Geçtiğimiz günlerde GENAR araştırma şirketinin 2012 Ocak ayında ülke çapında gerçekleştirmiş olduğu bir anketin sonuçları açıklandı. Gündemin yoğunluğu arasında, bu araştırmaya ilişkin oldukça ilginç bazı sonuçlar yeterince tartışılamadı. Bu anketin dikkat çeken kimi bulgularını irdelemeye çalışacağız.

 

Siyasi Duruş ve Parti Tercihleri

Katılımcılara siyasi duruşları sorulmuş ve %21,9 “Atatürkçü”, %15,7 “Milliyetçi”, %12,7 “İslamcı”, %9,6 “Dindar”, %8,6 “Muhafazakar”, %8,3 “Demokrat”, %6,4 “Laik”, %5,1 “Sosyal Demokrat”, %4,1 “Muhafazakar Demokrat”, %3,2 “Kemalist”, %2,5 “Sosyalist”, %2 ise “diğer” olarak yanıtlanmıştır. Araştırma kapsamında aynı deneklere “bir seçim olursa oyunu hangi partiye vereceği” sorulduğunda ise %51,6 AKP, %26,7 CHP, %14,3 MHP, %4,4 Bağımsızlar (BDP) yanıtları alınmıştır. Bu oranların gerçeği ne kadar yansıttığını bilemiyoruz, ancak iki soruya verilen yanıtlar karşılaştırıldığında ilginç sonuçlar ortaya çıkmaktadır.

 

AKP’ye oy vereceğini söyleyenlerin oranı %51,6 olmakla birlikte; kendisini “İslamcı”, “Dindar”, “Muhafazakar”, ve “Muhafazakar Demokrat” olarak niteleyenlerin toplamı %34,5’tir. O halde AKP’ye oy verenlerin geriye kalan %17’si (yani yaklaşık üçte biri) “Milliyetçi”, “Demokrat” ve “Atatürkçü” kesimlerden oluşmaktadır. Bu durumda AKP’yi salt “İslamcı” bir parti olarak görmenin yanlışlığı bir kez daha ortaya çıkmaktadır. AKP’yi “Milliyetçi-Muhafazakar” bir parti olarak nitelemek ve bunun üzerinden muhalefet yapmak daha gerçekçi olacaktır.

 

CHP’ye oy vereceğini belirtenlerin oranı %26,7 iken; kendisini “Atatürkçü”, “Laik”, “Sosyal Demokrat” ve “Kemalist” olarak niteleyenlerin toplamı ise %36,6’dır. CHP bu kesimlerin temsilcisi olduğunu söylemesine karşın, burada yer alan %36,6’nın %10’luk bölümü CHP’ye oy vermemektedir. Bu kesimin oylarını ağırlıkla MHP ve AKP’ye verdiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Hatta MHP’nin seçmenlerinin büyük bölümünün “Milliyetçi”ler olduğu düşünüldüğünde, CHP seçmeni olması düşünülen kesim içinden AKP’ye azımsanmayacak miktarda oy gittiği görülmektedir. CHP’nin bunun nedenleri üzerinde mutlaka durması gerektiğini düşünüyoruz. Öte yandan “Sosyal Demokrat” bir parti olduğunu iddia eden CHP’ye oy verenlerin sadece %5,1’i kendini “Sosyal Demokrat”olarak nitelendirmektedir. Bu durumda CHP’yi “Sosyal Demokrat” değil, “Atatürkçü” bir parti olarak görmek daha uygun olacaktır.

 

Uludere Operasyonu ve Toplumun Vicdanı

Anket sonuçlarında en çarpıcı başlıklardan biri kuşkusuz ki “Uludere Operasyonu konusunda ne düşünüyorsunuz?” sorusuna verilen yanıtlar olmuştur. Anketi yanıtlayanların %58,5’i “çok yanlış bir operasyon ancak bilmeden yapılmıştır” derken, %21,7’si “çok yanlış ve bilerek yapılmıştır” görüşündedir. Halkın %21,7 gibi azımsanamayacak bir bölümünün devlete güvenini yitirdiği ve devletin kendi yurttaşlarını bombaladığına inandığı ortaya çıkmaktadır. Öte yandan aynı soruya halkın %19,9’u ise “doğru bir operasyon ve her zaman böyle yapılmalıdır” diyerek toplumdaki ayrışmanın, bölünmenin ne duruma geldiğini; vicdanların nasıl karardığını bir kez daha göz önüne sermektedir. Bu ülkenin şu anda en büyük sorunu, yukarıdaki %21,7 ile %19,9’u barıştırabilmek; aynı ilkeler etrafında bir arada yaşatabilmektir. Bunun için ırkçı, ayrımcı, dışlayıcı tutumlardan kaçınmak gerekmektedir.

 

Diğer Başlıklar

Ankette dikkat çeken başlıklardan biri de “Kenan Evren’in yargılanmasını doğru buluyor musunuz?” sorusuna verilen yanıtlardır. Bu soruya halkın %59’u “Evet”, %41’i “Hayır” yanıtını vermiştir. Ülkemizde hala azımsanmayacak sayıda kişinin darbe ve darbecileri savunduğunu ve onların yargılanmasına karşı olduğunu görmek üzücüdür.

 

Vatandaşlara “en çok hangi kuruma güvendikleri” sorulduğunda “en güvenilir kurum ordu” ezberinin bozulduğu ortaya çıkmaktadır ki; bu durum pek de şaşırtıcı olmamıştır. Orduyu güvenilir bulanlar %62,1 iken, cumhurbaşkanlığını güvenilir bulanlar %68,8 ve TBMM’yi güvenilir bulanlar %62,3 olmuştur. Emniyeti (polisi) güvenilir bulanların oranı da %62,3’tür. Burada sevindirici olan TBMM’yi güvenilir bulanların oranının ordu, emniyet ve hükümetten daha fazla olmasıdır.

 

Araştırmanın çarpıcı bir başka sonucu da “hayatınızda hiç kitap okudunuz mu?” sorusuna %54,5 oranında “Evet” ve %45,5 oranında “Hayır” yanıtı verilmiş olmasıdır. Ülkemiz nüfusunun yaklaşık yarısının hayatında hiç kitap okumamış olması ülkemizin geleceği açısından karamsarlık yaratacak bir sonuçtur.

 

Araştırmada yer alan sorulardan biri de “hangisi olmadan yaşayamazsınız?”. Araştırmaya katılanların %39,5’i “TV”, %26,3’ü “cep telefonu” ve %11,4’ü ise “internet” olmadan yaşayamayacağını belirtmiştir. %19,7 oranındaki “hiçbiri olmadan yaşayamam” yanıtı da toplumumuzdaki bağımlılıkların hangi boyuta ulaştığını ortaya koymuştur. “Hepsi olmadan da yaşarım” diyenlerin oranı ise sadece %3,1. Acı ama gerçek, toplumun %97’si bağımlı.