Edirne F Tipi Kapalı cezaevinde tutulan HDP’nin önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kendi yazdığı Devran kitabından uyarlanan tiyatroya CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu, Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile sanatçı Kadir İnanır'ın yanı sıra çok sayıda aydın, akademisyen, sanatçı ve gazetecinin izlemesi ve bunun hükümet tarafından hedef göstermesine dair değerlendirmelerde bulundu. Demirtaş, "Bu sözde bakanı muhatap almayıp ona cevap vermemek en doğrusu. Hepsini bir araya getirseniz Kadir İnanır gibi insanların tırnağı etmezler" ifadesini kullandı.  

HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Artı Gerçek yazarı Ahmet Nesin'in sorularını yanıtldı. Demirtaş'ın açıklamalarının bir bölümü şöyle: 

‘ATTIKLARI NEFRET TOHUMLARI TUTMUYOR’

Devran okuma tiyatrosundan yansıyan fotoğraf çok tartışıldı. Merak ediyorum gerçekten, bir fotoğraf karesi birilerinin kimyasını bu kadar bozabilir mi?

Son 5 yıldır gece gündüz yürüttükleri kara propagandayla beni, arkadaşlarımı ve HDP’yi yıpratmaya ve itibarsızlaştırmaya çalışanlar, bütün bu çabalarının tersi doğrultuda etki yaptığını görünce çıldırıyorlar. Attıkları kin, nefret ve düşmanlık tohumları tutmuyor, tutmayacak da. Paniklerinin nedeni budur.

‘KADİR İNANIR’IN TIRNAĞI ETMEZLER’

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Devran kitabınızın okuma tiyatrosunu izleyen Kadir İnanır için "Eksik yapmışsınız Kadir efendi eksik yapmışsınız" dedi. Eksik olan ne sizce? Bu “eksik yapmışsın” sözünün tam karşılığını nasıl okumak gerekiyor?

Bu sözde bakanı muhatap almayıp ona cevap vermemek en doğrusu. Hepsini bir araya getirseniz Kadir İnanır gibi insanların tırnağı etmezler.

‘HDP BU TÜR ALÇAKLIKLARA PAPUÇ BIRAKACAK DEĞİL’

HDP İstanbul il binasına yapılan silahlı saldırının, Devran okuma tiyatrosundan sonra gelişen iklimde gerçekleştiğini nereye koymak lazım sizce?

Bu tür provokatif saldırılar iktidardan ve onun hedef gösterici söylemlerinden bağımsız olamaz. Geçmişte de benzeri saldırılar çok yaşandı. Faillerin kimler tarafından korunduğuna bakıldığında arkalarındaki gücün kim olduğu da anlaşılıyor. İstanbul’daki silahlı saldırıyı yapan şahıs polis karakoluna sığınıyor ve hakkındaki soruşturma en hafif suçlamayla başlatılıyor. Herşey ortada değil mi? Ancak HDP bu tür alçaklıklara pabuç bırakacak bir parti değildir.

‘ABBAS’IN YOLCU OLDUĞUNU BİLİYORLAR’

Siyasi arenada bileğinizi bükemeyenler sizi rehin alarak intikam aldıklarını sandılar. Ancak kitaplarınız bile onların sinirlerini hoplatıyor. Bir tiyatro gösterisine, oyunculara, izleyicilere, dayanışma içindeki kadınlara karşı hep bir ağızdan saldırıya geçmeleri sizce neyi gösteriyor?

Acizliklerini, tükenmişliklerini gösteriyor tabii ki. Çok çaresiz bir durumdalar. Abbas’ın yolcu olduğunu biliyorlar ve bu giderek hızlanan düşüşü bir türlü durduramayınca çılgınlar gibi, akılsızca sağa sola saldırıyorlar.

