Uluslararası toplumun bir devlete silahlı müdahalesi biraz netameli bir konu. Bazen Ruanda ya da Bosna Hersek’teki gibi müdahale ya yapılmaz ya da geç kalır ve milyonlar katledilir. Bazen Kosova’daki gibi müdahale binlerce insanın hayatını kurtarır, ancak uluslararası hukuka aykırı olur. Kimi zamansa son Irak işgalindeki gibi hem uluslararası hukuka aykırı hem de gayri meşru bir şekilde gerçekleşebilir.
Libya üzerinde kopan fırtınanın da her yabancı askeri müdahale gibi tartışmalara yol açması şaşırtıcı değil. İlk belirtilmesi gereken, şu ana kadar Libya’da gerçekleşen askeri operasyonların uluslararası hukuka uygun olduğu. Müdahale, BM Güvenlik Konseyi’nin (GK) 17 Mart tarihli, 1973 sayılı kararına dayanıyor. GK bir devlete karşı kuvvet kullanmaya izin verme yetkisine sahip.
Kararda Libya’ya karşı hangi amaçla, hangi sınırlar içinde kuvvet kullanılacağı belirtilmiş. Buna göre amaç, saldırıya uğrayan sivil halkın korunması ve Libya hava sahası için getirilen uçuş yasağının uygulanması.
Yani GK kararı sadece bu sebeplerle Libya’ya silahlı müdahalede bulunulabileceğini karara bağlamış durumda.

İşgal yasağı
Kararda, Libya’ya karşı kuvvet kullanmanın hangi şekilde olursa olsun bir askeri işgalle sonuçlanması da yasaklanmış. Burada kullanılan ‘ne şekilde olursa olsun’ ibaresinin Libya’da Kosova benzeri bir ‘uluslararası idare’ kurulmasını da engellediğini söylemek mümkün.
Karara göre, belirtilen amaçlar için devletlerin ya da NATO gibi uluslararası örgütlerin kuvvet kullanması mümkün. O nedenle Fransa’nın ilk müdahalesi de muhtemel bir NATO müdahalesi de GK kararına uygun olacaktır.
Fransa’nın Libya’ya müdahale konusundaki aceleci tavrının altında Sarkozy’nin seçim hesaplarının yattığı çokça konuşulmakta. Fransız basınına sızan bazı bilgiler, başkanın yakınlarının da bunu doğruladığını gösteriyor. ABD’nin başlardaki mütereddit tavrını ise müdahalenin Libya’da bulunan El Kaide’yi güçlendirmesi ihtimaline bağlamak mümkün.
Harekâtı gevşek bir koordinasyonla bireysel olarak devletler de gerçekleştirse, işin sorumluluğunu NATO da devralsa, asıl önemli olan harekât sonrası yapılacaklar.
GK işgale cevaz vermiyor. Rusya’nın ilk tepkilerinden anlaşılan ise işgale ya da bir uluslararası yönetim kurulmasına ilişkin bir GK kararının çıkmasının zor olacağı. Kararda çekimser kalan Rusya’nın, doğrudan bir askeri işgale izin veren bir kararı veto edeceğini söylemek mümkün. Daimi üye Rusya’nın vetosu, Kosova’da olduğu gibi bir GK kararını engelleyecektir.
Müdahale sonrası etkin bir geçiş dönemi hükümeti kurulamazsa çıkacak kaos, GK kararı olmadan bir işgale yol açabilir. Zaten İngiltere’nin kara operasyonu seçeneğini düşündüğü biliniyor. Kara operasyonunun ne zamandan itibaren ‘işgal’ sayılacağı ise çok tartışma yaratacak bir konu.

Türkiye’nin yeri
Türkiye’nin ise Libya işinde giderek silindiği gözlemleniyor. Bunun ilk işareti 1973 sayılı kararda verildi. GK yabancı işçilerin tahliyesinde gösterdikleri çabalardan dolayı sadece Mısır ve Tunus’u kutlamakla yetindi. Bu konuda aktif bir görüntü sergileyen Türkiye’nin kararda adının dahi geçmemesi boşuna değil.
Türkiye harekât sonrası bir arabuluculuk görevi için Libya’ya doğrudan müdahalede bulunanlar arasında olmaktan kaçınıyor gibi görünmekte. İleride kurulabilecek bir BM barış gücünde önemli bir rol üstlenmek isteyebileceği de düşünülmeli. Libya halkına sahip çıkan genel geçer açıklamaların sebebi de bu.
Sorun şu ki aynı açıklamaları GK de, Sarkozy de yapıyor. Kaldı ki Irak’ta bile petrol kaynaklarına ilişkin söz hakkı işgal kuvvetlerine değil, görüntüde dahi olsa Irak Parlamentosu’na ait.
Sarkozy’nin bahçesinde çadır kurdurduğu Kaddafi’nin ülkesine müdahalede bulunmakta heveskâr olması ise şaşırtıcı değil. 1920 senesinde Suriye’den Kral Faysal’ı süren Fransız kuvvetlerinin başı General Gourard, o tarihten daha iki sene önce kendi elleriyle Faysal’a ‘légion d’honneur’ madalyası takmıştı. Siyasette ikiyüzlülük hiçbir devletin tekelinde değil. Bu harekât hukuka uygun. Ancak meşru mu? Bunu harekât sırasında sivil hedeflerin gözetilmesi ve harekât sonrasında halk egemenliğine saygı gösterilmesi belirleyecek.