Onur Yıldırım / Demokrat Haber

14 Mayıs seçimlerine sayılı günler kala adaylar halkla buluşmalarını hızlandırdı. CHP’nin İzmir 2. Bölge’den aday gösterdiği Hacer Foggo da yoksul mahallerinde, tarım işiçileri arasında çalışmalarını sürdürüyor. Yoksullukla mücadele alanında uzun yıllardır çalışmalar yürüten Foggo ile mecliste neler yapmak istediğini ve seçim çalışmalarını konuştuk…

WhatsApp-Image-2023-05-11-at-17.08.39

Sizi tanıyabilir miyiz?

1967 yılında Tokat’ın Zile ilçesinde doğdum, yirmi dört yıllık evliyim 18 yaşında bir çocuğum var. 1990-2004 yılları arasında İstanbul’da ağırlıklı olarak insan hakları/sendika, kadın ve kadın hakları konularına odaklanan çeşitli gazete ve dergilerde 15 yıl boyunca profesyonel gazeteci olarak çalıştım. 2003 yılında beri sivil toplum alanında kent yoksulluğu üzerine çalışmalar ve araştırmalar yapıyorum. 2006 yılında kentsel dönüşüm projeleri nedeniyle Romanların yerlerinden edildiği Sulukulede mahallelinin yanında yer aldım. Roman hakları konusunda uzun yıllar araştırma ve çalışmalar yaptım. Türkiye’nin çeşitli illerinde çocukların okul devamsızlığı ve okul terkini önlemek için çocuklar ve kadınlarla ilgili merkezler kurulmasına öncülük ettim.

Pandemi döneminde ise 18 Mart 2020 tarihinde arkadaşlarım ile birlikte Derin Yoksulluk Ağı’nı kurarak temel ihtiyaçlara ulaşamayan 3 binden fazla aileye gıda, tablet, bebek maması, bebek bezi, kira, fatura desteği gönderilmesini sağladım.

2022 yılından beri kent/kırsal yoksulluğu önleyecek projeleri hayata geçirmek için CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü görevini sürdürmekteyim.

Aynı zamanda Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanlığını sürdürüyorum.

Yine Askıda Hayatlar- Yoksulluk Günlükleri adında yayınlanmış kitabım var. 2021 yılında da WOW Dünya Kadınlar Festivali’nde Türkiye’den lider kadınlardan biri olarak seçildim. 2022 yılında SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği’nin öncülüğünde, kadın hareketinin geniş katılımıyla belirlenen “SES Yılın Kadınları 2021” ödülünü, yine aynı yıl Artı Eğitim Dergisi Sosyal Sorumluluk Ödülü’nü ve en son 2022 yılında Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Eskişehir Şubesi 29. ÇGD Uğur Mumcu Dayanışma Ödülü’nü aldım. Şimdi ise İzmir 2. Bölge’de 8. sıradan CHP milletvekili adayıyım.

Seçim bölgenizin yerel sorunları hakkında çözüm önerileriniz nedir?

Seçim bölgemde de insanlar sadece ekonomi ve geçim derdini konuşuyor. Milletvekili olduğumda da yoksulluğu önlemek için daha fazla çalışacağım. Yoksulluğu önleyici politikalarla ilgili projeler yaparken o konuda çalışan sivil toplum örgütlerini ve o sorunu yaşayan kadınları, çocukları, yaşlıları, engellileri de uygulama sürecine dahil edeceğim. Yani gerçekleştirilecek her projenin uygulamasında onlar da özne olacaklar. Projeleri, politikaları onlar adına değil, onlarla beraber yapmak istiyorum. Kadın, çocuk merkezlerinin mahallelerde daha fazla yaygınlaşmasını istiyorum. Geçen gün Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği İzmir şubesi ile toplantı yaptık. Sosyal hizmet uzmanlarından çok şey öğreniyorum, yoksulluk içinde yaşayan her mahalleyi sosyal hizmet uzmanları izlemeli. Kamu kurumlarında, yerel yönetimlerde sosyal hizmet uzmanları olmadan yoksulluğu önleyemezsiniz. Çocuk ihmali, istismarı vb. konularda yönetmelik ve kanunlarda yapılacak değişikliklerde uygulamada olmalılar. Kısaca yoksulluğu önlemek için özellikle sosyal hizmet uzmanlarının çocuğun, kadının, yaşlının, engellinin vb. olduğu her alanda var olmaları için elimden gelen çabayı göstereceğim. Yine, psikolog, diyetisyen, sosyolog, sağlıkçı arkadaşlarım bu alanlarda olmazsa olmazlar.

