Mehmet Göcekli / Demokrat Haber

14 Mayıs’ta yapılacak milletvekilliği seçimlerinde çok farklı alanlardan adaylar var. Ancak hayvan ve çocuk haklarını gündemine ve söylemine alan aday ve parti bulmak çok zor. Ankara’dan aday olan Çağdaş Küpeli ise hayvan ve çocuk haklarını temel gündemi yapıyor ve “oy kullanamayanlar” için yola çıkıyor. Çağdaş Küpeli ile hedeflerini konuştuk…

cagdas-kupeli-3

Bize kendinizi tanıtır mısınız? Kimdir Çağdaş Küpeli? Nereden adaysınız?

Ankara 1. Bölge’de Yeşil Sol Parti’den milletvekili adayıyım. ÖDP’de kuruluşundan itibaren yer aldım, Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) ve ardından kurulan Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) kurucusu oldum. Bu partilerde çeşitli kademelerde yöneticilik yaptım. Sosyoloji mezunu atanamayan bir öğretmenim. Dershanelerde uzun yıllar öğretmenlik yaptıktan sonra, TBMM’de 4 dönem milletvekili danışmanlığı yaptım. Şimdi sendika uzmanı olarak çalışıyorum. Eşim, oğlum, yedi kedim, bir köpeğim var. Amatör bir dansçı, sporcu ve müzisyenim denebilir.

cagdas-kupeli-5

14 Mayıs seçimleri için neden hayvan haklarını gündeminize alarak bir kampanya yürütüyorsunuz? 

Bu seçim sürecinde hakları ihlal edilen, oy kullanamayan, “sesini duyuramayan”, çocukların ve hayvanların haklarını savunmak, bu alanda mücadele eden sivil toplum örgütleri, bireyler, kuruluşlar kim varsa onlarla birlikte bu hak temelli mücadelenin bir parçası olmak, elimden geldiğince bu sesi çoğaltmak istedim.

Birden fazla krizin iç içe geçtiği, yoksulluğun derinleştiği koşullar altında bir seçime gidiyoruz. İklim krizi, ülkemizde derinleşen ekonomik kriz mevcut eşitsizlikleri herkes için artırırken çocuklar ve hayvanlar için daha fazla, daha farklı zorluklar ortaya çıkarıyor.

Bu seçimler sadece yetişkinler için değil çocuklar ve hayvanlar için de cehennemin kapılarını kapatacağımız bir seçim olacak. İktidar eliyle artan ayrımcılık, şiddet dili, kadına, çocuğa, hayvana şiddet karşısındaki cezasızlık uygulamaları toplumsal şiddeti körüklüyor. Hayvanlar bu artan şiddet eğilimine ağır biçimde maruz kalıyor.

Sokak ortasında, zorla tutuldukları yerlerde öldürülen, istismar edilen, üzerinde deney yapılan, kürkü ve tüyü için öldürülen, eğlence için oyun parklarına hapsedilen, tecavüz edilen, av için soykırıma uğrayan, kürekle öldürülen, üstüne çimento dökülen, zehirlenen, işkence gören hayvanların çığlığını Meclis’e taşımak istedim. Hak ihlallerini görünür kılmak ve meclisin çözüm üretmesini sağlamak istiyorum.

Çünkü Yeşil Sol Parti yaşamı savunur. Hayvan hakları mücadelesi de yaşamı savunmaya dahildir. Yaşam hepimiz için.

cagdas-kupeli-4

Hayvan hakları konusunda mevcut iktidarın yaklaşımı nasıl?

İktidar hayvanlara bir meta, mal gözüyle bakıyor. Bu bakışının en somut kanıtı para karşılığı soyu tükenmekte olan hayvanların avcıların hedefi haline getirilmesidir. Hala hayvanlara karşı işlenen suçlar Türk Ceza Kanunu’na dahil değil. Ülkemizde hayvanlar üzerinde deney yapılmakta, yunus parkları faaliyetlerini sürdürmekte.

AKP’nin sosyal medya trol hesapları sokak hayvanlarını hedefe koyarak manipülatif ve kışkırtıcı paylaşımlar yapıyor. Havuz medyası doğruluğu kanıtlanmayan görüntüleri ve sahipli köpeklerin saldırılarını sokaklardaki masum canlara mal ediyor. Manipülasyonla, canavarlaştırma ile, ayrıştırma, kışkırtma söylemi ile hayvanların yaşam hakkına kast ediyor; toplu zehirlemelerin ve katliamların yolunu açıyor. Tüm bunlar, AKP’nin yaratmak istediği toplumsal düzenle de doğrudan bağlantılı elbette. AKP’nin neo-liberal kentsel dönüşüm projesinin bir parçası da kentleri hayvansızlaştırma politikasıdır. Bu çocukların da toplumsal gelişimini, toplumsal vicdanını hedef alan bir politikadır. Çocukların farklı canlarla bir arada büyüdüğü, iletişim kurduğu, yaşamı tüm canlılarla paylaştığımıza ilişkin farkındalığının arttığı, empati duyduğu toplumsal hayatı da yıkmak istiyor. Bu canlıların toplumsal hayattan koparılmasını, koparılırken de yok edilmesini istiyorlar. Bu nedenle hayvan hakları mücadelesi yaşamı hedef alan iktidara karşı başka bir direniştir.

cagdas-kupeli-2

Hayvan hakları neden önemli?

Hayvanlar yaşamın bir parçası ve ortağı. Hayatta kalacakları, güneşi görecekleri süreye, yaşayacakları koşullara keyfimize göre karar vereceğimiz eşyalar değil. Bize hizmet sunmak, fayda (!) sağlamak için dünyaya gelmiş değiller. Bu meselenin en önemli kısmı.

Öte yandan hayvanların metalaşması doğanın tüm canlılar için daha hızlı yıkımına neden oluyor. Hayvan hakları hayvanlar için, hayvanlar ve insanların biraradalığı için önemli; doğa için önemli.

543ccd10-ab57-47dd-9804-d044a14c0261

Sizce hayvan hakları konusunda neler yapılmalı?

Hayvanların yaşam hakkı başta olmak üzere, hayvan hakları anlamlı bir yasal zemine oturtulmalı. Anayasaya hayvan hakları ile ilgili bir madde eklenmeli; devletin doğal hayatı ve hayvanları koruma sorumluluğu Anayasal bir zorunluluk haline getirilmeli. Hayvanlara karşı işlenen suçlar da Türk Ceza Kanunu’nda yer almalı.

Avcılık, hayvanlar üzerinde deney yapma, hayvan sirkleri vb. yasaklanmalı. Kamu kurum ve kuruluşlarının hayvan hakları bağlamında görev, yetki ve sorumlulukları belirlenmeli; bu kurumlar sivil toplum örgütlerinin bağımsız değerlendirmelerine açık olmalı. Belediyeler başta olmak üzere yönetim aygıtları hayvan hakları önceliklerini planlamalarına yansıtmalı, bütçe ayırmalı ve yapılan çalışmaların sonuçlarını düzenli olarak paylaşmalı.