İNGEV ve Oxford Üniversitesi’nin projesinde yapılan araştırmalar ile ortaya çıkan rapor, Kısa Dalga’nın işbirliği ile açıklandı. Rapora göre, Türkiye’de her 3 kişiden biri siber zorbalık mağduru olurken, her 5 kişiden 1’i de en az bir defa “sözlü taciz, cinsel taciz, tehdit, ifşa, siber linç” gibi siber zorbalık olarak tanımlanan fiilleri yaptığını kabul etti.

İNGEV (İnsani Gelişme Vakfı) ve Oxford Üniversitesi’nin birlikte yürüttüğü “Dijital Vatandaşlık” projesi kapsamında “Dijital Vatandaşlık: Erişim, Tutum ve Davranışlar” başlığıyla bir rapor hazırlandı.

Türkiye’deki 15 yaş üstü bireylerle yapılan 3 bin 200 anketin CATI (Bilgisayar destekli telefon görüşmesi) yoluyla Türkiye nüfusunu temsil eden 26 ilde yapılan anketin hata payı ± yüzde 1.7 olarak açıklandı.

Araştırmaya göre, cep telefonu ve mobil cihazlar da dahil edildiğinde Türkiye’de büyük çoğunluğun internet erişimi bulunuyor.

Ankete katılan kişilerin yüzde 97’sinde internet bağlantılı bir cep telefonu olmasına karşın, bilgisayar sahipliği oranı yüzde 67 oldu.

İnternete en çok sosyal medya için giriyoruz

Ankete göre, Türkiye’de internete girmenin ana nedeni olarak “sosyal medya” öne çıktı. Katılımcıların birden fazla seçeneği söyleyebildiği bu soruya verilen yanıtlar şöyle oldu:

Sosyal medya hesaplarına girmek: Yüzde 54

İnterneti gezmek: Yüzde 23

Anlık mesajlaşma uygulamalarını kullanmak: Yüzde 22

Video ya da sinema izlemek: Yüzde 18

İnternette gazete veya dergi okumak: Yüzde 18

Her 3 kişiden 1’i siber zorbalık mağduru

İnternet hizmetlerinin kullanımıyla eğitim seviyesi arasında güçlü bir ilişki olduğu belirtilen araştırmada ortaya çıkan çarpıcı sonuçlardan biri de Türkiye’deki her 3 kişiden 1’inin “siber zorbalık” yaşadığını belirtmesi oldu. Buna göre sözlü taciz ve cinsel taciz en çok maruz kalınan siber zorbalık türleri olurken katılımcıların yüzde 9’u da özel fotoğraf, video veya bilgilerinin izinsiz şekilde paylaşıldığını söyledi. Siber zorbalık yaşadığını söyleyenlerin maruz kaldıkları zorbalık türleri ve oranları şöyle sıralandı:

SÖZLÜ TACİZ (Birini izni olmadan sık sık aramak veya yazılı mesaj göndermek): Yüzde 25

CİNSEL TACİZ (Birine rızası olmadan cinsel içerikli mesaj göndermek): Yüzde 12

ÇALINMIŞ VERİ (Birinin kişisel verisine izinsiz şekilde ulaşmak): Yüzde 11

TEHDİT (Birini sosyal medya veya mesajlaşma uygulamaları üzerinden tehdit etmek): Yüzde 10

İFŞA (Birinin özel fotoğraf, video veya bilgilerini izinsiz şekilde paylaşmak veya yaymak): Yüzde 9

SİBER LİNÇ (Birine sosyal medyadaki paylaşım veya görüşleri nedeniyle toplu şekilde hakaret veya tehditte bulunmak): Yüzde 7

İTİBARSIZLAŞTIRMA (Sosyal medyada biri hakkında asılsız bilgi veya dedikodu yayınlamak): Yüzde 7

AŞAĞILAMA: (Birini rencide etmek veya birine hakaret etmek): Yüzde 6

Her 5 kişiden biri “siber zorbalık” yapıyor

Araştırmanın en ilginç sonuçlarından biri de Türkiye’deki her 5 kişiden 1’inin en az bir tür siber zorbalıkta bulunduğunu kabul etmesi oldu. Buna göre siber zorbalık yapanların yüzde 7’si sözlü taciz, yüzde 3’ü ise cinsel tacizde bulunduğunu söyledi. Araştırmaya göre faillerin yaptığı siber zorbalık türleri ve oranları şöyle sıralandı:

