“Türkiye yaşanmaz oldu!
Gel gör halimiz yaman!
Haramiler, bezirganlar elinden
Aman, el aman
Kesilmiş mümkünüm, çarem
Vay ne olmuş vatan!”

Memlekette ekonomiyi, siyaseti takip etmek zor değil ancak gündem her an değişiyor. En doğru halkayı yakalayıp peşinden koşanlar da az değil.

“Kel alaka” bir konu olsa da ben kayıtsız kalamadım. Gazeteciler, İçişleri Bakanına, ”CHP’nin 14 Mayıs’ı sahiplenmesine ne diyorsunuz?” sorusuna verdiği yanıtta, ”Kılıçdaroğlu'nun 14 Mayıs’ı sahiplenmesi Stalin'in kapitalizmi anlatması gibi bir şey“ demiş. Stalin'in kapitalizmi sahiplenmesi gibi bir şey deseydi mesele yoktu. 14 Mayıs tarihiyle ilgili bir sürü ipe sapa gelmez kelam da etmiş. Geçelim bunları bir kalem. Bu arada Reis de "Yeter Söz Milletin "sloganın ç/alınmasına çok kızmış gayri milli ilan etmesi bir yana ”Menderesi idam ettiler” bile demiş Milet İttifakı için.

Ben Stalin’in “kapitalizmi anlatması” kısmına takıldım. Birkaç gün önce de Türkiye’de 13 milyarderin servetinin 44 milyon yoksulun servetinden daha fazla olduğuna takılmıştım. Kapitalizmi bu cümle yeterince anlatıyor kanısındayım. 1917 Büyük Ekim Devriminin önderlerinden, “kapitalizmin en gerici, en şovenist, en emperyalist unsurların açık ve terörcü diktatörlüğü” faşizmin ,Hitler faşizminin boynunu kıran Stalin anlatmayacaktı da kim anlatacaktı?

Seçimlerin 14 Mayıs 2023 Pazar günü olacağı kesin gibi. İktidar için 73 yıl öncesi sönmeyen bir umut olduğu, kurguyu bu tarih üzerine hesap ettiği anlaşılıyor ancak hesap çarşıya uyacak mı göreceğiz. Olağanüstü bir durum olmazsa eğer 14 Mayıs tarihini kendilerine milat edenlerin yine bir 14 Mayıs günü sonunun gelmesi ayrıca çok ironik olacak.

Ömründe tek bir güvenlik makalesi okumadığını ifade eden bir adamın içişleri bakanı olarak atanması ve bu görevi yıllardır yaptığı gerçeği de bir yana, kapitalizmin ne mene bir şey olduğunu kimsenin anlatmasına gerek yok. Bizim payımıza düşen kapitalizm çeşidi de bu ya da bizim gibi ülkelerde “işin raconu” böyle.

Kapitalizmi en iyi en doğru anlatanlar Stalin’in de içinde olduğu komünistler olmuştur. ”Kapitalizmin Babası” Adam Shimth’den de çok “Komünizmin Babası” “Kapital” gibi dev bir eserle kapitalizmin ne olup ne olmadığını ayrıntılarıyla ortaya sermiştir Karl Marks ve sonrasında O'nun takipçileri.

UYAN ALİM
Yıllardır susmuşum lal
Yanım yörem Tepegöz, Şahmaran!
Yürek çın çın eder ama,
Erdemli ve yiğit
Bir gerilla bıçağıdır, çatal
Derman sorar kurda kuşa derman!
Dağlar gül gülistan içinde
Al al!
Bir ben kalmışım
Rüsvay, malamat, üryan!
Adı görklü Marx yadıma düşende,
Uyan derim Alim
Uykudan uyan! 
Enver GÖKÇE

Okyanusun dibinde yaşayan canlılar gibi, suyun içinde olduğunun farkında olmayanların kapitalizmi anlaması ve anlatmasını beklemiyorum zaten. Aşağı yukarı “Amerika’nın keşfinden” daha doğru bir ifade ile Amerika’nın işgalinden bu yana içinde yaşadığımız sistemin adıdır kapitalizm. Kim tanımlarsa tanımlasın, üretim araçlarının özel mülkiyetine ve bunların kar amacıyla işletilmesine dayanan adaletsiz ve yıkılası bir sistemin adıdır.

