Hatırlıyor musunuz bilmem ama CHP’nin 23. Dönem İzmir Milletvekili olan Canan Arıtman vardı. Türk kadınını neyin rencide edip etmeyeceğini elindeki “kıyafetölçer”e tutup değerlendirme yapardı.

Bu ölçümlerin sonucunda Başbakan’ın eşinin giyim tarzıyla ilgili olarak “giyim tarzınızla Türk kadınını rencide ediyorsunuz” dediği hala akıllardadır.

Ama Arıtman’ın tek yeteneği sadece Türk kadınını neyin rencide edip etmediğini belirlemek değildi. Arıtman, insanların etnik kökenini belirleyen bir “etnikölçer”e de sahipti.

Hatırlayınız, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün annesiyle ilgili olarak  “Cumhurbaşkanı’nın anne tarafından etnik kökenini araştırın, görürsünüz” demiş ve çok tepki çekmişti.

“Aydın bir Türk kadını” olan Arıtman’ın başörtülü kadınlar, silahlar ve burada sayamayacağım birçok konudaki engin değerlendirmelerini bir tarafa bırakıp günümüze gelelim.

Sahne yine aynı, oyun aynı. Yine bir CHP milletvekili. Yine İzmir, yine kadın bir milletvekili. Ama bir fark, bir gelişme var. Birgül Ayman Güler, Canan Arıtman’ı aşmış.

Arıtman, saptama ve ölçüm yapıyordu. Güler, ölçüm sonuçları hakkında bilgi veriyor. Diyor ki ”Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eş değerde gördüremezsiniz.”

Felsefi tartışmalara, ulus, millet kavramına Benedict Anderson’un, Antony D. Smith’in bu konulardaki teorik tartışmasına hiç girmeyelim.

Aklı başında olan herkes bu Emevi yaklaşımlı Hitler mirası zihin dünyasının artık çağın çok gerisinde kaldığını Türk ile Kürdün, Arap ile Farsın birbirine karşı bir üstünlüğü olmadığını anlar.  Ama sorun Ayman’ın söylediği gibi Türk ve Kürtlerin birbirine olan üstünlüğü meselesi değildir.

Sorun Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında liberal demokratik değerlere yaklaşan CHP yönetimini tasfiye planıdır. Tam da Başbakan’ın “İmralı ile görüşmeler yapılıyor” dediği, CHP liderinin bu görüşmeleri politikanın ucuz oyunlarına alet etmeyeceğini açıkladığı bir dönemde CHP içindeki ulusalcı kanadın “biz de varız” çıkışıdır.

Birgül Aymar Güler, laiklik ile cumhuriyet nakaratı arasında gidip gelen, yüzünü sahildeki kaygısızlar ile militan laiklere dönmüş,  Nutuk, 10.Yıl Marşı, laiklik, Atatürk edebiyatı ve “sarı saçlım mavi gözlüm” türküsüyle CHP’nin seçim kazanacağına inanan ulusalcıların tepkisidir.  CHP içindeki ulusalcı kanadın ateşli savunucusu Süheyl Batum’un ve CHP dışındaki ulusalcıların Güler’e desteği bu anlamda boşuna değildir.

CHP’de henüz açıkça ortaya konulmasa da Kadro hareketi ve Yön Dergisi’nin biçimlendirdiği Kemalist sol anlayışın ulusalcı kanadı ile SODEP-SHP çizgisinden beslenen sosyal demokrat kanadı arasında çekişme yaşanıyor.

Yani aslında her zaman olan oluyor. CHP, hem toplumla hem kendisiyle kavga ediyor ve yine her zaman olduğu gibi kaybeden CHP oluyor.