2006 yılında Mersin’de katıldığı kimi eylem ve etkinlikler nedeni ile yasa dışı örgüt üyesi olmak suçundan hakkında 6 yıl 3 ay hapis cezası verilen Murat Selenoğlu, 11 Kasım günü Trabzon’da yakalanarak Trabzon Beşikdüzü T Tipi Kapalı Cezaevine gönderildi.

Murat Selenoğlu hakkında ESP, Atılım, SGD gibi yasal kurumların çalışmalarına katılması nedeniyle bu kurumlarla yasadışı bir örgüt arasında irtibat olduğu varsayımı ile ceza verildi.

Murat Selenoğlu hakkındaki iddia ise bildiri dağıtmak ve üniversite öğrencileri tarafından düzenlenen bir pikniğe katılmaktan ibaretti.

Murat Selenoğlu’nun avukatı Sevil Aracı, verilen bu cezanın hukuka aykırı olduğu konusunda neredeyse birebir aynı olaylara dayanan emsal Anayasa Mahkemesi kararları olduğunu hatırlatarak Murat Selenoğlu’nun da Anayasa Mahkemesi’nde görülmekte olan bir başvurusu olduğunu, başvurunun sonuçlanması durumunda müvekkilinin haksız yere cezaevinde tutulduğunun ortaya çıkacağını belirtti.

Daha önce de yine benzer bir karar nedeni ile bebeğiyle birlikte cezaevinde kalan bir başka müvekkili Arzu Ceylan’ın durumunu hatırlatan Av. Sevil Aracı, “Arzu da Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararına rağmen aylarca cezaevinde tutulmuştu. Yerel mahkemenin önce tutukluluğu kaldırması, ardından da beraat kararı vermesi ile olması gereken noktaya gelindi ancak müvekkilimizin yıllarca yaşadığı sıkıntıların ve aylar süren cezaevinin esasen bir telafisi yok” şeklinde değerlendirmede bulundu.

ANAYASA MAHKEMESİ'NİN BENZER KARARLARI

Av. Sevil Aracı, Anayasa Mahkemesi kararlarının da AİHM’in bu kararı esas alınarak verildiğini belirtti. Söz edilen AİHM kararında şu değerlendirmeler yer aldı:

"....15. Ağır Ceza Mahkemesi verdiği kararda her ne kadar ESP ile SGD yasal kurumlar/tüzel kişilikler olsa da faaliyetlerinin MLKP ile paralel olduğunu belirtmiştir.  Mahkeme, ESP ile SGD üyelerinin güvenlik güçleri tarafından veya açlık grevi sırasında öldürülen MLKP üyelerini ‘şehit’ olarak gördüklerini ve bu kişiler için anma törenleri düzenlediklerini müşahede etmiştir. Mahkeme ayrıca MLKP tarafından internette yayımlanan bildirilerin ESP ile SGD’nin amaçlarına uygun olduğunu müşahede etmiştir. Bu nedenle mahkeme, ESP ile SGD’nin yasal alanda MLKP adına varlık gösterdikleri ve MLKP ile organik bağları olduğunu değerlendirmektedir. Mahkeme, ESP ile SGD üyelerinin tutumları üzerinden ve sanıkların evlerinde bulunan dokümanları göz önüne alarak ESP ile SGD üyelerinin MLKP’nin stratejilerine uyumlu bir şekilde faaliyet gösterdiklerini ve demokratik haklarını kullandıkları bahanesiyle bu örgüt lehine yasal izinli gösteriler düzenlediklerini sabit görmüştür.

74.  Mahkeme yukarıda sözü edilen hususları göz önüne alarak; Levent Çakır, Uğur Güdük, Latife Canan Kaplan, Serdar Kır, Selçuk Mart, Mehmet Ali Tosun, Filiz Uluçelebi ve Mesut Açıkalın hakkında 3713 Sayılı Kanunun 7(2) Maddesi uyarınca verilen mahkûmiyet kararlarının meşruiyetine yönelik yerel mahkemeler tarafından kanıt olarak öne sürülen gerekçelerin Sözleşme’nin 11. Maddesi uyarınca “ilgili ve yeterli” olmadığı görüşündedir.

75.  Mahkeme, son ancak aynı derecede önemli olarak, verilen cezanın niteliği ve ağırlığının müdahalenin orantılı olup olmadığını değerlendirirken göz önüne alınan etmenler olduğunu anımsatır  (bkz. Karataş/Türkiye [BD], no. 23168/94, § 53, AİHM 1999 IV). Bu bağlamda Mahkeme diğer başvuruculara verilen bir yıl sekiz aylık hapis cezalarının ağırlığına da dikkat çekmektedir. Mahkeme başvurucuların herhangi bir şekilde şiddet veya bir başkasına zarar vermeyi desteklemeyen fiillerinin, haklarında böylesine uzun hapis cezaları verilmesini haklı kılacak ciddiyette olmadığı görüşündedir."

Av. Sevil Aracı, “Anayasa Mahkemesi de bu karara dayanarak benzer pek çok karar tesis etti” dedi.

"İNSANLAR MAĞDUR EDİLİYOR"

Geçtiğimiz günlerde cezaevine gönderilen Murat Selenoğlu’nun henüz 3,5 aylık bir bebeği olduğunu vurgulayan Av. Sevil Aracı, “Anayasa Mahkemesi çok açık bir şekilde yasal kurumların çalışmalarına katılmanın örgüt üyeliği suçunun delili sayılamayacağını vurguladığı halde, benzer birçok dosya ile insanlar mağdur edilmeye devam ediliyor. Başvuruya konu yargılama 2006 yılında başlamış bir yargılama. Bu yargılamadaki sanıkların çoğu o dönem 20'li yaşlarının başında olan gençler, aradan geçen 15 yıl içerisinde bu kişilerin çoğu hayata atıldı, evlendi, çocuk sahibi oldu. 15 yıl sonra gelen bu cezalar sadece sanıkları değil, kurdukları aileleri, çocuklarını da çok olumsuz etkiliyor. Sanıkların, bu dosyada yapılan soruşturmadan sonra başka bir suça isimleri dahi karışmadı. Umuyoruz ki Anayasa Mahkemesi bir an önce olumlu bir karar vererek bu hukuksuzluğu bitirir ve müvekkilimiz tahliye edilir” dedi.

Kaynak: Evrensel