HDP, kapatma davasına ilişkin ön savunmasını Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) sundu.

HDP’nin Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu'ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede, ANKA Haber Ajansı’na yaptığı değerlendirmede, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’in hazırladığı iddianamede ‘çözüm sürecinde’ yaşananların yer aldığını vurguladı.

Dede, “Barış yönündeki çabaların yargılama konusu yapılabilmesi mümkün değil. Kaldı ki çözüm sürecine ilişkin o dönemde çıkarılan 6551 sayılı Yasa’da, o dönemde yürütülen faaliyetlerin asla yargılama konusu yapılamayacağına ilişkin kesin hüküm vardı. O dönemde yapılan bir kısım suç duyuruları var. Bu faaliyetlere katılan, yürüten kişilerin hem devlet görevlileri hem iktidar partisi hem de HDP’liler hakkında yapılan suç duyurusu ve mahkemelerin verdiği takipsizlik kararları var. Mahkemeler, 6551 sayılı Yasa’yı (Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun) işaret ederek bu kararları vermişler. Yargılama konusu yapılamayacağına ilişkin de yargı kararları var. HDP kapatma iddianamesi açısından da bunun yargılama konusu yapılamayacağını düşünüyoruz” diye konuştu.

“MİT BAŞKANI DA VARDI”

Barış sürecinin de yargılama konusu yapıldığı kapatma davasında AYM’nin vereceği kapatma kararının, süreç içinde yer alan herkes açısından sonuç doğuracağına dikkat çeken Dede, MİT Başkanı Hakan Fidan’ın bile süreç içerisinde yer aldığını söyledi.

Dede, “Burada sadece AKP’nin bu süreci yürüttüğünden söz etmenin doğru olduğunu düşünmüyorum. Orada devleti temsil eden birçok kişi vardı. Devlet kurumlarından MİT Başkanı, o dönemde bu sürecin içindeydi. Birçok devlet görevlisi bu işin içindeydi. AKP’nin kendi başına karar verip yürüttüğü süreç olduğunu düşünmüyoruz. O dönem bir bütün olarak devlet, bu görüşmelerin, bu çabanın gerçekleşmesi için bütün kurumları seferber etmiş durumdaydı. O dönemde yapılan anketler, toplumun yüzde 80’ninden fazlasının yürütülen bu sürece olumlu baktığını gösteriyordu” ifadelerini kullandı.

“DEVLET BÜTÜN KURUMLARIYLA SÜRECİ YÜRÜTTÜ”

Dede, çözüm sürecinde sadece AKP’yi ve HDP’yi temsil eden kişiler olmadığını, devleti temsil eden kişilerin de bulunduğunu kaydederek, “Devlet, bütün kurumlarıyla birlikte bu süreci yürüttü. Sadece siyasi iktidarın değil devletin de taraf olduğu bir süreçti” dedi.

BARIŞ HAKKI YARGILAMA KONUSU YAPILAMAZ”

Dede, uluslararası sözleşmelerde de barış hakkının düzenlediğini ve barışı savunmanın da hak olduğunu vurgulayarak, “Barışın gerçekleşmesine dönük faaliyetlerin yargılama konusu yapılması asla mümkün değil. 6551 sayılı Yasa’dan ziyade, barış hakkının yargılama konusu yapılamayacağına ilişkin husus daha güçlü argümandır. Dünyanın bütün her tarafında böyle, Türkiye Cumhuriyeti devleti açısından da böyle” diye konuştu.

“‘KİM BARIŞ İSTERSE YARGILARIZ’ ANLAMINA GELİR”

Dede, AYM’nin olası kapatma kararının anlamını, “Bu ülkede barış hakkının ortadan kalkması anlamına gelecek. Bu karardan itibaren, ‘kim barış derse, barış isterse, barışın gerçekleşmesi için çaba sarf ederse biz onu yargılarız’ gibi bir sonuç doğurur. AYM’nin böyle bir karar verebilmesi mümkün değildir. AYM’nin kendi ve üzerine kurulu olduğu ilkelerin reddi anlamına gelir” diye açıkladı.