Adam Smith de pek sevmezmiş zaten, ne de olsa akıllı adam, “evlat hayırsız” ise ne yapsın. ”Yerli ve Milli” olaydı toz mu kondururdu hiç demeyelim içinde beslendikleri, teneffüs ettikleri, koruyup kolladıkları kapitalizme “yerli ve “mili”lerimiz bazen açıktan karşı olduklarını bile söylüyorlar ya neyse dikkate alınacak bir laf değildir.

“Proleterler gece gündüz çalışırlar ama gene eskisi gibi yoksul kalırlar. Kapitalistler çalışmazlar ama gene de zengindirler. Böyle olmasının nedeni, proleterlerin yeterince zeki olmamaları ve kapitalistlerin dahi olmaları değil, kapitalistlerin proleterlerin emeğinin meyvesini toplamaları, proleterleri sömürmeleridir” (s. 40)

J. Stalin'in, “Anarşizm Mi Sosyalizm Mi?” broşüründe yaptığı durum tespiti budur. Öğretmeni Marks’tır, Engels’tir, Lenin’dir, bilimdir.

“Kapitalist düzen, meta üretimine dayanmaktadır: Burada her şey meta biçimini alır, her yerde alım satım ilkesi geçerlidir. Burada yalnızca tüketim ve gıda maddelerini değil, insanların iş gücünü, kanını ve vicdanını da satın alabilirsiniz” (s. 41).

Bu satırları Aralık 1906 Ocak 1907 tarihleri arasında kaleme almış Stalin, herkesin anlayacağı bir biçimde eğmeden bükmeden, süslemeden anlatmış. Kapitalist devletin parçalanması ve yerine sosyalist devletinin inşasının tarihsel bir zorunluluk olduğunu ortaya koymuş. 1917 Büyük Ekim Devrimiyle buz kırılmıştır. Yine kırılacaktır en zayıf halkadan başlayarak…

Enver Gökçe “Oy Beni” şiirindeki “Türkiye yaşanmaz oldu ! dizesi her şeyi özetlemiş bir nokta atışı gibidir bugün de. Umutsuz değil büyük ozan “kolektif hayattan” yanadır. Adı görklü Marx yadına düşende “uyan” demiş ya şimdi de uyanma zamanı , bugün de uyanma zamanıdır. Atila İlhan’ın “Belma Sebil” şiirinde dediği gibi; bunca yıl sönmemiş umudum/nisan değilse mayıs/perşembe değilse pazar”. Belki o tılsımlı gün 14 Mayıs’tır.14 Mayıs 2023’tür. ”Kel alaka” mevzularla bizleri meşgul edenlerin artık gitmesi gerekiyor bunun için Tek adam yönetiminin karşısında olan herkesin birbirini itmeden bir araya gelme ve uyanma zamanıdır. Belma Sebil’i bulma zamanıdır…

Belma Sebil
seni ben kallavi sokağı'nda gördüm
sen beni görmedin görmedin
kapıları çaldım adını sordum
söylemediler öğrenemedim
seni ben kallavi sokağı'nda gördüm
bir daha görmedim bilmedim
belma sebil adını yakıştırdım
aklıma geldikçe her sefer
gözlerinin mavisini bitirdim
saçlarının siyahına başladım

kallavi sokağı'nda güvercinler
benim karanlık istanbul'um
bir esnaf kahvesine oturdum
belma sebil ya geçti ya geçer
rüzgarını içime doldururum
kallavi sokağı'nda güvercinler
bunca yıl sönmemiş umudum
nisan değilse mayıs
perşembe değilse pazar
ben belma sebil'i bulurum