Herkes konuşuyor. Kimse kimseyi dinlemiyor. Herkes birbirine sorular soruyor. Kimse kimseye cevap vermiyor. Herkes düşüncelerinin doğruluğunu iddia ediyor. Kimse kimseye inanmıyor.

Adam asaletten dem vurur, babasının kimliğinden şüphelidir. Aidiyetiyle gurur duyar, iki dedesinden birinin adını sorsan bilmez. Adam dinden imandan nutuk atar alnı secdeye gitmez. Kuran’dan ayet okur, hadisler sıralar İslam’ın şartını sorsan bilmez. Adam vatansever geçinir, ülkesinin yüzölçümünün ne kadar olduğunu bilmez. Adam demokrasi havarisi kesilir, ötekinin düşüncelerine tahammül etmez. Kul hakkı günahtır der helal ile haramı karıştırır. Adam namuslu haysiyetli geçinir, on beş yaşındaki kızlara sarkar. Adam emekçi haklarını savunur, işçi olmak istemez. Adam insan haklarının savunuculuğunu yapar utanmadan başkalarının hakkına göz diker. Adam fukarayım der boynunu büker, bütün gün meyhaneden çıkmaz. Adam caddede kadın haklarını savunur yürüyüş yapar, akşam eve döndüğünde karısını döver. Adam muhalefette mazlumu oynar, iktidara geldiğinde diktatör olur. Adam kardeşkanı dökülmesin diye ihtilal yapar, sonra hapishanelerde işkence ile adam öldürür.

Tarihin seyrinde sadece volta atmışız, bir ileri gitmişiz bir geri gelmişiz. Kısır döngü içinde döne döne aynı noktaya varmışız. 

Liderler seçip göklere çıkarmışız, ilahlaştırıp tapmışız, gün gelmiş darağacında asılırken gıkımızı çıkarmamışız. Her zaman devlet baba olmuşuz, babalığımızla övünerek şefkatli görünmüşüz ama aykırı düşünüyor diye gencecik fidanları idam sehpasına çıkarmışız. İleri medeniyet seviyesini hedef koymuşuz, bilim adamlarımızı düşünürlerimizi ve yazarlarımızı on yıllarca zindanlarda çürütmüşüz. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir demişiz, milletin seçtiği vekilleri tutuklayıp hapishanelere koymuşuz. Yedi düvele karşı savaşmışız, emperyalistleri vatanımızdan kovmuşuz sonra da emperyalistleri ülkemizin orta yerinde (incirlik Üssü) misafir etmişiz. Kuvayi milliye ruhunu oluşturmuşuz, bin yıllık kardeşiz demişiz sonra kardeşi kardeşe kırdırmışız. Her şeyimizi millileştirmişiz bir türlü kuvayi milliye ruhumuzu koruyamamışız. Milli eğitim demişiz, milli park demişiz, bir türlü milli uçağımızı, milli tankımızı yapamamışız, milli donanmamızı inşa etmemişiz.

Ne oldu bize böyle? Nazar mı değdi diye düşünürüm, nazar neremize değer? Büyüler yapıldı muskalar yazıldı desem, yüzde doksan dokuzumuz Müslüman’ız ya, inanmayız muskaya büyüye. Basit bir soru ne oldu bize, nasıl geldik bu güne? Çalıştık, övündük, güvendik ve yine de bu hale geldik.

Ne yazık ki artık kimse kimseye güvenmiyor. Ülke insanının huzuru bozuldu. Et ile tırnak küskün… Her gün yeni ocaklar sönüyor. Yüreklerde acı, kin ve nefret. Savaşta inat, barıştan uzak… Birileri ülkenin en tepesinden parmak sallayarak; “düşünmeyin sinsi sinsi, okuyorum niyetinizi, acımadan alırım aklınızı” diyor… Serasker iyi şeyler olmayacak artık “intikam” diyor. Başka birileri eli coplu-sopalı misli misli diyerek can üzerinden rulet oynuyor.

Velhasıl, bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete…