Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekilleri Serpil Kemalbay Pekgözegü ve Murat Çepni, 17 Haziran'da Deniz Poyraz'ın hayatını kaybettiği İzmir'de HDP İl binasına yönelik saldırıyla ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bugün (17 Kasım) basın toplantısı düzenlediler.

Deniz Poyraz'ın katledildiği saldırıya ilişkin davanın 29 Aralık'ta görülmeye başlayacağını ifade eden Kemalbay Pekgözegü ve Çepni, soruşturma sürecinde tespit ettikleri aksaklıkları ve hukuksuzlukları paylaştılar.

Çepni, "Öncelikle şöyle söyleyelim ki bu katliam, ortaya çıkan delillerle de çok net olarak anlaşılacağı üzere son derece organize bir katliam. En son söyleyeceğimizi en başta söylemek gerekirse, eğer bu katliam davası süreci katilin kendisine verilmiş olsaydı bu kadar güzel, bu kadar kendisini koruyan bir biçimde bunu yürütemezdi" dedi.

GÖRMEZDEN GELİNEN VE YANIT BEKLEYEN SORULAR

Davanın katliamın tüm delillerinin karartılması üzerine kurulduğunu savunan Çepni, soruşturma sürecine ilişkin tespitlerini şöyle sıraladı:

*HDP binası şehir merkezinde olmasına rağmen, kapısında neredeyse 24 saat polis noktasında polisler olmasına rağmen, katliamın başından sonuna kadar geçen 30 dakikada boyunca hiçbir polis HDP il binasına çıkmadı.

*Bina bir İşhanı, tümden olay yeri olarak değerlendirilmesi gerekirken, katil kendi ifadelerinde de tüm binayı dolaştığı, başka kapıları çaldığını kendisinin beyan etmesine rağmen, bu bina olay yeri olarak kabul edilmiyor. Hemen katliamın sonrasında bu bina giriş çıkışlara açılıyor.

*Katil 18 saat içerisinde olay çok yönlü ele alınmadan, deliller toplanmadan, HTS kayıtları, kamera kayıtları gelmeden apar topar tutuklanıyor. Emniyette ne kadar ilginçtir ki katile ve ilişkilerine dair soru neredeyse sorulmuyor.

*Katilin telefonuna el konulmuş, Whatsapp yazışmalarına ulaşılmış olmasına rağmen, kişilere ilişkin hiçbir yakalama, gözaltı işlemi yapılmamış.

*Arama tutanağında üzerinden 100 TL çıkmasına rağmen fakat her nedense adliyede katile 200 TL veriliyor. Bu para neden veriliyor? Kim tarafından veriliyor? Harçlık olarak mı veriliyor? O da ayrı soru belli değil.

*HTS kayıtlarına göre katil telefonunun başka birine yönlendiriyor, bu ortaya çıkıyor, bu kişiye dair tek bir soruşturma gerçekleştirilmiyor.

*HTS kayıtlarına göre, katil, çeşitli tarihlerde İzmir Emniyetini 27 kez aramış. Hangi numaraları aramış hepsi belli. Avukatlar ses kayıtları istediğinde emniyet ses kaydı yoktur diyor ve soruşturmaya gerek de duymuyor. İzmir Emniyet Müdürlüğü, hiçbir şekilde bunu dikkate almıyor ve çok normal bir şey olduğunu söylüyor.

*Katil katliam öncesinde, kendi ifadelerinde iç ve dış keşif yaptığını söylüyor ve HTS kayıtları incelendiğinde, HDP'nin bulunduğu semtte sayısız kez geldiği ortaya çıkıyor. Kendisi de bunu bir biçimde söylüyor.

*HTS kayıtlarına göre, görüştüğü kimi kişilerin de sinyallerine bakıldığında, incelendiğinde bu kişilerin de aynı dönemlerde HDP'nin bulunduğu semte gelip gittikleri ortaya çıkıyor. Yani, bu şu anlama geliyor, katil aylarca yaptığı keşiflerde tek başına değil. Bu konuda da tek bir inceleme ve soruşturma yok.

*Katilin son aylarda lüks yaşadığı da resmi kayıtlarda var. Lüks oteller, saunalar vs. son derece lüks bir yaşam sürüyor son aylarında. Ama bu son aylarda çalışmadığı da biliniyor. Fakat buna rağmen parayı nereden bulduğu sorulmuyor.

*Yine SADAT ile ilgili sorulmuyor katile. Çünkü, SADAT ortaya çıkan delillerden sonra kendisi bir açıklama yapıyor, olayla ilgisinin olmadığına dair açıklama yapıyor ve İzmir Emniyeti bu açıklamayı yeterli görüyor. Oysa, katil Suriye'ye gitmiş bir sağlık personeli olarak. Sağlık personeli olarak gitmiş, orada silahlı eğitim almış, bütün bunları resim olarak paylaşmış olmasına rağmen ve SADAT'ın bu konudaki çalışmaları bilindiği halde, bu konuda da hiçbir soru katile sorulmuyor.

"SÜRECİN TAKİPÇİSİYİZ"

Kemalbay Pekgözegü ise, "Bu katliamı örtbas etmeye çalışanlar, bu siyasi cinayeti adeta ödüllendirenler, ismin ne abicim diye sırtını sıvazlayanlar, katili pamuklara saranlar ortadadır. Ve duruşma tarihi olarak verilen 29 Aralık 2021'de nasıl bir duruşmayla da, nasıl bir hukuki süreçle de karşı karşıya olacağımız görülüyor" dedi.

Etkin olmayan soruşturma ve hukuki süreci kabul etmediklerini ifade eden Kemalbay Pekgözegü özetle şunları söyledi:

"Bu soruşturma, soruşturulmamak olarak kendini ortaya koymuştur. İzmir'de Türkiye'nin 3. büyük ilinde 3. büyük partisine yönelik olarak bir siyasi cinayet işlenmiştir. Bir kadın katledilmiştir. Canavarca hislerle, işkence edilerek, birden çok ateş edilerek, tekmelenerek, vücuduna tekme atılarak ve bıçakla da aynı zamanda yaralanarak, vurularak gerçekten de Türkiye'de yaşanan kadın katliamlarının da bir tezahürü olan, bir benzeri olan bir katliam yaşanmıştır.

"Bu soruşturmayı, bu katliamı aydınlığa kavuşturacak olan önümüzdeki dönemde Türkiye'de 3. bir seçeneğin ortaya çıkması, demokratik, özgür, barış içinde bir Türkiye'yi yarattığımız zaman, oluşturulacak olan gerçek bir adaletle mümkün olacaktır.

"Deniz Poyraz'ın hukuki sürecini yakın bir şekilde takip edeceğiz. 29 Aralık 2021 tarihinde de mahkemede olacağız. Ve bu katliam aydınlatılıncaya kadar HDP olarak, HDP'nin dostları olarak bir arada bu süreci takip edeceğiz. Aynı zamanda, kadın örgütleri ve kadın mücadelesi de Deniz Poyraz'ın yanında olacak."