Ümit Kıvanç’ın Roboski katliamını konu alan “Ağlama Anne Güzel Yerdeyim” belgeseli son derece iyi bir belgesel çalışması olmuş. Özelinde katliamda yaşamını yitiren insanların geride bıraktıkları ailelerinin, genelinde tüm Kürt halkının katliam sonrasındaki ruh halini anlamak açısından iyi bir çalışma. Emeğine sağlık Ümit Kıvanç’ın.

Yaşamını yitiren Bilal Encü’nün babası imam Abdulrahman Encü’nün anlattıklarını dinleyince yüreği sızlıyor izleyicinin. Görme duygusunu yitirmiş Abdulrahman Encü. Katliamda yaşamını yitiren Bilal Encü hem okuyup hem de ailesine bakıyormuş.

Bahçesindeki elma ağaçlarının ne zaman büyüyeceğini sorarmış babasına Bilal Encü. Babası bir iki yıl içinde büyür demiş. İnanamamış Bilal.

Elmaları büyüyor ama Bilal ve arkadaşları elmaların büyüdüğünü göremeden katledilmiş devlet bombardımanında.

Kürt çocukları için onlarca yıldır değişmeyen tek şey elma bahçeleri yerine şarapnel parçaları, bombardımanlar içinde yaşamak oluyor. Doğanın bombalar karşısında silikleştiği o coğrafyada yaşayanlar şanslı sayılıyor.

Doksan yıllık Cumhuriyet’in tarih yaprakları arasında bir gezinti yaparsak her durakta karşımıza bir Kürt katliamı çıkıyor. Kürtlerin, en insani taleplerine her seferinde katliamlarla cevap verilmiş.

Kanlı bir tarihi var Cumhuriyetin. Neredeyse her 10 yılda bir kitlesel olarak katlediliyor Kürtler. Sağ kalanlar yerlerinden yurtlarından sürülüyor. Cezaevlerinde çürütülüyor. Dilleri kültürleri yasaklanıyor. Verimli toprakları kendilerine yasak edilip yoksullukla baş başa bırakılıyorlar.

Sadece karınlarını doyurmak için Kürdistan coğrafyasında kendi aralarında yaptıkları ticaret dahi yasaklanıyor.

En son bir yıl önce Roboski’de 34 Kürdün canına kıydı devlet. Kısacık yaşamlarında devletin gözünde tek suçları Kürt olmaktı.

Roboski’de katledilen 34 can, okul harçlıklarını, nişan masraflarını, ailelerinin karnını doyurmak için emeğiyle kendi coğrafyalarında, kendi akrabaları arasında ticaret yapan insanlardı.

28 Aralık 2011 akşamı da köylüler bu amaçla geçmişlerdi sınırın öte tarafına. Köylülerin sınırın öte tarafında olduğundan orada bulunan tüm askeri ve sivil devlet görevlilerinin bilgisi vardı.

Her ne kadar Başbakan tarafından kabul edilmese de heronları izleyip operasyon emrini veren iktidarın da bilgisi vardı.                

Operasyondan aylar sonra heron görüntülerini izleyen Meclis Araştırma Komisyonu da bu durumu deklere etti. Çıplak gözle dahi operasyonda katledilen insanların köylüler olduğu anlaşılıyor tespitinde bulundular.

Uzmanlık alanları olmamasına rağmen komisyon üyeleri bu gerçeğin farkına vardıysa o görüntüleri anında izleyen yetkililerin bu gerçeğin farkına varmaması inandırıcı gelmiyor.

Daha önce yazılanları tekrarlamak gereksiz. Roboski katliamının altında Sayın Başbakan’ın imzası vardır. Konu ile ilgili hükümet cephesinden gelen her açıklama bu tespiti doğrular nitelikte.

Bu güne kadar kendilerini devirme iddiasıyla üst düzey askerleri içeri atan, KCK operasyonlarıyla emniyeti BDP’li avına çıkartan Sayın Erdoğan; eğer katliamın altında imzası olmasaydı bu güne kadar Roboski katliamıyla ilgili ciddi adımlar atabilir, katliamın perde arkasını aralayabilirdi.

Aradan bir yıl geçmesine rağmen katliamın aydınlatılması konusunda arpa boyu kadar yol alınmadı. Köylüler rüşvetle susturulmaya çalışıldı. Konuyu gündeme getiren aydınlar bilhassa başbakanın kendisi tarafından ‘’terörizme hizmet’’ etmekle suçlandı. İç işleri bakanı tarafından operasyonda katledilen insanlar için ağıza alınmayacak sözler kamuoyu önünde sarf edildi.

İktidar partisi bu katliamın altına imzasını koymasaydı, gelen tepkiler karşısında bu kadar hiddetlenebilir miydi?

Sayın Erdoğan başkanlık,cumhurbaşkanlığı hezeyanlarından görmeye fırsat buldu mu bilemiyorum. Fakat Roboski’de bombardımana tabi tutulan Türk ve Kürt halkının birlikte yaşama iradesidir. Gencecik bedenler şahsında yok edilmeye çalışılan Kürt halkının verdiği barış mücadelesidir.

Kürtler’in en insani taleplerine bombardımanla karşılık veren devlet bu gün Roboski’de yaşanan katliamı unutturmaya çalışmakta. Unutmayan ve unutturmayanlar için devletin tüm zor kuvvetleri seferber ediliyor.

Roboski’yi unutturmaya çalışan sizler, tarihin önünde barışın katilleri olarak anılırken, Roboski’de parçaladığınız bedenler Kürt halkının yüreğinde asla unutulmayacaktır. “Gayr-ı kaçakçıdan teröriste çıksa da adları…”


Ümit Kıvanç'ın belgeseli buradan izlenebilir >>>