Bu yıl ki dünya su buluşması için dünyanın dört bir tarafından ekolojistler, çiftçiler, anarşistler, eko-anarşistler ve sosyalistler Fransa'da bir haftalık program kapsamında bir araya geldiler.
Şili, Kolombiya, Kanada, Mali ve Kürdistan'dan gelen delegasyonun katılımı ile 22 Mart Dünya Su Günü münasebeti ile ilk buluşma basın için Fransa Parlamantosu'nda gerçekleştirildi. Bir haftalık program basın ile paylaşıldıktan sonra”Su Savaşı: Uluslararası Deneyimler" (La guerre de l’eau: expériences internationales) başlıklı konferans için Musée social CEDAIS / Paris'te bir oturum gerçekleştirildi.
Bu konferansı eski Fransa Cumhurbaşkanı François Miterrand eşi Danielle Miterand adına kurulan Danielle Miterand vakfı ve Fransa Yeşil Parti milletvekili Lisa Belluco organize ettiler. Şili'den gelen su hareketi aktivisti Manuela Royo ülkesindeki su siyaseti hakkında; "Bizim için su hem somut hem de somut değildir. Nehirler olmadan kadınlar artık suyun ruhuyla konuşamazlar. Ve yepyeni bir nesil geleneklerimizi öğrenemeyecek. Fiziksel ve kültürel yıkımın ortasındayız", değerlendirmesinde bulundu.
Kanada yerli halklarından Mohawk'lı olduğunu ifade ederek sözlerine başlayan Layla Staats; "Yeraltı suyunu pompalayan ve ardından satan, ortak olması gereken bir malı kapan Nestlé gibi şirketlerin manipülasyonlarıyla da karşı karşıyayız" diyerek uluslararası kapitalist şirketlere karşı daha duyarlı olunması gerektiğini ifade etti.
Afrika ülkesi Mali'den gelen Massa Koné ise; "Politikalar, musluk suyunun dağıtımını sağlamak için her şeyi yapmayı vaat ediyor. Ama sadece içtiğimiz su değil, aynı zamanda ekim için, hayvanlar için kullandığımız su da var. Gittikçe daha fazla kirleniyor" diyerek özellikle Avrupalı ülkelerin Afrika'daki sömürge politikalarına dikkat çekti.
Mezopotamya Ekoloji Hareketi adına buluşmaya katılına Ercan Jan Aktaş ise Türkiye Cumhuriyeti'nin özellikle Türkiye'nin Güneydoğu ve Doğu bölgesindeki baraj siyasetini değerlendirerek; Türkiye Cumhuriyeti'nin bu bölgedeki barajları tamamen Kürt halkına dair kendisince kurduğu 'güvenlik' politikası kapsamında geliştirdiğini, bu barajların bölgesel ve ekolojik yıkımını hiçbir şekilde dikkate almadığını ifade ederken 12 bin yıllık tarihe sahip olan Hasankeyf'in bir kısmını sular altında bırakan Ilısu Barajı'nın buna en iyi örnek olduğunu ifade etti. Türkiye'nin su ve baraj politikalarının yüzbinlerce Kürdü yaşadıkları alandan ettiğini ifade eden Ercan Jan Aktaş; "Türkiye'nin su ve baraj politikaları sebebi ile sadece Türkler ve Kürtler değil, bütün Ortadoğu halkları kaybediyor" diyerek buna karşı daha etkili bir uluslararası siyasetin geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Konferansta dünya halklarının su hakları için, daha örgütlü ve etkili mücadele edilmesi vurguklanırken 25-26 Mart tarihlerinde Fransa'nın Paitou Charentes bölgesinde onbinlerin buluşması için çağrı yapıldı. Paris'ten yola çıkan Fransa Su Hareketi aktivistleri ve Uluslarası delegasyon Fransa'nın Potiers şehrinde tekrar bir araya geldiler. Bu bölgedeki Melle, Niort, Potiers şehirleri kapılarını dünyanın dört bir yanından su hareketi aktivistlerine açarken Fransa devleti Almanya ve İsviçre'den de getirttiği polisler ile birlikte hemen hemen şehirlerin bütün giriş ve çıkışlarını sıkı bir şekilde kontrol altına aldı.
Fransa çiftçi sendikaları, sol, sosyalist ve ekolojist parti ve örgütlerin birlikte organize ettikleri buluşmaya özellikle Almanya, İsviçre, İspanya'dan yoğun aktivist katılımı dikkatleri çekiyordu. Yüzlerce traktör, 30 bin kadar aktivist 25 Mart Cumartesi günü Fransa devletinin doğal hayatı dikkate almadan inşa etmek istediği büyük su toplama alanı inşaatını durdurmak için "No Passaran" / "Geçit Yok" diyerek yola çıktı. Yürüyüş ile birlikte 3.500 kişiden oluşan polis ve jandarma birlikleri de harekete geçti.
Polis ve Jandarmaların müdahalesi büyük bir çatışmaya döndü. Bir anda, hemen hemen bütün Fransa'da basın ve medyada en önemli gündem oldu. Macron hükümeti ve politik olarak buna yakın duran Deux - Sevres Valisi; "Bu yasak toplantıya gitmek isteyen insanlar, kendilerini suç teşkil eden bir duruma sokarlar, gelmemelerini tavsiye ederim" derken aktivistler "İnsanlara eko-teröristler demeye kadar getiren devlet aklına karşı buradayız" diyerek direnişlerine devam ettiler. Direnişe Fransa'dan Yeşiller Partisi ve Yeni Anti - Kapitalist Parti'den de yoğun bir katılım oldu.
Gün; yüzlerce yaralı, onlarca gözaltı ile kapanırken, Dünya Su Hareketi aktivistleri mücadeleden vazgeçmeyeceklerini haykırarak yeni buluşmalar için çağrı yapıyorlardı.
"Jin, Jiyan, Azadi" sloganından hareketle; "Av, Jiyan, Azadi" / "Su, Yaşam, Özgürlük" diyerek mücadelemizi büyüteceğiz diyen Mezopotamya Ekoloji Hareketi aktivisti Ercan Jan Aktaş "bu buluşmaya Kürt kadın direnişini taşıyan Fransız yoldaşlarımla yeni bir slogan ile direnmekten onur duydum" dedi.
