İktidar kanadı, Mersin Mezitli'deki polisevine düzenlenen saldırıyı gerçekleştirdiği açıklanan Dilşah Ercan'ın, CHP tarafından 2012 yılında hazırlanan 'Tutuklu Gazeteciler Raporu'nda adının geçmesi nedeniyle CHP’li isimleri hedef aldı.

Raporu hazırlayan isimler arasında yer alan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, konuya ilişkin sosyal medya hesabından video paylaşımları yaparak açıklama yaptı.

"Bu rapor yazılırken tutuklu, bu rapor yayınlandığı zaman AKP tarafından serbest bırakılan bir teröristten söz ediyoruz" ifadelerini kullanan Ağbaba, "İftiralarınıza yalanlarınızda boğulacaksınız. Ne ben ne de Cumhuriyet Halk Partili hiçbir kimse terörle anılamaz, terörle yan yana getirilemez, terörle ilişkilendirilemez. Bu kadar açık net" diye konuştu.

'KENDİ HATALARINI ÖRTMEK İÇİN İFTİRAYA BAŞVURAN İKTİDARLA KARŞI KARŞIYAYIZ'

“Seçimler yaklaşırken kendi hatalarını, kendi kusurlarını örtmek için yalana, iftiraya başvuran ve bunu devletin tüm olanaklarıyla yapan bir iktidarla karşı karşıyayız. Önce trolleri, sonra satılmış gazete ve bizzat kendileri bu yalanı kalleşçe tekrarlamaya devam ediyorlar” diyen Ağbaba şunları kaydetti:

‘CEZAEVİNDE ZİYARET ETMEDİĞİ NEREDEYSE KİMSE KALMAMIŞ KOMİSYON’

"10 yıl önce gazeteci örgütleri ve bağımsız gözlemcilerin raporlarında gazeteci olup, yazdığımız raporda adı geçen bir terörist üzerinden bize saldırıyorlar. Ayrıca bu raporu yazan Cumhuriyet Halk Partisi Cezaevi Komisyonu, farklı siyasi görüşlerden, farklı suçlamalarla cezaevinde olan herkesi ziyaret etmiş bir komisyon. Cübbeli Ahmeti de var İBDA-C örgütü lideri olduğu iddia edilen Salih Mirzabeyoğlu da var, Ergenekon’dan, Balyoz’dan cezaevine giren insanlar da var. Türkiye’de cezaevinde ziyaret etmediği neredeyse kimse kalmamış bir komisyon.

'11 MAYIS 2013’TE SERBEST BIRAKILMIŞ'

Bu rapor yazılırken tutuklu, bu rapor yayınlandığı zaman AKP tarafından serbest bırakılan bir teröristten söz ediyoruz. Adı geçen terörist 11 Mayıs 2013’te serbest bırakılıyor. Bizim raporu yayınladığımız tarih 23 Temmuz 2013. Dördüncü yargı paketi deyince anımsamayanlara ya da unutanlara hatırlatmak isterim. Çözüm süreci, barış süreci dedikleri bir süreçte PKK’yla anlaşıp İmralı’da Öcalan’la pazarlık yapıp, cezaevlerinin boşaltıldığı dördüncü yargı paketi. Ne hikmetse bu teröristin kendileri tarafından serbest bırakıldığını hiç söylemiyorlar. 11 Mayıs 2013’te AKP tarafından serbest bırakılmış bir teröristten bahsediyorum.

“NEREDEYSE PKK’YI DEĞİL BİZİ SUÇLAYACAKSINIZ”

Biz o tarihte 188 gazeteciyle birlikte bize mektup yazan bir isim var. Biz bu ismi geçenle yüz yüze görüşmemişiz, hiçbir temasımız yok, raporumuzda bir cümle ile olumlayan bir değerlendirmemiz yok. Ayrıca raporumuzda bu teröristin hangi suçtan yattığını da yazıyoruz. Sonra siz bu kişiyi terör örgütü ve İmralı’yla pazarlık sonucu serbest bırakıyorsunuz. Sonra utanmadan bize iftira atıyorsunuz. Bu teröristi serbest bırakan iktidara laf söylemiyorsunuz. Neredeyse PKK’yı değil bizi suçlayacaksınız.

'YALANLARINIZDA BOĞULACAKSINIZ'

Oysa barış ve çözüm sürecini hatırlamak lazım. O dönem yağlı, ballıydınız. Ta Kandil’e devletin Anadolu Ajansı’nı TRT’sini gönderip onlarla çay içip piknik organize eden sizlerdiniz. Ya da barış süreci dediğimiz o süreçte AKP Sözcülerinin söylemiş olduğu o sözleri biraz hatırlayalım. Biz 2013’te serbest bırakılan bir teröristin sorumlusu olarak bizi ilan etmeye çalışıyorsunuz. Bunu reddediyoruz. Daha iki gün önce ‘Avanos’ta terörist kalmadı’ diyen, ‘Teröristlerin ayakkabı numarasını biliyorum’ diyen İçişleri Bakanı’na laf söylemiyorsunuz. Bu polisimizin şehit edilmesinin sorumlusu olarak bu teröristlerin serbestçe Mersin’e girmelerinden söz etmiyorsunuz. Alçakça, iftiralarınıza devam ediyorsunuz. İftiralarınızda yalanlarınızda boğulacaksınız. Ne ben ne de Cumhuriyet Halk Partili hiçbir kimse terörle anılamaz, terörle yan yana getirilemez, terörle ilişkilendirilemez. Bu kadar açık net."