Çalışmalarımız sırasında engelli aileleriyle buluştuk. Yerel yönetimlerin engellilere sunduğu hizmetlerden bahsettik, iyi örnekleri konuştuk. Bunlarla birlikte de kendi deneyimlerini dinledim. Örneğin işitme engelli bir bireyin noterde bir hizmet almak için ekstra para ödediğini biliyor muydunuz. Peki ya erkek engelli evladı olan ebeveynlerin sosyal güvencelerinden çocuklarının faydalanamadığını. Evde çocuğuna bakan kadınların düzenli bir işte çalışamadığı için yoksulluk koşullarında yaşadığını? Bunlar hep değişecek, herkes için yaşanabilir bir ülke yaratacağız, bunu da bu sorunu yaşayanlarla birlikte inşa edeceğiz. Tam da bu sebeple çözüm süreçlerine konunun (genç, yaşlı, engelli, kadın gibi) öznelerinin eklenmesinin de çok ama çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Fv2TtlLX0AQQGPM

İzmir’de kır ve kent yoksulluğu gelir adaletsizliği konularında çözüm öneriniz neler? Seçim bölgenizde hedefiniz ne? Seçmenlerden talebiniz nedir?

Yoksulluk kentte ya da kırsalda bir insan hakları ihlalidir. Devletin ekonomiyi yönetememesi, gelir dağılımını düzenleyememesidir. Kaynakların verimli ve kamu yararı için kullanımının planlanamaması, artı değerler yaratarak ülke zenginliği ve bunun paylaşımını düzenleyememektir. Bunun yanı sıra; küresel krizler, iklim krizi, salgın, ekonomik buhranlar ve devletin görevleri arasında olan zorunlu temel haklara dayanan hizmetlerin ya ötelenmesi ya da piyasa ekonomisine bırakılmasını savunan neoliberal politikalar nedeniyle artık çalışan ve /veya çalışmayan herkesin öngörülen veya öngörülemeyen nedenlerle ortaya çıkan bir olumsuz yaşam koşulu da yoksulluk halleri arasında gösterilmektedir. Yoksulluk bireyleri güçsüzleştiren, yalnızlaştıran ve sosyal dışlanmaya neden olan yapısal sorun alanlarını içermektedir. Süregelen ve nöbetleşe devam eden yoksulluk krizine, İzmir’de seçim bölgemde gündelik hayatın içinde her gün tanık olmaya devam ediyorum. Artık yoksulluk daha da kötü bir eşiğe inerek “aç ve korunmasız” olma haline karşı durabilme mücadelesine dönüştü. Özellikle günlük, güvencesiz, kayıt dışı çalışanlar ve/veya asgari ücret veya onun da altında ücret alanlar sağlıklı gıdaya erişmekte zorluk çekiyor hatta ulaşamıyor. Bu gerçekliğin rehberliğiyle mecliste de yapacağım çalışmalarda, projelerde yoksulluğun kolaylıkla görünebilir, izlenebilir olduğunu ve doğru politikalarla yapılacak projelerle önlenebileceğine inanıyorum.

Ayrıca, Türkiye’nin de parçası olduğu Avrupa Konseyi Avrupa Sosyal Şartı’nın 30. Maddesi "yoksulluktan korunma hakkı”nı tanımlamaktadır. Benzer şekilde BM Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi 12. maddesi ve BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 26 ve 27. maddeleri "beslenme, giyim ve konut dahil, yeterli bir yaşam düzeyi ve yaşama koşullarını sürekli olarak geliştirme hakkı”nı temel haklar arasında tanımlamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 90. Maddesi ile tanımlanan usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası Anlaşmalar kanun hükmündedir. Dolayısıyla CHP Anayasa ile güvence altına alınan uluslararası sözleşmelerin yükümlülükleri çerçevesinde yoksulluğu eğitimden sağlığa birçok insan haklarının ihlaline neden olan bir siyasi ve sosyo-ekonomik sorun olarak görmektedir. Cumhuriyet Halk Partisi, içinde bulunduğumuz bütün bu derin yoksulluk hallerinin ortadan kaldırılması ve insana yaraşır bir yaşamın sağlanması için insan hakları temelli bir yaklaşımı esas alacaktır. Böylece yoksulluğu devam ettiren yapısal problemleri ortadan kaldıracağız, aynı zamanda yoksulluk içinde yaşayanların erişemedikleri temel haklara sahip olacakları gerçeğini, hayırseverlikten ve yardıma muhtaç bırakılmaktan Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun gözbebeği projesi Aile Destekleri Sigortası yoksullukla mücadelenin yasal bir dayanak ve kurumsal araçlarla ele alınmasını sağlayacaktır.

