4 Kişinin öldüğü…

59’u ağır olmak üzere 7,836 kişinin yaralandığı…

Yaralıların görüntülerine bakıldığında vahşetin ve halkına karşı kinin somut gerçekliğinin görüldüğü kareler…

Göz yuvalarına isabet eden kovanlar ile çıkan gözler, yarılan kafalar, yüzlerde ve vücutların her yerinde oluşan darp ve kimyasal sebepli tepkimeler.

Bu görüntülerin birçoğunda ortaya çıkan temel gerçeklik, profesyonelce, hedef gözetilerek yapılan saldırıyı gösteriyor gören gözlere.

Biber gazı, tazyikli su, cop, plastik mermiler, Toma, Sivil - Resmi Polis ve Jandarma’nın kol gezdiği halka karşı saldırılarda sınırları zorlayan görüntülerin yaşandığı ülkemizde halen gerçekle ilgisinin olmadığı kanıtlanmasına rağmen havalarda bir takım söylemler uçuşuyor;

             Camiye girip bira içtiler!

             Polisimizi Şehit ettiler!

             Türbanlı kadına saldırdılar!

             Gezi olaylarının arkasında faiz lobisi var.

             Faiz Lobisi tarafından kullanılıyorlar! …

             Marjinaller, ayyaşlar, bölücüler, çapulcular…

29 Mayıs’ı 30 Mayıs’a bağlayan gece yarısı doğaya, geleceğe, kendine ve topluma saygısı olan gençlerin çadırlarına saldırarak gençliği ve halkı sindireceğini zanneden iktidar her gün karşısında daha da büyüyen kalabalığa kin ve nefret ile saldırmaya devam ederken kindar söylemler ile saldırmayı da ihmal etmiyor.

Ve ileri demokratik ülkemizde halkı kin ve nefret söylemleri ile bölmek amacıyla, biat edeceği düşünülen %50 iktidar gücü ile düzenlenen mitinglerle bu yalan propaganda yüksek perdeden anlatılıyor.

Camiye girip… Polisi… Türbanlı… Faiz lobisi… Emri ben verdim. Ne yani onlara mı bırakacaktık… Polisimize karşı şiddet uygulandı, güvenlik güçlerimiz son derece sağduyulu davrandı… Önce haddini bileceksin…

Toz duman içinde yalana dayalı, halkın dini inançlarını da suiistimal ederek meydanlardan halka tehditler yağdırılarak yürütülen politikada kolluk güçleri kollanmaya devam ediliyor.

Kasten şiddet uygulayan polis ceza alır! Maalesef polis orantısız güç kullanmıştır… denilen cümleleri de kuran demokrasinin ileri olduğu ülkede Ethem Sarısülük elinde silah yokken ve kasten öldürülmüştür. Öldürme olayını gerçekleştiren polis memuru Ahmet Ş. 'meşru müdafaa' gerekçesi ile serbest bırakılmıştır…

İronik biçimde 'Milli İradeye Saygı' Mitingleri düzenleyen, %50'yi evinde zor tuttuğunu söyleyen iktidar, diğer %50’yi tehdit edip hakaretler yağdırarak olayların büyümesi ve halkı birbirine düşürmeye yönelik siyaset anlayışını bir adım daha ileriye taşıyarak halka karşı 'gayri meşru müdafaa' yapmakta.