Cumhur İttifakı’nda ortaya çıkan “50+1” tartışmasının kaybetme korkusundan kaynaklandığını dile getiren HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, MHP’nin tutumu için “50+1 olmasa MHP’ye de ihtiyaç kalmaz” dedi.

Hem AKP içinde hem de ittifak ortağı MHP ile arasında fikir ayrılığı yaratan “50+1” şartı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun görüşmesinin ardından gündeme geldi. AKP’li Erdoğan’ın Karamollaoğlu’na 50+1’e dair rahatsızlıklarını dile getirmesinin ardından Ankara kulislerinde de tartışılmaya başlandı. AKP’nin yöneticileri tarafından da dile getirilen 50+1 meselesinde ilk ayrı düşüşler ise partinin eski kurucularından olan Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu’nda yer alan Cemil Çiçek ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli arasında oldu. Bahçeli, Çiçek’in açıklamalarını sert sözlerle hedef alarak, “Yüzde 50+1, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin mihveridir” dedi.

Olağanüstü bir araya gelen Erdoğan ile Bahçeli görüşmesinin ardından her ne kadar Cumhur İttifakı “50+1” gündemlerinde olmadığını söylese de son ayrı düşüşler AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi Şamil Tayyar ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum arasında yaşandı. Oy kaybeden AKP ve MHP’de iç tartışma olarak başlayan 50+1 tartışmalarını iktidar kapatmaya çalışsa da çelişkiler derinleşiyor. 

KAYBETME KORKUSU 

Berivan Altan'ın Mezopotmaya Ajansı'nda yer alan haberine göre, “Erken seçim” tartışmaları ve “50+1”in Cumhur İttifakı’nda yarattığı çelişkileri Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç değerlendirdi. Cumhurbaşkanlığı seçimi için baraj olan 50+1 tartışmasının kamuoyu yoklamalarında ortaya çıkan oy düşüşlerinden bağımsız ele alınamayacağını belirten Oluç, “Her geçen gün biraz daha oy toplamları düşüyor. Cumhurbaşkanlığı seçimleri için yüzde 50+1’e ihtiyaç var. Yarın seçim olsa seçimi kazanma imkanları olmadığını görüyorlar. Bunu gördükleri içinde bu konuda içte bir tartışma yapıyorlar. Bu tartışmaları dışa yansıdı. Aslında kaybettiklerini gösteren bir tartışma ve şu anda onları 50+1’i yakalamayacağız korkusu sardı. Bu tartışma sürecek. Bastırmaya çalışsalar bile, kaybetmekten korktuklarını göstermemek için 50+1’den fazlasını alacağız deseler bile bu açıklamaların gerçeklikle alakası olmadığı ortada. Bu tartışmalar devam edecek” dedi.

Oluç, MHP’nin 50+1’e yönelik tartışmalara ilişkin keskin çıkışına dair, “Cumhurbaşkanlığı seçimleri için 50+1 olmasa MHP’ye ihtiyaç kalmaz. MHP’de bunun korkusunu yaşadığı için sıkı sıkıya 50+1’e sarılıyor. En keskin savunucusu oluyor. ‘Sistemin gereğidir bu’ dese de MHP’ye gerek kalmayacak bir durum ortaya çıkarır” diye ekledi.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İHTİYACI 

Cumhurbaşkanı seçimi için gerekli olan 50+1’in ancak Anayasa değişikliğiyle değiştirebileceğinin altını çizen Oluç, bunun içinde iki yöntem olduğu hatırlatmasında bulundu. Anayasa değişikliğinin referanduma götürülmesi için Meclis’te 360 oya ihtiyaç olduğunu ya da 400 oy ile bunun değiştirilebileceğini kaydeden Oluç, Cumhur İttifakı’nın da her iki yol için de yeterli sayıyı muhalefetsiz yakalayamadığını vurguladı. Oluç, bunun da Türkiye gerçekliğinde mümkün görünmediğini belirtti.

ERKEN SEÇİM SEÇENEKLERİ 

Erken seçim olup olmayacağını ise Oluç, iktidarın kaybetmekte olmasından kaynaklı bu yola başvurmayacağı kanısında olduğunu belirtti. Erken seçimin de iki türlü alınabileceğini hatırlatan Oluç, “Birincisi Cumhurbaşkanlığı Meclis’i feshederek, erken seçim kararı alabilir. Kaybettiği bir seçime götürmeyi istemez. İkinci Meclis bir karar alabilir. Cumhur ittifakının oyları yeterli değil. Muhalefete ihtiyaçları var. Meclis’e erken seçim önergesi getirseler destek alırlar. Çünkü muhalefet erken seçimden yana ama kaybetmekte olduğunu gören bir iktidar kolay kolay erken seçime gitmez. Mümkün olduğu kadar süresini kullanmayı isteyen bir iktidarla karşı karşıyayız” şeklinde konuştu.

AKP’NİN ŞANSI KALMADI

Türkiye’de her geçen gün TL’nin dolar karşısında değer kaybettiğine dikkat çeken Oluç, “Bunun temel nedeni bu iktidarın ekonomi, sosyal politikalarının yarattığı güvensizliktir. Dışarı da ise bu iktidara güvenen herhangi bir kurum ve kuruluş kalmamıştır. Hukuksuzluk diz boyu, bir hukuk tanımazlık olduğunu herkes görüyor. Uluslararası alanda da bu iktidarın yaptığı yanlışların sorunları çok büyüttüğünü herkes görüyor. Ekonominin bu kadar çıkmaza girmesinin esas nedeni hukuksuzluktur, güvensizliktir. Bunların hiçbirini bu iktidar düzeltemeyeceğine göre TL’ye değer kazandırmaları da mümkün değil. Ne içeride ne de dışarıda güvenilmeyen bir iktidar ile karşı karşıyayız. Bu iktidar yarın erken seçim kararı alsa TL’de bir değerlenme ortaya çıkar. Seçimi kaybettiğinde güven verici bir iktidar ortaya çıkarsa ekonomik sorunların çözümü konusunda adımlar atılır. Ama bu iktidarın öyle bir şansı kalmamıştır” ifadelerini kullandı.

‘SALDIRGAN HALE GELİYORLAR’

Tüm verilerin iktidarın seçimleri kazanmasından uzak olduğunu dile getiren Oluç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ama iktidar koltuğunu kaybetmemek için elinden gelen her türlü adımı atacaktır. Güvensizlik yaratan budur. O nedenle ne kadar erken seçim olursa Türkiye’de ekonomik, sosyal, dış politika açısından o kadar bir rahatlama olur. Ama bu geciktikçe bu iktidar nedeniyle ödenen fatura ortadır. TL değersiz bir pula dönüştürüldü. Bunun bedelini işçi, emekçi, yoksul, dar gelirli, toplum ödüyor. Sermaye gruplarının, yandaş şirketlerinin sorunları yok. Onlar her türlü iktidardan faydalanıyor. Esas itibariyle halk sorunları yaşıyor ve fatura ödüyor. Ne kadar erken buna son verilirse halk açısından o kadar iyi sonuç verir. Cumhur İttifakı’nın kazanmasına en ufak bir işaret yok. O yüzden onlar da gittikçe hırçınlaşıyor hem söylemlerinde de hem fiili olarak daha saldırgan ve öfkeli hale geliyorlar. Öfkeyle sorunları çözemeyecekleri için daha da güvensizliği, hukuksuzluğu, demokratiksizliği arttıracaklar. Bunun faturası da topluma çıkarılmaktadır."