İzmir elbette yalnızca merkezden ibaret değil, birazdan Kiraz’a gideceğim mesela. Merkez ile mesafesi 2 saat. Menemen’de, Ödemiş’te tarlalara girip tarlada çalışan insanlarla konuştum, günlük güvencesiz yevmiyeyle tarlada çalışan kadınlarla tanıştım, sorunlarını dinledim, çözüm önerilerimizi paylaştım. Kırsalda yaşayanların hayatlarını çok önemli ölçüde değiştirecek projelerimiz var. İlk olarak, küçük aile çiftçilerini örnek projeler yaparak hibeyle destekleyeceğiz. Tarım sektöründeki kayıt dışılığın önlenmesini ve tarım işçilerinin sosyal haklarının güçlendirilmesini sağlamak amacıyla, sektörün çalışma koşullarına uygun sigorta destek modellerini uygulamaya koyacağız. Yerel yönetimlerle iş birliği yaparak en geç 2 yıl içinde mevsimlik tarım işçilerinin konaklama, sağlık ve temizlik başta olmak üzere yaşam standartlarının iyileştirilmesine yönelik “Mevsimsel Yaşam Alanları” projesini hayata geçirecek, çocuklarının ulaşım ve beslenme masraflarını da karşılayarak en yakın eğitim kurumuna gitmelerini sağlayacağız. Kırsalda yaşayan kadın ve gençlere sigorta desteği verecek ve emekli olmalarını sağlayacağız. Milletvekili olduğumda yapacağım çalışmalar tam da bu çizgide ilerleyecek, tüm insanların eşit fırsatlara, hayallere sahip olması için çalışacağım. Örneğin yoksul mahallelerde yaşayan çocukların okul terkini engellemek için çalışacağım. Çocuklar erken yaşta okulu bırakmak zorunda kalıyor, bazen maddi sebeplerle evet ama bazen de sosyal sebeplerle. Biliyorsunuz, yoksulluk aynı zamanda bir sosyal dışlanma halidir. Dolayısıyla çocuk yoksulluğunu veya yoksulluk kaynaklı okul terkini engellemek için gelir odaklı yaklaşımlar tek başına yetmez. O çocuğun okula rahatça gidebileceği ortamlar ve koşullar yaratmak için çalışacağım. Kadınlar için mahallenin ortasında terlikleriyle yürüyüp gidebileceği merkezler, çocuklar için kreşler, gençler için mesleki eğitim merkezleri için çalışacağım, hepsini de o insanlarla yapacağım. Birlikte yapacağız, çünkü o mahallelerdeki ihtiyaçların tespitinde yol gösterici o mahallede yaşayanlar olacak.

WhatsApp-Image-2023-05-11-at-17.08.24

İzmir 2. Bölge 8. sıra milletvekili adayısınız partinizin tabanından oy kayması olduğu belirtiliyor ve bu durum sizin için bir risk olduğu tespiti yaplıyor. Bir diğer görüşte yoksullukla mücadeleye 20 yılını adamış bir vekil adayın meclise taşımak, yoksulların sözünü mecliste söylemesi için oyumuzu stratejik kullanalım Hacer ablayı meclise gönderelim görüşü var. Siz böylesi kritik bir aday olarak seçmeninize ne söylemek istersiniz.

İzmir’de derin yoksulluğun var olduğu mahallelerde, köylerde dolaşırken çocuklar ve yaşlıllar beni çok etkiledi. Ödemiş’te bir tarlada bezelye toplayan 80 yaşındaki kadının bir kilogram kıyma ücretine çalıştığı ve yanık yüzüyle bakışı, 13 yaşındaki tekstilde çalışan bir çocuğun bakışı da aynı. Hacer olarak ben o bakışları meclise taşıyacağım ve onlar adına mecliste olacağım, ona göre karar vereceklerine inanıyorum.

21 yıllık Ak Parti ve Erdoğan iktidarı nasıl bir Türkiye yarattı? Bu İktidarın izlerini yarattığı toplumsal algı nasıl değişir dönüşür?

Bu iktidarın bu memlekette yarattığı en ürkütücü şey korku iklimi. Bu korku iklimi 13-14 yaşındaki çocuklardan 80 yaşındaki insanlara kadar bütün toplumu etkisi altına aldı. En basitinden artık hiç kimse düşündüğünü ifade edemiyor. Adalet ve hukuk artık yok. Dolayısıyla bireysel ve toplumsal özgürlüklerimiz de yok artık. Bununla birlikte en çok zarar gören eğitim sistemi oldu. Eğitimsizliğin, liyakatsizliğin bu kadar yüceltildiği başka bir dönem olmayacaktır diye düşünüyorum. Türkiye’nin ikinci yüzyılına girerken eğitimden adalete, özgürlüklerden insan haklarına, ekonomiden uluslararası ilişkilere kadar her alanda yeni bir seferberlik başlatacağız.

Son olarak ne söylemek istersiniz?

Bu seçim çocuklarımızın seçimi, onların baharlarını kendi ellerimizle baskıcı bir rejime yokluğa teslim etmeyelim. Hangi dünya görüşünden olursak olalım, birlikte baharı karşılayalım.