SÖZLÜ TACİZ: Yüzde 7

CİNSEL TACİZ: Yüzde 3

ÇALINMIŞ VERİ: Yüzde 3

TEHDİT: Yüzde 3

İFŞA: Yüzde 3

SİBER LİNÇ: Yüzde 2

İTİBARSIZLAŞTIRMA: Yüzde 2

AŞAĞILAMA: Yüzde 2

Siber zorba profili: Dışlanmış, iletişim kuramıyor, sinirlerine hakim olamıyor ve sonunu düşünmeden hareket ediyor

Araştırma siber zorbalıkta bulunanların kendilerine ilişkin tanımlarından yola çıkarak profillerini de çıkarmaya çalıştı. Buna göre siber zorbalıkta bulunanların genel nüfustan en fazla farklılaştığı huylar, dürtü kontrolü boyutunda oldu. Buna göre

Her bir ifadeye katılanlar (%) / Genel nüfus / Siber zorbalar

Kendimi sorgularım / 47 / 53

Çevremdekiler çok enerjik olduğumu söyler / 47 / 49

Başkalarının bakış açısını kolayca anlarım / 41 / 43

Sinirlenince kendimi sakinleştirmekte zorlanırım / 25 / 39

Genelde sonunu düşünmeden hareket ederim / 15 / 26

Başkalarıyla iletişim kurmakta sıkıntı yaşıyorum / 10 / 14

Başkalarının yanında dışlanmış hissediyorum / 7 / 11

Dijital denge kuramıyoruz

Araştırma sonuçlarına göre toplumun önemli bir kısmı temel dijital denge ve sağlık unsurlarını uygulamıyor. Araştırmaya katılanların katıldıkları ifadelere göre dağılımları şöyle:

Başkalarıyla birlikte iken telefon kullanımımı en aza indiriyorum: Yüzde 51

Bilgisayarı gözlerim için uygun bir mesafeden kullanırım: Yüzde 45

Telefonumla ilgilenirken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum: Yüzde 43

Bilgisayar kullanırken sırtımın dik olduğu bir pozisyonda otururum: Yüzde 36

Ekran kullanım süremi düzenli olarak bir uygulama üzerinden kontrol ediyorum: Yüzde 24

Uykum geldiğinde gidip uyumak yerine telefonumla ilgilenmekten kendimi alamıyorum: Yüzde 19

Toplumun yarısı en az bir kez internetten alışveriş yapıyor

Araştırmaya göre Türkiye’de insanların yarısı daha önce en az bir kere internetten alışveriş yaptı. Alışveriş yapan her 5 kişiden 4’ü ayda en az bir kere dijital alışveriş yaptığını belirtirken alışveriş yapma sıklığı şöyle ölçüldü:

Her gün: Yüzde 4

2-3 günde bir: Yüzde 7 

Haftada bir: Yüzde 14

2-3 haftada bir: Yüzde 16

Ayda bir: Yüzde 37

Ayda birden daha seyrek: Yüzde 22

Nefret söylemi nedir bilmiyoruz, trollemeye daha aşinayız

Ankete göre Türkiye’de toplumun çoğunluğu (Yüzde 60) bir kavram olarak “nefret söyleminden” haberdar olmadıklarını belirtti.

Siber zorbalık kavramını bilenlerin oranı yüzde 45 olurken, trolleme kavramına daha aşina olduğumuz (Yüzde 47) anlaşıldı.

Siber zorbalık farkındalığı yaş, eğitim ve sosyo-ekonomik statüyle ilişkili iken gençler ve üniverse mezunlarının trolleme kavramını daha çok bildikleri anlaşıldı.

Dezenformasyona en açık toplum 

Araştırmadaki en çarpıcı sonuçlardan birine göre de “dezenformasyon” kavramının, sorgulanan tüm kavramlar arasında farkındalığı en düşük kavram oldu. Katılımcıların sadece yüzde 26’sı bu kavramı bildiklerini belirtirken her 3 kişiden yaklaşık 2’sinin bu kavramdan bihaber oldukları ortaya çıktı.

