Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'ndaki Adnan Menderes Kongre Merkezi'nde 27 Mayıs Darbesi'nin 62. yılı vesilesiyle düzenlenen "Yassıada Mahkemesi Yargılanıyor" temalı anma programında gündeme ilişkin açıklamada bulundu.

“Merhum Menderes'in o fotoğrafı siyasetçilere ayar vermek için sürekli gündemde tutulmaktadır. O fotoğraf bizim de önümüze konuldu. İBB Başkanlığımızdan itibaren, millet iradesine çöreklenenlerin tehditlerine maruz kaldık. 'Sonu Menderes'e benzemesin' diyerek aba altından sopa gösteren siyasetçi müsveddelerini gördük. Bunların hiçbirine eyvallah etmedik” diyen Erdoğan, “Kefenimizi giyerek çıktığımız bu yolculukta tehditlere, şantajlara boyun eğmedik. Sizlerle birlikte demokrasimize yönelik tehditleri bozguna uğrattık. 15 Temmuz'da daveti yaptık, 15 dakika daha kalmış olsaydık, bu kardeşini belki bugün burada yoktu. Orada telefonla yaptığımız anonsla on binler Atatürk Havalimanı'na geldi” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"BURAYI ZULÜM ADASINA ÇEVİRENLERİ LANETLE ANIYORUM”

 İsimleri milletimizin hafızasına şehit olarak yazılan Adnan Menderes, Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu'yu bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Darbe sonrası düzmece mahkemelerle, burayı zulüm ve utanç adasına çevirenleri de lanetle, nefretle anıyorum. Darbe mahkemelerinin altığı gayrimeşru kararlar nedeniyle Yassıada yıllarca Yaslıada olarak adlandırılmıştır. Hukuk cinayetleri derin yaralar açmıştır. 27 Mayıs darbesinin failleri de seçilmişler için bir tehdit kaynağı olarak hafızalara kazınmasını istemişlerdir.

Demokrasiye ilk hançerin saplandığı 27 Mayıs'tan Demokles'in kılıcı gibi milli iradenin tepesinde sallanmaya devam etmektedir. Eser ve hizmet üreten siyasetçiler kimi zaman emperyalist, kimi zaman darbeciler, kimi zaman medya aracılığıyla acı akıbetle tehdit edilmektedir.

"'SONU MENDERES'E BENZEMESİN DİYENLERE EYVALLAH DEMEDİK’’

Merhum Menderes'in o fotoğrafı siyasetçilere ayar vermek için sürekli gündemde tutulmaktadır. O fotoğraf bizim de önümüze konuldu. İBB Başkanlığımızdan itibaren, millet iradesine çöreklenenlerin tehditlerine maruz kaldık. 'Sonu Menderes'e benzemesin' diyerek aba altından sopa gösteren siyasetçi müsveddelerini gördük. Bunların hiçbirine eyvallah etmedik.

“15 DAKİKA DAHA KALSAK BU KARDEŞİNİZ BURADA YOKTU”

Kefenimizi giyerek çıktığımız bu yolculukta tehditlere, şantajlara boyun eğmedik. Sizlerle birlikte demokrasimize yönelik tehditleri bozguna uğrattık. 15 Temmuz'da daveti yaptık, 15 dakika daha kalmış olsaydık, bu kardeşini belki bugün burada yoktu. Orada telefonla yaptığımız anonsla on binler Atatürk Havalimanı'na geldi.

“CHP'NİN BAŞINDAKİ ZATA RAĞMEN ÜLKEYİ FETÖCÜLERE TESLİM ETMEDİK”

Bay Kemal ise FETÖ'nün düzenlemesiyle tankların arasından kaçarak Bakırköy Belediyesi'ne gitti. Biz milletimizle tarihin en büyük demokrasi zaferlerinden birisine imza attık. CHP'nin başındaki zat milletin şanlı direnişini televizyon karşısında kahve içerek izlerken, biz milletin emanetini korumak için Erol Olçok gibi yol arkadaşlarımızı, Abdullah Tayyip gibi delikanlılarımızı şehit verdik. Darbe gecesinden önce 'Tankın üzerine ilk ben çıkarım' diyen ancak aralarından kaçan CHP'nin başındaki zata rağmen bu ülkeyi FETÖ'cü alçaklara teslim etmedik.

