı yapacağını ve Beşiktaş’ı oynatmayacağını beklemiyordu. Çünkü bu zamana kadar, özellikle önemli maçlarda oynatmayan ve kendi oynayan Beşiktaş’tı… Bunun için de çok özel silahları vardı. Şenol Güneş, Beşiktaş’ı kendi silahıyla vurdu ama tıpkı Beşiktaş’ın iki maçtır sonuca gidemediği gibi o da çaresiz kaldı. Hepimiz biliyoruz ki Bursa’daki bu maç Beşiktaş ve Beşiktaşlı için ayrı bir önem taşıyor. Bu yetmezmiş gibi arka arkaya gelen beraberlikler de takımı daha fazla sıkıntıya sokmuştu ve bence Oğuzhan bu psikolojik baskıyı kaldıramadı. Genç bir oyuncudan çok şey bekliyor Beşiktaş ve bu sıkıntının olması da çok normal. Ama Bilic, Oğuzhan tercihinden erken vazgeçti ve maçı kazanmayı bildi.  

Arat Saadetyan: İlk yarıdaki en büyük problem Beşiktaş'ın iyi yaptığı işleri de yapamamasıydı. Oyunun boyu fazlasıyla uzadı, burada ileri ucundan savunmadan yana destek görmemesi etkendi. Böyle olunca Veli ve Atiba’ya savunma anlamında geniş alanlar kalıyor ki her ikisi de geriye yaslanmaya meyilli oyuncular. Oysa Beşiktaş kötü futbol oynadı dediğimiz vakitlerde bile topu kendinde tutuyor ama önde alan daraltıp baskı yaratabiliyordu. Bursa maçının ilk yarısında bunu da göremedik.

BAZI TAKIMLARA HAKEMLER BAZILARINA TANRILAR YARDIM EDİYOR

Ferhat Uludere: Veli ve Atiba stoperlerin arasına girince Beşiktaş çok fazla baskı yedi. Bir de Bursaspor’un maçı kazanma istediği buna eklenince ilk yarı maç bitebilirdi, ama dediğin gibi futbol şansı Beşiktaş’a yardım etti. Bazı takımlara hakemler yardım ediyor, bazı takımlara tanrılar…

Arat Saadetyan: Bilic ikinci yarı bir hamle daha yaptı Serdar sahadaydı Necip kenarda. Serdar çok etkin olmasa da Necip’ten daha toparlayıcı oldu sağ bekte. Sosa ise fazla gösterişli oynamadı belki ancak faydalı ve iyi bir takım oyuncusu olduğunu gösterdi. İkinci yarı bu iki hamle ve Bilic’in soyunma odasında takıma elinin değdiği her haliyle belliydi. Bu arada kişisel olarak formda bir Serdar’ı o bölgede görmek çok istiyorum ben.

OĞUZHAN'A KIRILACAK CAM MUAMELESİ YAPMAYALIM

Ferhat Uludere: Bilic’in yaptığın en doğru hamle devre bitmeden Oğuzhan’ı oyundan almak oldu. Birçok futbol uleması bu hareketin Oğuzhan’ın moralini bozduğunu, Oğuzhan'ın futbol hayatının bu hareket ile biteceğini geveledi. Eğer Oğuzhan’ın futbol hayatı böyle bitecekse hiç başlamasın daha iyi… O hamle ile Bilic öncelikle kendi yaptığı hatadan döndü. Oğuzhan’a sıkı bir ders verdi ve elinde maçı çevirebilecek olan tek adama oyuna ısınması için zaman tanıdı. Futbolculara bu kadar kırılacak cam muamelesi yapmayalım lütfen, dünyanın her yanında işini iyi yapamayanlar bir süre sonra oyunun dışında kalır, futbolcuların ne ayrıcalığı var… Necip ve Serdar meselesine gelince Bilic’in Serdar konusundaki tutumunu anlamış değilim… İsmail sağbek oynayacaksa eyvallah ama Serdar yerine Necip oynayacaksa itiraz ediyorum. Serdar en azından orada ne yapması gerektiğini biliyor Necip hiçbir şey yapamıyor…

Arat Saadetyan: Bu hamlelerle birlikte Beşiktaş ikinci yarı silkindi ve üçüncü bölgede iyi yaptığı işleri yeniden hatırladı. Zaten gol de böyle geldi. Olcay’a bir parantez açmak gerekiyor bu arada; öyle enteresan bir oyuncu ki maç içerisinde kaçırdıkları ve savunmadaki zafiyetleri bir araya geldiğinde bir taraftarı çok sinirlendirebiliyor. Ancak sabırlı olup ona tahammül ederseniz mutlaka sizin yüzünüzü güldürüveriyor. Bir de Beşiktaş taraftarının olması gereken ancak nedense olmadığı tribünlere gidip gol sevincini yaşaması benim için maçın güzellikleri arasındaydı.

