Anadolu'ya başlattıkları büyük göçün bininci yılına doğru yaklaşırken Türkler, nereden geldiğinin, neye dönüştüğünün, farkında olamayan kendi şiddetinin kurbanı olmuş kayıp bir topluma dönüşüyor. Devlet de toplum da bölünmek ve çıldırmak üzere.

DEVLET EGEMENLİĞİNİ HALKA DEVRETMEK ZORUNDA

Bugüne kadar mülkü, nüfusu, bilgiyi, duyguyu devlet dağıttı. Bu yüzden de hep kutlu oldu ama bugün yeni bir modern eşiğe geldik. Devlet egemenliğini ve arşivini artık halka devretmek zorunda. Bu bildiğimiz anlamda devletin sonu demektir.

EZBER BOZULDU

Türk siyasal sistemi 7 Haziran seçimleriyle birlikte altüst oldu. Yüzde on barajı anlamsızlaştırılınca ezber bozuldu. Devlet korku ve panikle en iyi bildiği şeyi yaptı; darbe. Türk siyasal tarihi bir darbe ansiklopedisi gibidir çünkü Türk siyasal sistemi darbe üzerine kuruludur. Dahası başından beri bu böyledir. Tarihin olay ufkundan çıkıp mitolojinin olay ufkuna geçseniz dahi bu gerçek değişmez. Değişmedi de.

KÜRTLERE YAPILMIŞ YENİ BİR DARBE ORTAMINI YAŞIYORUZ

Her boyutta kıyım, talan, cehalet ve onu yönetecek olan bir diktatörün hazırladığı yeni bir anayasayı yürürlüğe koymak için yapılmış, öncelikle Kürtlere yapılmış yeni bir darbe ortamını yaşıyoruz.

Bugün ülkeyi HDP bir arada tutuyor.

HDP'nin de dahil olduğu demokratik bir anayasa yazabilme umudu bir arada tutuyor.

Yeni bir ülkü doğrultusunda geçmişle yüzleşmek ve onu temize çekmek isteyen bir toplum fikri bir arada tutuyor. Yoksa gelecekte toplumun, hangi kurallara ve değerlere bağlı yaşayacağını, geçmişinden çıkarttığı dersleri onlar yazmak istiyorlar. Hatta yazdılar hazır bekliyor bile. Bizi de ona göre hazırlıyorlar.