“15 TEMMUZ'DA BAY KEMAL'İN KİMLERLE PAZARLIK YAPTIĞI ORTAYA ÇIKACAKTIR”

İşte açıklamalar yapıyor, aynı 15 Temmuz gecesindeki ifadeler. 15 Temmuz gecesi millet can derdindeyken, Bay Kemal'in tatlı canını kurtarmak adına kimlerle ne pazarlığı yaptığı elbet ortaya çıkacaktır. Ortamda seçim yokken, 'Başbakan olacağım' diyenlerin de foyaları dökülecektir. FETÖ'cü hainlerin söylemleriyle 15 Temmuz'u lekelemeye çalışanların yularını kimlerin tuttuğu da ortaya çıkacak."

“60 DARBESİ ÜLKEMİZİ IMF'YE MAHKUM ETTİ”

Vesayet girişimleriyle demokrasimiz kesintiye uğramıştır. Türkiye'yi siyasi, ekonomik, diplomatik bakımdan zarar veren her hadise ülkemizin kaynaklarının yok olmasına yol açmıştır. Bizimle aynı şartlarla kalkınma hamlesine başlayan ülkeler kısa sürede büyük mesafeler alırken, Türkiye bu yarışta gerilere düşmüştür. Biri Güney Kore'dir.

 Örneğin 1960 darbesi ülkemizi IMF'e, 71 muhtırası da un, şeker, yağ kuyruklarına mahkum etmişti. 80 darbesi enerji atılımına darbe vurmuştur. 28 Şubat'ın faturası kimi hesaplamalara göre 400 milyar doları bulmaktadır. Bankaların battığı, kamu kaynaklarının hortumlandığı 2001 krizi 28 Şubat'ın en acı sonuçlarından olmuştur.

On milyonlarca insanımız bir gecede fakirleşmiştir. Darbelerin asıl tahribatı adalet sistemimizde ve siyasete güvende yaşanmıştır. Darbecilerin karşısında selam duran hukuksuz kararlara imza atan yargı milletimizin nazarında en büyük zararı kendi itibarına vermiştir. Yargımız bu itibar kaybını 15 Temmuz gecesi sergilediği destansı duruşla telafi edebilmiştir.

“BAY KEMAL'İN BİRKAÇ KURUŞU DA BURALARA NASİP OLSUN”

Bay Kemal'in geçen akşam söylediğinden farkı var mı? Man Adası'ndan 150 bin lira ceza. Ardından şimdi bir 100 bin lira daha. Ben de dedim ki bu 250 bini TÜRGEV ve Ensar'a verelim. Hiç olmazsa Bay Kemal'in birkaç kuruşu da nasip olsun.

“CAMİİLERE VURULAN KİLİT MENDERES'LE KIRILDI”

3 günlük çıkarları için darbe çığırtkanlığı yapan kimi siyasetçiler en az cuntacılar kadar darbeye ortak olmuştur. İktidara giden yolu darbecilere koltuk değnekliği yapmakta görüşlerdir. Menderes ve arkadaşlarına milletimizin gösterdiği teveccüh hazmedilememiştir. Türkiye 1950 seçimleriyle hizmetle, eserle, yatırımlarla tanışmıştır. Camilere vurulan kilit Menderes'le kırıldı. İmam hatip okulları onunla açıldı.

Allahu Ekber ilk kez onun zamanında duyuldu. Milletimiz uzun seneler sonra Menderes ve arkadaşlarında kendisini buldu. Tek parti faşizminin baskı günlerinin ardından Anadolu insanı özgürlüğü ilk defa Menderes'le teneffüs etti. Anadolu'yu elektrikle, yollarla, traktörle buluşturan merhum Menderes ve arkadaşları olmuştur. Menderes sadece millete hizmetleriyle değil, dürüstlüğüyle, çalışkanlığıyla, nezaketiyle de gönülleri fethetmiştir.

“AYNI ŞİMDİKİ CHP GİBİ, YAPTIĞI SADECE İFTİRA”

1954 ve 1957'de yapılan genel seçimler Demokrat Parti'nin kesin zaferiyle sonuçlandı. Bu sürecin tek mutsuzu ülkeyi kendi tapulu mülkü gibi gören faşist CHP zihniyetidir. İktidara giden yolu sandık dışında aramaya başladı. 27 Mayıs'a kadar dozu artırılan kirli siyasetin nedeni askeri darbeye ortam hazırlamaktı. Aynı şimdiki CHP gibi, yaptığı sadece iftira."