Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) eski milletvekili ve CHP PM üyesi Eren Erdem ile 11 Karşı gazetesi çalışanının yargılandığı davanın ilk duruşması İstanbul 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada görülen davanın duruşmasına, tutuklu sanık Eren Erdem, tutuksuz sanıklar Turan Ababey, Emre Erciş, Mehmet Bozkurt ve Kutlu Esendemir ile avukatları katıldı.

Çok sayıda CHP milletvekili ve partilinin izlediği duruşma kimlik tespiti ile başladı. Duruşmada, ilk olarak tutuklu siyasetçi Eren Erdem savunma yaptı.

Savunmasını üç temel başlık altında yapacağına değinen Erdem, “İlk olarak ben neden FETÖ üyesi olmamakla beraber, bu örgüte neden yardım etmiş olamayacağımı açıklayacağım. İkinci olarak gazetede yer alan haberlere ve iddialara değineceğim. Son bölümde ise taleplerimi sıralayacağım” dedi. Erdem, “FETÖ demek 2010 Referandumunda 'Evet' demektir. FETÖ demek Balyoz davası demektir. Ben FETÖ’nün tüm yaptıklarına karşı çıkmış birisiyim” diye konuştu.

'5 YIL ÖNCE 15 TEMMUZ'U YAZDIM'

15 Temmuz darbe girişiminin ardından devletten bir onur madalyası beklediğini söyleyen Erdem, ancak kendisini cezaevinde bulduğunu söyledi.

15 Temmuz darbe girişiminden 5 yıl önce Aydınlık gazetesinde yazdığı makalesinde darbenin yaklaştığını kaleme aldığını aktaran Erdem, “Ben bu yazımda post modern bir darbenin yaklaştığını yazdım. Benim bu yazıyı yazdığım günlerde iktidar milletvekilleri, Pensilvanya’ya gidip fotoğraf çektiriyordu. Bu öngörü bütün iradeyi uyarma konusunda katkı sağlayan bir yazıydı. Yazı FETÖ’nün iktidardan daha tehlikeli olduğunu söylüyordu” dedi.

İddia makamı tarafından "Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte yardım etmek” suçlamasıyla yargılandığını hatırlatan Erdem, “İlk ifademi alan savcı bana, ‘FETÖ’cü olmadığınızı ispatlamaya çalışmayın. İktidarı dağıtmak için cemaat ile beraber hareket etmişsiniz' demişti” diye konuştu.

'ADNAN OKTAR İLE AYNI TORBAYA KOYSUNLAR'

35'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin tutukluluk incelemesinde tahliye kararı verilmemesine gerekçe olarak, “15 Temmuz’un bir daha yaşanmaması için tutukluluğa devam” kararı verdiğini anımsatan Erdem, “15 Temmuz’u ben mi yapmışım? Ben hayatım boyunca bunlara karşı çıktım. Tutuklanacağımı biliyordum. Demokrasinin geldiği noktada bu bizim kaderimizdir. Beni utandıran şey FETÖ ile suçlanmaktır. İlla bir torbaya koyacaklarsa Adnan Oktar ile aynı torbaya koysunlar. Onların mürit yapısı bana daha uygun” diye konuştu.

GİZLİ TANIK İFADELERİ YALAN

Karşı gazetesinin birinci sayfasının kesilerek iddianameye konulduğuna dikkat çeken Erdem, “Gazetenin üst köşesinde Gülen raporu diye bir haber vardı.

2004 yılında Milli Güvenlik Kurulu’na (MGK) sunulan raporda FETÖ’nün nasıl örgütlendiği detaylı şekilde yazıyordu. Bu haberin yer aldığı kısım iddianameyi konulurken kesilmiş. İddia makamının ne arzuladığını anlayabilmiş değilim” ifadelerini kullandı.

İddianamenn gizli tanık ifadelerine dayandırıldığını söyleyen Erdem, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda gizli tanığın bir iddiasının yalan olduğunun ortaya çıkması halinde diğer tüm beyanlarına şüphe şerhi koymak gerektiğini anımsattı. Gizli tanığın kendisiyle ilgili verdiği ifadede, “Eren Erdem Karşı gazetesinden 4 bin TL maaş alıyordu. Onun yaşamı için yetmeyecek bir paraydı. Geri kalan kısmını FETÖ tamamlıyordu” dediğini belirterek, “Ben Karşı gazetesinden 12 bin 500 TL maaş alıyordum. 4 bin TL hesabıma yatıyordu. Geri kalan kısmını elden alıyordum. Bunun için iki ayrı sözleşme yapılmıştı. Gizli tanığın bütün ifadeleri yalan” dedi

‘BELGELERİ BANA VERMEDİ'

Yazdığı kitaplarda ve makalelerde Fettullah Gülen Cemaatini ağır bir şekilde eleştirdiğini belirten Erdem, iddianamede yer alan Karşı gazetesi muhabirlerinden firari sanık Ufuk Emin Köroğlu’nun belge temin ederek, bu belgeleri Eren Erdem’e verdiği yönündeki iddialara açıklık getirdi.

Erdem, “Ufuk Emin Köroğlu haberi yazar bize verirdi. Defalarca kendisiyle konuşmama rağmen belgelerini bana vermedi. Tartıştığımızda ise, ‘Benim imzam ile çıkmıyor mu? Size ne?’ dedi. Ufuk Emin Köroğlu’nu Mehmet Bozkurt arkadaşımız işe aldı. Ancak benim baskımla aldı. Ben ısrarla özel haber yapalım ve polis muhabiri alalım dedim. Bu muhabirle daha önceden tanışıklığım yoktu” ifadesinde bulundu.

İddianamede yer alan dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Obama arasında geçen telefon konuşmalarının Karşı gazetesinde yayınlandığı iddiasına ilişkinde Erdem, böyle bir haberin gazetede asla çıkmadığını, böyle bir haberin herhangi bir gazetede çıkması halinde dahi yerin yerinden oynayacağını aktardı. 

‘BERAATİMİ VE TAHLİYEMİ İSTİYORUM’

Kaçma durumu olmadığını bilinmesine rağmen tutuklandığını savunan Erdem, “Ben adli kontrol talebiyle tahliye istemiyorum. Ben beraatime ve tahliyeme karar verilmesini istiyorum. Çünkü ben suçlu değilim” diyerek diğer suçlamaları da reddetti.

Yarın ve Cuma günü de devam edecek olan duruşmalarda sanık savunmaları alınacak.

ERDEM HAKKINDA 22 YILA KADAR HAPİS İSTENİYOR

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 17-25 Aralık soruşturmaları sırasında yasa dışı ses kayıtlarını yayınladığı gerekçesiyle dönemin Karşı Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eren Erdem ile gazetenin sahibi Turan Ababey’in de aralarında bulunduğu 12 kişi “şüpheli” sıfatıyla yer alıyor.

Erdem’in “FETÖ/PDY silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek isteyerek yardım etmek” ve “Göreve ilişkin sırrın açıklanması”, “Gizliliğin ihlali” suçlarından 22 yıla kadar hapsi talep ediliyor.

Karşı Gazetesi’nin eski çalışanı 8 şüpheli hakkında da değişik oranlarda hapis cezası isteniyor. Turan Ababey’in de aralarında bulunduğu 3 şüphelinin “Silahlı terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan 15’er yıla kadar hapsi isteniyor.