CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adayı olma niyet ve inadı, son üç beş ay içinde bu minvaldeki topyekûn PIAR çalışması ve özellikle HDP'nin Kılıçdaroğlu'nu olumlayan bazı açıklamaları Türkiye'yi karanlığa sürüklüyor.

Neden ve nasıl?

A-) Bu adaylık dayatmacı ve antidemokratik yarış sonucunda elde edilmiş olacaktır. Nasıl? Seçmenin, CHP'nin ve altılı masanın tam rızası alınmamış olacaktır. Çünkü CHP içinde kamuoyunun istediği iki aday daha var. İstanbul Belediye başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Belediye başkanı Mansur Yavaş ile adil bir yarışa girmeden kendini dayatmış olacaktır.

B-) Altılı masadan tam bir mutabakat oluşmadan adaylığını açıklamış olacaktır. Çünkü altılı masanın genel eğilimi -her partinin bir bagajı olsa da- Mansur Yavaş konusunda uzlaşmaya yönünde.

C-) İyi Parti'de CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığı büyük rahatsızlık yaratacaktır. Bu rahatsızlığı yatıştırmaya İyi Parti lideri Meral Akşener'in gücü asla yetmeyecektir. Onun gücü kendi parti kadrolarının kamuoyuna konuşmasını ancak engeller. Peki seçim çalışmasını nasıl bir motivasyonla yürütecekler? Gerçekten Kılıçdaroğlu için sahaya çıkacaklar mı? Hiç sanmıyorum.

D-) CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı kamuoyunda ne kadar heyecan yaratacaktır. Kararsız seçmen üstünde ne kadar etkili olacaktır. Erdoğan rejimi seçmenini nasıl etkileyecek? Üç beş aylık PIAR çalışmasına karşılık 20 yıllık devletleşen Erdoğan rejimi var.

E-) CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, adaylığı söz konusu olursa Alevi kimliği nedeniyle Erdoğan rejiminin kimlik, din, mezhep üzerinden saldırılarını nasıl göğüsleyecek? Şöyle bir şey deneyin. Saadet Partili insanlara sorun; Alevi bir yurttaşa oy verir misiniz? Cevaplarını dinleyin. Cevaplarındaki kararlığa, kararsızlığa, laf kalabalığına bakın ve dahi ses tonuna bakın. 

Yok arkadaş Türkiye'de ve üstelik baskıcı Erdoğan rejiminde hiçbir mütedeyyin Sünni canı gönülden bir Alevi'ye oy veremez. Bunun tarihsel nedenleri vardır. Bunun tarihsel bilinç altına yerleşmiş psikolojisi vardır. 

Bu mesele konusunda yeterince deneyimim var. En az on beş yıl İslamcılar ile yakın ilişki kurmuş Alevi kökenli bir deistim. Üstelik Alevi ve deist kimliğini hiçbir yerde saklamadan ve gereksiz şekilde uluorta ve sürekli dile getirerek iletişimi yürütmüş biriyim.

İslamcılar ile de 15 yıla yakın is, politika, arkadaşlık, sevgililik, dostluk, komşuluk, birçok ilişkim olmuştur. Hatta 28 Şubat sürecinde firari İslamcıları evimde, evlerimde saklamışım. İslamcılar ile kurulabilecek her iletişimi kurmuş biri olarak diyebilirim ki bir Sünni asla ve asla Alevilik bariyerini canı gönülden, kalpten ve güle isteye açamaz. Bu doğa kanunu gibi bir şey Sünni için.

Bu Anadolu'yu, bu sosyolojiyi bilmiyor musunuz ya. Özellikle HDP bilmiyor mu bu sosyolojiyi? Şafii Kürtler bile vermez oy. Gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum, bu kadar tarihsel ve basit bir sosyolojik davranışı anlamıyor musunuz?

Aksaray'ı, Çorum'u Kastamonu'yu, Bingöl'ü Adana'yı, Ankara'yı, Kütahya'yı, Muğla'yı, Balıkesir'i, Bursa'yı Sinop'u Hakkâri'yi tanımıyor musunuz? Bilmiyor musunuz?

Bilmiyorsunuz! Tanımıyorsunuz!

Neden?

Çünkü ekseriyetiniz kendi mahalleniz üzerinden hayatınızı sürdürüyorsunuz. Sekülerler bir arada, Marksistler bir arada, Kemalistler bir arada, Kürtler bir arada. Öteki mahalle ile çok düşük bağınız var ve bu düşük bağ size veri oluşturamıyor.

Ayrıca Erdoğan rejiminin din, mezhep siyasetini algılayamıyorsunuz. 

Durum buyken, HDP, CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda yeşil ışık yakan üstü kapalı açıklamalar yapıyor. HDP farkında değil mi bu sosyolojinin?

HDP kafası gerçekten nasıl çalışıyor bazen şaşırıyorum. HDP bazen gelecek elli yılın Türkiye demokrasi perspektifini çiziyor, umut veriyor. Siyaset ve toplum üzerine muazzam önermelerde ve taktiklerde bulunuyor. Bazen de abi/abla ne diyorsun diyesi geliyor insanın. En zayıf bileşenin dahi söylemeyeceği şeyler söylüyor. Anlamıyor ve yorumlayamıyoruz söylediklerini. 

HDP, CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığı konusunda onu heveslendirecek açıklamalar yapıyor. Bu açıklamalar yanlış. HDP'nin Mansur Yavaş önyargısı gereksiz. Bu seçim Kurt sorununu çözme seçimi değildir. Bu seçim ülkeyi Erdoğan faşizminden kurtarma seçimidir.

 Arkadaş hiç Ankara'da yaşayan Kürtlere bu Mansur Yavaş'ı sordunuz mu?

-Mansur Yavaş belediye hizmetleri nedeniyle bir Kürde ayrımcılık yaptı mı?

-Mansur Yavaş belediye hizmetleri nedeniyle bir Kürde zulm etti mi?

HDP'nin yapması gereken Ankaralı seçmenine sormaktır. Kamuoyu anketleri yapmaktır. Gerekirse ilçe örgütlerinde sandık koyup oylamaktır.

Ayrıca mesele şu ki, bu seçim bir geçiş süreci seçimidir. Eğer muhalefet yalan söylemiyorsa iki yıl içinde Türkiye yeniden seçime gidecektir. Parlamenter sisteme dönüş nasıl olacak? Ol deyiverince olacak mı?

Seçim olacak seçim. Maksimum üç yıl içinde yeniden seçim olacak. CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını dayatmasının manası yok. Son derece rasyonel ve politik davranmak gerekir Bu da seçimi kesin kim kazanırsa onu aday yapmaktan geçer.

Baskıcı rejimlerin hayatımıza maliyeti büyük. Erdoğan rejiminin hayatımıza maliyeti çok büyük. Eğer Kılıçdaroğlu aday olup kaybederse, elveda demokrasi, elveda Türkiye demek zorunda kalacağız toplumun büyük bir oranı. Erdoğan kazanırsa kısmi mismi olmaz tam faşizm gelir. 

Bu meseleyi CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve HDP bir daha düşünmelidir.