‘REHİN ALINDIĞIMDAN BERİ HALKLA BAĞIMI HİÇ KOPARMADIM’

En izole durumda bile önemli bir rol oynuyorsunuz. Erdoğan’da Kürt alerjisi ve HDP alerjisi dışında bir de Demirtaş alerjisi var sanırım. “İçeri attırarak” sizden kurtulmak istedi ama olmadı. Edebiyatla uluslararası alanda kendinize zemin açtınız ve bu da Erdoğan’ı çok daha kızdırıyor olsa gerek. Ne murat ettiyse olmadı, aksine daha da güçlendiniz. Kaderin bir tecellisi mi bu?

Valla kaderin bir tecellisi mi bilemem ama ben halkın yetiştirdiği bir siyasetçi olarak attığım her adımı; söylediğim, yazdığım, her şeyi bilinçli, programlı ve planlı bir mücadelenin seyri içinde sabırla, iğne oyası işler gibi atıyorum. Benim en büyük şansım halkın sonsuz enerjisi ve desteğidir.

Rehin alındığımdan bugüne halkla bağımı hiçbir zaman koparmadım. Halk da beni asla yalnız bırakmadı. Instagram’da, Twitter’da, Facebook’ta benimle ilgili paylaşımlar yapanlar, Whatsapp gruplarında mesaj atanlar, yeri geldiğinde eski konuşmalarımı dolaşıma sokanlar, çarşıda pazarda beni ananlar, mitinglerde ve yürüyüşlerde beni hatırlayanlar ve benim için dualarını esirgemeyenlerdir, Erdoğan’a haddini bildirecek olanlar.

Halkın gücü olmadan hiç kimse bir şey yapamaz. Ben halkın öz evladıyım, öyle de kalmaya devam edeceğim. Halkımıza verdiğimiz her sözün arkasında da canımız pahasına durmaya devam edeceğiz.

'PAZARDA LİMON SATIP ONURLU YAŞASANIZ KEŞKE AMA NE GEZER…'

Daha önce sizi programlarına çıkaranlar şimdi kitaplarınızdan ‘teröre destek’ faaliyeti çıkarmaya çalışıyorlar. Demirtaş aynı Demirtaş, ama çoğu kimse değişti ve iktidar yandaşı oldular. Bunlar için neler söyleyeceksiniz?

Allah ıslah etsin bunları. Yandaşlık yaparak haram lokma yiyeceklerine pazarda limon satıp onurlu yaşasalar keşke. Ama bunlarda gurur ne gezer. Bugünler de geçer, hepsi utançlarıyla baş başa kalırlar.

GELECEK PARTİSİ’NE YANIT VERDİ: CEVAP HAKKIMA SAYGILI OLUN

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Siyasi İşler Başkanı ve Parti Sözcüsü Selim Temurci, “Selahattin Demirtaş'ın özür dilemesi gerekiyor” dedi. Partinin Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise, Kobani olaylarının yaşandığı dönemde sizinle yaptığı telefon görüşmesini “Ben Sayın Demirtaş'a bu konuda insanları tahrik eden konuşmalardan kaçının dedim" ifadelerini kullandı. Bu açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben hapisteyim. Bir muhalefet partisi bana cevap hakkı doğuracak bir suçlamada bulunuyorsa hiç değilse biraz adil olup benim cevabımı dinlemeli. Yeni bir siyaset anlayışı geliştirmek istiyorlarsa karşılıklı olarak daha saygılı bir dil ve üslupla hareket edilmesinde yarar görüyorum.

‘AKP’NİN ŞANTAJ POLİTİKASININ LİMİTİ DOLMAK ÜZERE’

Suriye Milli Ordusu (SMO) adı altında bir araya getirilen radikal gruplar Libya'ya taşındı ve taşınıyor. Buraya giden gruplardan 120 kadarının silahlarını bırakıp İtalya’ya geçtiği ve iltica talebinde bulundukları İtalyalı yetkililerce söylendi. Türkiye bu yöntemle, Avrupa’yı tehdit etmenin ötesine geçti. Türkiye bu cesareti nereden alıyor sizce?

Avrupa’nın kendi içinde çözüm üretemeyen tıkanmış ve hantal yapısı nedeniyle AKP’nin şantaj politikasının da bir sonu, limiti vardır, o da dolmak üzeredir. AKP bu tarz dış politikayı ilanihaye sürdüremez.