Raporda, Avrupa genelinde yapılan diğer araştırmalara atıfta bulunularak “Farklı çalışmalardaki tahminlere göre, dezenformasyon Türkiye’de Avrupa’daki birçok ülkeye göre daha hızlı yayılmaktadır” denildi.

Türkiye, dezenformasyona en açık ülkelerden biri

Raporda yer verilen ve toplumların 'hakikat ötesi (post-truth*)', 'sahte haberler' ve bunların sonuçlarına karşı direnç potansiyelini ölçen Açık Toplum Enstitüsü'nün Medya Okuryazarlığı Endeksi’ne göre Türkiye 35 ülke arasında sondan ikinci, yani 34. oldu. Endekse göre, dezenformasyona karşı en dirençli 5 ülke Finlandiya, Danimarka, Hollanda, İsveç ve Estonya olarak sıralandı. 'Nesnel hakikatlerin belirli bir konu üzerinde kamuoyunu belirlemede duygulardan ve kişisel kanaatlerden daha az etkili olması durumunu’ ifade eden hakikat ötesi duruma(post-truth) ve sahte haberlere en az dirençli 5 ülke ise Makedonya, Türkiye, Arnavutluk, Bosna Hersek ve Karadağ oldu.

Türkiye’nin internete erişim puanı “yüksek”; haklar ve görgü kuralları puanları “düşük” 

Araştırmaya göre, Türkiye “Dijital iletişim ve görgü kuralları” endeksinde de ilginç verilere ulaştı. Buna göre “Genel dijital vatandaşlık endeks puanı” 63 olan Türkiye’nin, dijital erişim puanı yüksek, buna karşın dijital haklar ve görgü kuralları puanları ise “düşük” çıktı.

Dijital erişim: 80 (Yüksek)

Dijital güvenlik: 69 (Orta)

Dijital okuryazarlık: 68 (Orta)

Dijital sağlık ve denge: 60 (Orta)

Dijital ticaret: 60 (Orta)

Dijital haklar, sorumluluklar ve hukuk: 56 (Düşük)

Dijital iletişim ve görgü kuralları: 47 (Düşük) 

Hangi tip dijital vatandaşsınız?  

Çalışmanın sonunda, Türkiye’de dijital vatandaşlık davranışlarına göre 5 ana segment ortaya çıktı. Raporda  bu 5 ana segment “tedbirli bilgililer”, “diplomatlar”, “koruyucular”, “kızgın ilgisizler” ve “soğuk ilgisizler”  olarak adlandırıldı. Raporda 5 ana segmentin toplumdaki dağılımları ve özellikleri ise şöyle sıralandı:

TEDBİRLİ BİLGİLİLER (YÜZDE 28) 

Daha genç bir grup, güçlü teknik bilgi, görece daha zayıf sosyal bilgi: 

  • Genel nüfusa kıyasla daha yüksek oranda genç nüfusa sahip.
  • Dijital araçlara ve teknolojiye üstün teknik hakimiyete sahip bireyler.
  • Bu segment, beşi arasında en yüksek dijital okuryazarlığa ve en sık internet erişimine sahip.
  • En güçlü ve en ayırt edici özelliği, cihazlarını davetsiz misafirlerden, dolandırıcılardan ve bilgisayar korsanlarından koruma konusundaki özgüvenleridir.
  • Dijital güvenliğe kıyasla, internet kullanımı ve sosyal medyanın sosyal yönleri hakkında nispeten daha az farkındalığa sahiptirler.
  • Nefret söylemi, dezenformasyon ve siber zorbalık gibi olumsuz çevrimiçi davranışlara ilişkin farkındalıkları, dijital güvenlik konusundaki farkındalıkları kadar yüksek değildir.

DİPLOMATLAR (YÜZDE 25)

İnternetin iletişim etkilerine en hassas grup, görece zayıf teknik bilgi, kadınların ve gençlerin oranı genele göre daha yüksek.

