Diyarbakır’da meslektaşlarının gözaltına alınmasına tepki gösteren gazeteciler, iktidarın “tek sesli medya” çabasına karşı tüm basın örgütlerine dayanışma çağrısı yaptı. 

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın gazetecilere yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında dün yapılan ev baskınlarında aralarında 20 gazetecinin de olduğu 21 kişi gözaltına alındı. Ev baskınlarında Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, JINNEWS Müdürü Safiye Alagaş, JINNEWS editörü Gülşen Koçuk, Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Aziz Oruç ile gazeteciler Mehmet Ali Ertaş, Ömer Çelik, Suat Doğuhan, Ramazan Geciken, Esmer Tunç, Neşe Toprak, Zeynel Abidin Bulut, Mazlum Doğan Güler, Mehmet Şahin, Elif Üngür, İbrahim Koyuncu, Remziye Temel, Mehmet Yalçın, Abdurrahman Öncü, Lezgin Akdeniz ve Kadir Bayram gözaltına alındı. Aynı soruşturma kapsamında Feynaz Koçuk da Gebze'de gözaltına alındı. 

Hükümet ve KDP yanlısı medya kuruluşları tarafından hedef gösterilen gazetecilerin gözaltına alınmasına meslektaşları tepki gösterdi. 

İKTİDARIN RAHATSIZLIĞI

Artı TV Diyarbakır Temsilcisi Bahar Kılıçgedik, gazetecilerin gerçekleri yazdıkları için gözaltına alındıklarını söyledi. Kılıçgedik, “Arkadaşlarımız sanırım yine birilerini rahatsız etmiş olmalı ki gözaltılar yaşandı. Bir yanda ekonomik kriz, bir yanda sınır dışına operasyon, bir yandan da seçim gündemi var. Dolayısıyla gerçeklerin yazılmasından rahatsız olan iktidar,  baskının dozunu arttırıyor” dedi.  

GEREKÇE ‘GERÇEKLERİ YAZDILAR’ OLMALI

“Kürt basınına yönelik bu baskını kınıyoruz ve arkadaşlarımızın bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz” diyen Kılıçgedik, gözaltındaki meslektaşlarının sürekli sahada olduğunu, gündemdeki konuları en fazla yazan ve tartışan gazeteciler olduğunu kaydetti. Kılıçgedik, “Onları biran önce alanlarda görmek istiyoruz” diye kaydetti. Gazetecilere “örgüt propagandası” ve “örgüt üyesi olmak” iddialarının yöneltildiğine dikkati çeken Kılıçgedik, “Aslında ‘gerçekleri yazdılar’ diye bir gerekçe sunulmalı. Bu gerekçe sunulmamış; doğru ve hakikat olan da bu” ifadelerini kullandı. 

DAYANIŞMA ÇAĞRISI  

Tüm gazetecileri Kürt basın çalışanlarıyla dayanışmaya çağıran Kılıçgedik, şunları söyledi: “Özellikle bölgedeki gazeteciler haber yaparken hep ‘örgüt propagandası’ ya da ‘örgüt üyeliği’ gibi bir suçlama önümüze konuluyor. Halbuki yaptığı haberler denilmiyor. Bu noktada bir dayanışma göstermek zorundayız. Ses çıkarmak zorundayız. Dayanışmada bir zayıflık söz konusu. Bütün meslektaşlarımızı, sivil toplum kuruluşlarını gazeteci arkadaşlarımızla dayanışmaya çağırıyorum.”

TEK SESLİ MEDYA AMACI  

Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) Sözcüsü Roza Metina ise, iktidarın gerçeklerin karanlıkta kalmasını istediğini belirtti. Metina, “Yarattıkları kaosla, hakikatin sesinin çıkmaması için gazetecilere yönelik büyük bir saldırı yapılıyor. Aslında bu saldırı kadın iradesine karşı olan bir saldırıdır. Kadın gazeteciler şahsında toplumu kendi kontrolleri altına almak istiyorlar. Toplumun bilincini kontrol altına almak istiyorlar. Medyayı da tek ses yapmak istiyorlar. O yüzden Türkiye’deki tek kişilik sistemde özgür basının rolünü çok büyük görüyorum” diye konuştu.  

‘BOYUN EĞMEYECEĞİZ’

Kürt gazetecilerin geçmiş dönemlerdeki saldırı, baskı ve gözaltılara karşı dimdik ayakta durduğunu vurgulayan Metina, bundan sonra da saldırılar karşısında boyun eğmeyeceklerini ifade etti. Metina, “Çünkü basının toplumun, toplumun gerçeklerle iletişiminin sağlanmasının savunucusudur. O yüzden bize karşı yapılan saldırılara karşı direneceğiz, boyun eğmeyeceğiz. ‘Gazetecilik suç değil’ demeye devam edeceğiz. Özgür basın ve gazetecilik çalışmaları da kutludur” ifadelerini kullandı. 

‘YARIN SIRA SİZE GELİR’ UYARISI

“Doğrunun yanındayım” diyen herkesi Kürt gazetecilerle dayanışmaya çağıran Metina, şöyle devam etti: “Bugün Kürt gazeteciler üzerinde özel bir saldırı var. Çünkü Kürtlerin mücadelesini ve ortaya çıkan doğruları boşa çıkartmak istiyorlar. Tüm medya örgütlerine sesleniyoruz; Kürt gazetecilerin sesini duyun ve Kürt gazetecilere yönelik saldırılara, haksızlıklara sesinizi yükseltsin. Bugün Kürt gazeteciler hedef alınırsa, yarın öbür gün diğerlerine de sıra gelir. Kendilerini savunamazlar. Tüm basın kurumları Kürt basınına karşı gerçekleştirilen bu saldırılara ses çıkarsın.”

HUKUK DIŞI BASKIN 

Baskınlardan nasibini alan JINNEWS’in muhabirlerinden Medya Üren ise, Kürtlere ve Kürtlerin mücadelesini yansıtan basına dönük baskıların hiçbir dönem azalmadığını belirtti. Üren, “Bizim mücadelemizin büyüklüğüne göre onların da saldırıları büyüdü. Bu ilk karşılaştığımız bir şey değil, ne de son olacak. Birkaç gün önce DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu gözaltına alındı. Sonrasında bu gözaltılar yaşandı. Ajansımıza da polis baskını oldu. Maddi yönden de bir zarar söz konusu. Bilgisayarlarımız ve birçok eşyamız alındı. Bütün bunlar habersiz ve hukuk dışı yapıldı. Biz baskını güvenlikten duyduk. Ajansa geldiğimizde her şeyi aldıklarını gördük” diye aktardı. 

‘HAKİKATİ YAZMAYA DEVAM’

“Apê Musa’nın ve Gurbetelli Ersöz’ün küçük generalleri olarak hakikati yazmak için alanlardayız” diyen Üren, şunları söyledi: “Her gittikçe yazma mücadelemiz büyüyor. Gözaltına alınsak da bütün eşyalarımız gitse de alanlarda olacağız. Telefonla da olsa hakikati yazmaya devam edeceğiz. Kürt halkının gerçeklerini ve mücadelesini herkese duyurmaya devam edeceğiz.

Kaynak: MA