Dersim'de Alevi Bektaşi Federasyonu, Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı, Pir Sultan Abdal Derneği, Demokratik Alevi Derneği (DAD) gibi kurumların öncülüğünde "Alevilik İnancına Yönelik Yeni Yasal Düzenlemeler" konulu bir panel düzenlendi.

Belediye Konferans salonunda düzenlenen panele katılan konuşmacılar Aleviliğin torba yasayla yok sayıldığını ve taleplerinin görmezden gelindiğine dikkat çekerek, birlik olma çağrısında bulundular.

"TORBA YASAYLA İNANCIMIZ YOK SAYILIYOR"

Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Arslan bir çok ilde eş zamanlı toplantılar yaptıklarından bahsederek, "25 Aralıkta İstanbul Yenikapı’da bir kurultay düzenleyeceğiz. 35 yıldır eşit yurttaşlık temelinde bir hak mücadelesi veriyoruz. AHİM' e kadar zorunlu din dersleri ve cemevleriyle ilgili davalar açıldı. Ama bizler taleplerimizi dillendirdikçe taleplerimizin içini boşaltmaya çalışan bir anlayışla karşılaştık. Son 20 yılda toplumun diğer kesimlerinin hiç talebi yokmuş gibi çeşitli çalıştaylar başlatan bir iktidarla karşılaştık. Devleti yönetenler Alevileri tarif etmeye kalkıştılar. 5 ana talebimizi 2009'da yapılan çalıştaylarda dile getirdik ama hiç bir şey yapılmadı. Eşit yurttaşlık talebimizin anayasal güvence altına alınması, zorunlu din derslerinin kaldırılması taleplerimiz dile getirmemize rağmen görmezden gelindi. İktidar her konuda olduğu gibi bu konuda da ustaca bir manevra çizmeye çalışıyor. Devletten laiklik temelinde taleplerimizin hayat bulması mücadelesini verdik ama iktidarın toplumda yaratmaya çalıştığı algı ile bizim içimizden kişilerle hükümetin diliyle saldırmaya çalışıyorlar. Biz kurum temsilcileri olarak mücadele etme konusunda kararlıyız

Torba yasayla inancımız, ibadetimiz yok sayılıyor. Kültür ve Turizm bakanlığında inancımıza yer verilmesi Aleviliğe hakarettir. AKP'nin iktidara geldiği günden bugüne kadar kendi Kürdünü, sendikacısını oluşturduğu gibi kendi Alevilerini oluşturmaya çalışıyor. Gülenin cami cemevi oyunu oynadığı gibi 15 Temmuz sonrası iktidar 2 tane Alevi kurumu kurarak oyunlar oynamaya devam ediyor. Bu adımın olumlu bir adım olmadığını her Alevinin bilmesi gerekiyor.

Kurulacak daire ile Alevilerle ilgili yapılan tüm çalışmalar, cemevlerinde yapılacak panel sempozyum vb. izni o dairelerden geçmiş olacak" dedi.

"BİRLİK OLMAK ZORUNDAYIZ"

Laik demokratik bir ülkede devletin tüm inançlardan uzaklaşıp mesafe koymasını istediklerini kaydeden Aslan, "Devlet hiçbir inancı finanse etmemeli tarif etmemelidir. İnancımıza sahip çıkmanın tam da zamanı. Birlik olmak zorundayız. Tüm kurumlar olarak bir aradayız. İnancımıza yapılan saldırıya karşı birlikte olma ve mücadeleyi yükseltmek zorundayız. Yalnız kalıp av olmaktan vazgeçelim. Cemevlerimizin kurumlarımızla birlikte olmasına ihtiyacımız var" diye konuştu.

"SORUN DEMOKRATİK ANAYASANIN OLMAMASI"

Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez ise sorun ülkenin demokratik bir anayasaya kavuşmamasıdır diyerek, "Türkiye çeşitliliğiyle var olan bir coğrafya. Bunu istemeyenler karşıt bir mücadele veriyor. Bu iktidar çok büyük şeyler söyleyerek geldi. Yeni anayasa özgürlükler vb gibi özlem çekilen şeyler söyledi. Temel eğitim kurumlarının dinselleştirildiği bir durum söz konusu. Zolingen katliamı için asimilasyon ve insanlık suçu diyen dönemin Başbakanı şimdiki Cumhurbaşkanı, Madımak'ın önüne gidenleri terörist ilan etti. Bu toprağın her acısı bizim acımızdır. Gelin anayasayı değiştirelim. Anayasa değişikliğinde barış meselesine dair bir çok taslak sunmamıza rağmen görmezden gelindi. Türkiye daha fazla dinselleşip tek tip bir yapı haline getirildi. Diyanet işleri başkanı Cem evleri benim kırmızı çizgimdir diyor. Bunlara hadi oradan demek lazım. Diyanet herkesi asimile etmeye çalışıyor. Tek başına burada değil Avrupa’da da böyle çalışmalar yürütüyor. 'Alisiz Alevilik' gibi kavramlarla Alevileri parçalamaya çalışan, toplumsal yönden değil teolojik olarak açıklamaya çakışan bir iktidar karşımızda. Konu Alevilik olunca inkarcılık hattı safhada. Aleviliğin ciddi anlamda siyasal hukuksal sorunları var" ifadelerini kullandı.

"ALEVİLİĞİ ALEVİLER BİLİR"

Çıkan yasada cemevlerimiz kabul edilmiyor diyen Geçmez, "Buna itiraz ediyoruz. İkinci itirazımız ülkenin laik ve demokratik olmamasınadır. Devlet tüm inançlara aynı mesafede olmalı ve gri olmalıdır. Alevilik bir etnisite değil bir inançtır. O yüzden Türk islam senteziyle insanın inancı ve etnisitesinin sorgulanmasına itiraz ediyoruz. Birlikte yaşamanın yolu da bir hukuk devletinin işlemesiyle olur. Temel hak ve özgürlükler konusunda birlik olmalıyız. Aleviliği ancak Aleviler bilir. Aleviliği o nedenle tarif etmeye kalkışmayın. Bize yeniden bir Alevilik öğretmeye çalışıyorlar. Ve ne yazık ki bir kısmımız bunların peşinden gidiyor. Birilerini ötekileştirmeden kin ve nefret gütmeden mücadele edeceğiz" diye belirtti.

"YASAYA İTİRAZ EDENLERE TERÖRİST DEDİLER"

DAD Eş Genel Başkanı Musa Kulu, taleplerinin bütün inançların kimliklerin anayasal güvence altına alınması olduğuna dikkat çekerek, "Eşit yurttaşlık ve rızalık üzerine kurulması gerekir. Eğer demokrasi olacaksa her kimlik ve inancın kendini yaşattığı gün demokrasi olur. Bunun dışında olan zulüm ve faşizimdir. Muhalif olan herkesi terörist ilan edenler, bu torba yasaya itiraz eden Alevi kurumlarını da terörist ilan ettiler. Kendi geleceğimizle ilgili söz kuramadığımız an yok olacağımız anlamına gelir. Biz önce kendimizi bileceğiz. Bizi yok eden bir sisteme sözümüz yoksa biz zaten yok olmuşuz. Bu hakikat üzerinden yürümeliyiz.

Halk bir bütün halinde Cem olursa söylediklerimizin anlamı olur. Bugün haram lokma peşinde koşanlar aslında Aleviliği, inancını yok sayanlardır. Bir Alevi özgür değilse bir müslüman da özgür değildir. Ülkemizi talan eden bu zihniyet doğamızı talan ederken Alevi ve Kürtleri yok etme amacı içinde. Şehirlerin demografik yapısı değiştiriliyor" dedi.

Kaynak: Evrensel