"Ülkemizin yöneticilerini eleştirmekte haklısınız; ama bununla sınırlamayın kendinizi; eğer yöneticiler yozlaşmışsa, halkın kendisi de en az o kadar yozlaşmış demektir. Yöneticiler bu genel kokuşmanın yüze vuran görüntüsüdür. Ağacı, kökünden başlayarak iyileştirmek gerekir.”
Yolların Başlangıcı; Amin Maalouf

Anımsanacaktır Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefetin adayı M. İnce “çivi” hikayesinde bir yiğidin ülkeyi kurtaracağını anlatmıştı. Tek adam yönetimine karşı yeni bir tek adamın ülkeyi kurtarma düşünü kuranlar sadece M. İnce’yle sınırlı kalsa mesele yok der geçerdik. Kendi gitti hırsı kaldı yadigar.

Bir kurtarıcı bekleme, bir önder kişinin sahaya çıkması sihirli bir değnek gibi duruyor. Nafile... İşi Kurtuluş Savaşına kadar götürenler az değil.

Malum 2023 seçim yılı. Herkes hesabını buna göre yapıyor , yapmak durumunda elbette. Kozlar paylaşılacaksa eğer, sandığın rolü inkar edilemez. Ancak öyle olaylar yaşanıyor ki, bu sandığın ne kadar güvenli olduğu bir yana bizzat sandığın kendisinin güvenliğinin nasıl sağlanacağı sorunu da hala çözülmüş değil.

Yine anımsanacaktır 31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul’da sandıktaki oyların korunması , güvenliğine tanık olmuştuk. İstanbul Türkiye’nin beşte biri. Koca bir şehir ve irili ufaklı muhalefetin bir şekilde sözünün/etkisinin olduğunu da unutmamak gerekir. O günlerde sandıktan çıkan oyları korumak ile 2023'te yapılacak Genel Seçimleri aynılaştırmak büyük hata olmaz mı? Bu ‘acı’nın öcünü Canan Kaftancıoğlu’ya çıkarmakla kalmadıkları ayan beyan ortada. Ne demişti; ”İstanbulu kaybeden Türkiye’yi kaybeder”. İstanbul’u yeniden fethetmek hülyasından vazgeçilmemiş henüz.

Muhalefetin güçsüz olduğu taşrada, kasaba ve köylerde sandığa hangi oyların atıldığı, sandıktan hangi oyların çıkacağı konusunda sanırım toplum olarak pek iyimser değiliz. Kuşkular az değil.

Yukarıda bir tek adam. Karşısındakinin söylemi benzer. Aşağıda hatırı sayılır bir kitle yeni bir önder beklemekte. ’Ağacı kökünden başlayarak iyileştirmek gerekir’. Nazım’ın dili varmamış ama söylemeden de edememiş, kabahatin kimde olduğunu... Ancak yine de yukarıdan başlamak gerekiyor söze; doymadılar, yorulmadılar.

Bütün Güzellikleri Alacaklar Elimizden”

Geldiler dört bir yandan kuşattılar hayatı

düşmandılar ne varsa iyiden güzelden yana;

ant içmişlerdi sanki yok etmeye güzellikleri

-görünmesin diye kendi çirkinlikleri-”

Geldiler, kaldılar. Dün kendilerinden önceki zaman oldu. Bugün ise geldikleri günden itibaren devam ediyor. Gün evrilmiyor, evrilmesin isteniyor. Anı yaşatıyorlar mubarekler... An herkeste başka, yukarıda başka, aşağıda başka doğal olarak. Yukarıda bir endişe, bir telaş bir hesap kitap dönemi. Doluya da koyuyorlar boşa da. Artık nerede nasıl tuttururlarsa müjdelerin verdiği “gaz” nereye kadar götürürse değil, hiç değil en azından 2023 kazasız belasız yada kazalı belalı fark etmez bir şekilde istenilen sonuç verinceye kadar boş durulmayacak. 7 Haziran 1 Kasım arası hafızalarda...

Hayat pahalılığı devam ediyor. Emekçilerin alım gücü her gün biraz daha düşerken asgari ücrete yapılan “müjde” oluyor. Fiyatları indirmekten vazgeçtik zamları durdurmak için ne yapılıyor. Kocaman bir hiç. Ancak büyüyor patronlar her geçen gün. Yoksullaşıyor halk. Şurada burada cılız sesler kısılıyor. Aşağıda değiştirecek olan yığınlar homurdanıyor. Ayrı ayrı farklı tonlarda.

Sokak röportajlarını izlerken şaşmamak elde değil. Dert yanan emekçiler az değil ama umutsuz. Bir kısım hem dert yanıyor geçim zor hem de yöneticiler değişmesin diyor. Gelecek olanlar mı güven vermiyor, biz aşağıdakiler her birimiz ayrı ayrı yerlerde mi duruyoruz. Her birimizi yönlendiren beyaz camlar mı farklı. Kimse kimsenin izlediği televizyon kanalına dönüp bakmıyor. Kendi mecrasından karşı taraf için duyduğuna inanıyor. Herkes kendince “fil” tarifi yapıyor. Nereye kadar bu böyle devam edecek?

Peru’da sol ittifakla iktidara gelen eski sendika lideri ve öğretmen Pedro Castillo’nun başına gelenleri Türkiye toplumunun ne kadarı biliyor. Sandıkta ve üstelik ittifakla iktidar olmak bile yetmiyormuş demek ki... Halkın iradesine sahip çıkacak bir oluşum yaratılmadan sandıkta kazanma sevinci ne kadar sürer...

Başlık ve şiir, şair yazar Gülsüm Cengiz’e ait. ’'Bütün Güzellikleri Alacaklar Elimizden” (şiirinin tamamı kültür sanat edebiyat dergisi “yeni e”nin 71. son sayısında )

(... )

Geldiler dört bir yandan savunmak için hayatı;

(... )

Birleştirip ellerini bir türküye başladılar:

Karşı çıkmazsak eğer, durduramazsak bu yangını ve yıkımı

bütün güzellikleri alacaklar elimizden, bütün güzellikleri ve sonunda yaşama sevincimizi...

Rüzgarın kanadında bir türkü şimdi

dilden dile yayılan, yaşamı savunma imecesinin sesi... ”