Hasan Cemal, “Saray’ın yargıçları, savcıları öyle ki, neredeyse tüm çabaları Erdoğan’a dönük eleştirel sesleri susturmak. Sadece Saray’ın düdüğünü öttüreceği karanlık, tek sesli bir Türkiye oluşturmak istiyorlar”

“Erdoğan, en nihayet, bir korku imparatorluğu yaratmayı başardı” ifadelerini kullanan Hasan Cemal’in T24’te yayınlanan, “Yargıçlar, savcılar bu sese kulak verin! başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:

Bakırköy Adliye Sarayı’ndaydık salı sabahı, Cengiz Çandar’ın davası için.

Konu malum:

Cumhurbaşkanına hakaret...

Dava 6 Eylül’e ertelendi.

Cengo’yu, avukatları dinlerken, bir ara Tûba’yla dertleştik, daha ne kadar mahkeme kapılarını aşındıracağız diye...

Bilemiyorum.

Çünkü yargı hukukun üstünlüğüne sahip çıkmıyor.

Ne yazık ki öyle.

Yargı, daha çok, hukuku yerle bir etmekle haşır neşir bir cumhurbaşkanını, Saray’daki Sultan’ı koruma çabasında.

ki bine yakın hakaret soruşturması ve davası var.

Saray’ın yargıçları, savcıları öyle ki, neredeyse tüm çabaları Erdoğan’a dönük eleştirel sesleri susturmak.

Sadece Saray’ın düdüğünü öttüreceği karanlık, tek sesli bir Türkiye oluşturmak istiyorlar.

Yoksa bu kadar dava, bu kadar soruşturma açmaz, bu kadar mahkumiyet kararıyla bu kadar sayıda gazeteciyi hapse atmazlardı.

Vurgulamakta yarar var:,

Erdoğan, en nihayet, bir korku imparatorluğu yaratmayı başardı.

Yüksek yargı başkanlarını yanına toplayıp şehir şehir gezdiriyor.

“Biz, yargının başkanlarıyla, temsil noktasında olanlarıyla bu tür seyahatleri rahatlıkla yaparız, yasal, ahlaki olarak hiçbir yanlış yoktur. Bunlara alışamadılar bugüne kadar ama alışacaklar” diyor.

Onlar da Erdoğan’dan ‘şak şakları’nı eksik etmiyorlar.

“Anayasa Mahkemesi kararına uymuyorum” diyen bir cumhurbaşkanıyla birlikte olmaktan onur duyduklarını söylebiliyorlar.

Ne kadar hazin.

Anayasa Mahkemesi Başkanı’nı hain ilan etmiş bir cumhurbaşkanıyla birlikte gezmekten mutlu olduklarını söyleyebiliyorlar.

Ne kadar acıklı.

Bu arada Hükümet Sözcüsü de, yüksek yargının Cumhurbaşkanlığı’na bağlı olduğunu açıklıyor.

Peki, buna hangi sıfat takılabilir?

Birine hazin, diğerine acıklı dedim.

Sanıyorum, buna da en doğrusu utanç verici demek lazım.

Kuvvetler ayrılığını, yargı bağımsızlığını böylesine çiğneyen bir açıklama ancak utanç verici olabilir.

Bu noktayı belirttikten sonra yeni bir haber geldi:

"Erdoğan, "............"

Hukukun üstünlüğü açısından daha da felaket olan bir karar geçen hafta Milli Güvenlik Kurulu’ndan çıktı.

Akıl alır gibi değildi.

Bu konuda son sözü, değerli bir hukukçuya, Yargıtay Onursal Başkanı ve Bilkent Üniversitesi Profesörü Sami Selçuk’a bırakıyorum.