Ferhat Uludere: Olcay! Geldiği günden bu yana hakkında ne düşüneceğimi bilemedim. Kerim’in ondan daha yetenekli olduğunu düşünüyorum, Sosa’nın zamanla Olcay’ı yedek bırakacağını umuyorum, hatta Olcay yerine başka bir futbolcu göresim var Beşiktaş’ta… Ama Olcay iki net pozisyonu kaçırdıktan sonra öyle bir şey yapıyor ki yoktan gol yaratıyor. Çaykur Rizespor maçında alelade vurduğu top defansın bacaklarının arasından geçip gol oldu mesela. Olcay, Beşiktaş’ın yeni İbrahim Üzülmez’i… Hırsıyla, isteğiyle, düşünüp yapamadıklarıyla, istikrarı ve Beşiktaş sevgisiyle Deli İbrahim’den başka biri değil…

Arat Saadetyan: Bir de Atınç var… Fernandao’yu tutmak için oyuna girdi Atınç; gayet de başarılı oldu. A takıma çıktığından bu yana bir çok takımda kiralık oynadı her seferinde sezon başı kamplarına katıldı ancak kadronun yüzünü göremedi. Bilic onu bu sefer kadroda tuttu ve kullanmaya da başladı. Ben Beşiktaş’ta altyapıdan çıkacak her oyuncunun gözünü içine bakanlardanım ve Atınç’ın Necip gibi başarılı olmasını da çok istiyorum. Ve eklemek istiyorum Beşiktaş’ın kurtuluşu yeni yapılacak statlarda değil alt yapıdan yetiştireceği futbolculardadır. Beşiktaş ne zaman üreten kimliğine sahip çıkar o zaman başarılı olur.

BEŞİKTAŞ DAHA FAZLA ATINÇ YARATMALI

Ferhat Uludere: Ne olur Necip’ten daha başarılı olsun Atınç… Çünkü o Beşiktaş altyapısının sürprizi… Ne zamandır aynı isimleri konuşuyorduk: Batuhan gelecek dertler bitecek diyorduk; hatta en kötü zamanlarda Yetiş ya Muhammed diye bağırmaya başlamıştık. Ama Atınç’ın adını bile anmıyorduk. Hatta bilmiyorduk bile… Mustafa Denizli zamanında bir iki kez yedek kulübesinde boy gösterdi ve artık epey bir emniyetli duruyor orada… Ben de senin gibi düşünüyorum ve Beşiktaş’ın daha çok Atınç yaratması gerektiğine inanıyorum. En azından yedek kulübesine transfer yapmak yerine orada Beşiktaş’ın geleceğini inşa edebiliriz.

Arat Saadetyan: Çok zor bir maçı geçti Beşiktaş. Bazen böyle oynayıp kazanabilmek ileride oynanacak iyi futbolun işaretidir. Ben Bursaspor maçını böyle algılamak istiyorum. Ayrıca Bursaspor için de bir iki cümle sarf edeyim. Bu sene onlar da bu mücadelenin içindeler. Holman’ın, İbrahim’in yedek kaldığı bir takım yaratmış Şenol Güneş, kendisini yeniden bir takımın başında görmek de çok sevindirici. Ozan Tufan için de ayrı bir not olsun futbolumuzun çoraklığında dün akşam oynadığı oyunla buradayım ben dedi bu genç arkadaşımız.

Ferhat Uludere: Çok kısa olacak ama Bursaspor’da Şenol Güneş’ten başka hiçbir şeyi ciddiye almıyorum… Ama Beşiktaş’ın futbol anlamında değil psikolojik anlamda çok zor bir maçı geçtiğini düşünüyorum…