  • Bu segment, dijital iletişim ve dijital sorumluluklar gibi teknolojinin toplumsal yönlerine nispeten daha fazla vurgu yapmaktadır.
  • Kendileri gibi düşünmeyenlere saygı duyma ve onları anlamak için gerçek bir çaba gösterme eğilimindedirler.
  • Başkalarıyla empati kurmak ve yapıcı tartışmalara elverişli bir ortamın yaratılmasına katkıda bulunmak onlar için kolaydır.
  • Kendilerini siber tehditlere karşı koruma yeteneklerinden diğer unsurlara göre daha az eminler.
  • Çevrimiçi bankacılık ve e-ticaret gibi çeşitli dijital hizmetleri güvenli bir şekilde kullanma konusundaki becerileri gelişime açık.
  • Bu segmentte anti-virüs yazılımı kullanımı daha geri planda
  • Sosyal medya platformlarında gizlilik ayarlarını yapmak ve güçlü şifreler oluşturmak, yetkinliklerine güven duymadıkları diğer becerilerden bazılarıdır.

KORUYUCULAR (YÜZDE 18)

İnternetin toplumsal etkilerine en hassas grup, görece zayıf teknik bilgi, 55 yaş üstü oranı genele göre daha yüksek, çocuk sahipliği daha yüksek

  • Mahremiyet veya aşırı kontrol ile ilgili alanlar gibi teknolojinin toplumsal risklerini değerlendirme yeteneklerine nispeten daha fazla güveniyorlar.
  • Çevrimiçi bilgilerin doğruluğunu teyit etme yatkınlığıyla ayrışıyorlar.
  • Ayrıca düşmanlık veya ayrımcılıkla karşılaştıklarında bunu yapanlarla mücadele etme ve başa çıkma yeteneklerine de genele göre daha fazla güveniyorlar.
  • Dijital güvenlik açısından nispeten daha az gelişmiş becerilere sahipler.
  • İnterneti sınırlı amaçlarla kullanırlar. Online görsel içerik tüketimi veya sosyal medya paylaşımları diğer unsurlara göre daha düşüktür.
  • Çocuklarına olumsuz çevrimiçi davranışlarda bulunma veya bunlardan mağdur olma konusunda nasıl yaklaşmaları gerektiği konusundaki farkındalıkları gelişmeye açık.

KIZGIN İLGİSİZLER (YÜZDE 15)

En düşük dijital okuryazarlık, en düşük gelir ve eğitim grubu, en az internet kullanımı, siber-zorbalık yatkınlığı öne çıkıyor, dürtü kontrolü düşük.

  • İnternete girdiklerinde çoğunlukla sosyal medya platformlarını ziyaret ediyorlar.
  • İnterneti bilgi edinme ve yeni bilgilere ulaşma aracı olarak kullanma eğilimleri sınırlıdır.
  • Genellikle sosyal medyada buldukları bilgileri doğrulamazlar.
  • Çevrimiçi bankacılık ve e-ticaret gibi dijital araçları kullanma yeteneklerine olan güvenleri düşüktür.
  • Nefret söylemi, dezenformasyon ve siber zorbalık gibi kavramlar hakkında çok az farkındalıkları var.
  • Bu segmentin üyeleri siber zorbalık yatkınlıkları görece yüksek.
  • Sosyal medyada dürtü kontrolü açısından daha düşük yatkınlıkları var. 

SOĞUK İLGİSİZLER (YÜZDE 14)

Diğer «İlgisizler» grubuna benzer, dijital güvenlik ile ilgili teknik bilgileri o gruba göre daha yüksek, başkalarının yanında dışlanmış hissetme ve kişilerarası ilişkilerde sıkıntı yaşadıklarını belirtme oranı daha yüksek, siber zorbalık daha düşük.

  • Bu segment, “Kızgın İlgisizler” hariç diğer tüm segmentlere kıyasla daha düşük dijital okuryazarlığa sahiptir.
  • «Kızgın İlgisizler» ile karşılaştırıldığında, bu segment internete biraz daha sık erişiyor ve dijital güvenlik konusunda daha yüksek bilince sahip.
  • Sosyalleşme sorunları ön plandadır. Başkalarının yanında kendilerini dışlanmış hissettiklerini ve sosyalleşmede zorlandıklarını belirtirler.
  • Bu aynı zamanda cihazlarını bırakıp sosyal medyadan uzaklaşmalarını da zorlaştırıyor.

Kaynak: kisadalga.net