Yeni Şafak Gazetesi durdu durdu durnayı gözünden vurdu! Tamda seçim öncesi, işler karışmışken, dolar tavan yapmış, ekonomi çökmüş, elektrikler gitmiş, AKP gerilemeye başlamışken bombayı patlattı: Atatürk’ü İsmet İnönü zehirletti!

Aslında yeni değil bu tür komplo teorileri, merkezi iktidarların zaman zaman gündem değiştirmek için kullandıkları yöntemlerdir! Sondan başlayacak olursak bu ülke yaklaşık 20 yıldır Özal’ın zehirlenip zehirlenmediği ile uğraşmıyor mu? Belli ki bunun arkası önü gelmeyecek ve belli aralıklarla tarihe mal olmuş bir takım kişiler böylesi komplo teorileri ile gündeme getirilecek!

Hadi öyleyse Yeni Şafak Gazetesi ve benzerlerine bizde yardımcı olalım! Temiz kefenler sayfasına bizde omuz atalım! Onları fazla uğraştırmayalım ve kimin nasıl öldüğünü ve öldürüldüğünü Demokrat Haber farkıyla açıklayalım! Maksat gündeme uyalım!

Hani rahmetli Bülent Ecevit var ya, eski Başbakanlardan! Hani DSP’nin kurucusu, Rahşan Ecevit’in kocası Bülent Ecevit! İşte o Bülent Ecevit eceliyle değil güneş çarpmasından öldü!

Kaldı ki gerçek ölümler bu kadarla da sınırlı değil! Örneğin eski Başbakanlardan Adnan Menderes’in idam edilerek öldürüldüğünü sananlar avuçlarını yalarlar! Zira merhum Adnan Menderes idam edilerek değil elektrikli sandalyeye bağlanarak öldürüldü! İdam edilmeye götürülürken çekilen resim ise tamamen montaj!

Gelelim Necmettin Erbakan’ın ölümüne! Necmettin Erbakan havasızlıktan öldü! Nereden mi biliyorum tüm bunları? Siz AKP Milletvekili ve Anayasa Profesörü Burhan Kuzu’ya Adnan Kahvecinin öldürüldüğünü nerden bildiğini sordunuz mu? Sormadınız! O halde tüm bunları nereden bildiğimi değil de tüm bunların nereden aklıma geldiğini anlatmak daha faydalı!

Bundan birkaç yıl önceydi! Özal’ın mezarının açılması, eceliyle değil de zehirlenerek öldürüldüğü iddiası gündemi pek meşgul etmeyince rota Burhan Kuzu tarafından gündeme getirilen Adnan Kahveci’ye çevrilmişti! Zira o günlerde hep bu tür şeylerle uğraşır olmuştuk! 1993 yılındaki seri ölümlerden yola çıkarak “Adnan Kahveci’nin öldürülmüş olabileceği sonucuna vardığını” söyleyen Burhan Kuzu “Aynı yıl bu kadar ölüm tesadüf olamaz” demişti!

Peki söz konusu ölümlerden bahsederken kimleri kast etmişti Sayın Kuzu!

Uğur Mumcu suikastı, Adnan Kahvecinin trafik kazası, Eşref Bitlis’in uçağının düşmesi, Sivas katliamı, Binbaşı Cem Ersever’in öldürülmesi vs. vs. vs!

Oysa 1990’lı yıllar gerçekten de karanlık yıllardı! O halde listeye birkaç isim daha eklemekte fayda var! Yazar Musa Anter, eski HEP İl Başkanı Vedat Aydın, Öğretmen Sıddık Bilgin, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Gazeteci-yazar Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Cizre’de 1992 yılında Nevruz kutlamalarında yaşamını yitiren gazeteci İzzet Kezer, Savaş Buldan, Behçet Cantürk, Namık Erdoğan, HADEP Silopi İlçe Başkanı Serdar Tanış ve parti yöneticisi Ebubekir Deniz ve daha birçok isim!

Haydi öyleyse Özal ve Adnan Kahveci’nin peşine düşüp yalancıktan demokrat kesilenler yukarıda isimlerini sıraladığımız yazar, aydın, siyasetçi, öğretmen ve gazetecilerin katillerinin de peşine düşsünler bakalım! Bir açıklayı versinler bakalım kim nasıl öldürülmüş? Bundan 70 yıl evvel Atatürk’ün nasıl öldürüldüğünü yazıp çizenler bundan birkaç yıl evvel kameralar eşliğinde öldürülen Ethem Sarısülük’ün nasıl öldürüldüğünü de yazıp çizsinler! Bundan 70 yıl evvel Atatürk’ün nasıl öldürüldüğünü yazıp çizenler Berkin Elvan’ı kimler nasıl öldürdü onu da yazıp çizsinler!

Yoksa Atatürk’ü İnönü zehirletti, Özal zehirlenerek öldü, Adnan Kahveci öldürüldü demek kolay! Zira bizde iddia çok! Daha eski Başbakanlardan Süleyman Demirel’in, 24 Ocak 1980’de “Binaenaleyh, öküzün altında buzağı aramanın manası yoktur” sözünü söyledikten hemen sonra öldüğünü söylemedim! Sizin şu an Demirel sandığınız kişi ise onun pille çalışan mumyasıdır! Kaldı ki Kenan Evren’in yaşadığını sananlar da halt etmiş! Zira Erdal Eren idama götürülürken Kenan Evren çoktan ölmüştü!