“Bir ülkenin ekonomisi insan (beşeri) sermayesine dayanır. Eğer kadınlara yeterli sağlık eğitim ve iş olanakları sunmuyorsanız potansiyelinizin yarısını kaybedersiniz. Cinsiyet eşitliği ve kadın hakları ekonomik kalkınmanın temelidir”.
Michelle Bachelet

Kadınlarla erkekler bir bütünün, insanlığın olmazsa olmaz iki yarı parçası. Fiziksel farklılıkları, insanlığın kendisini yeniden üretmesindeki farklı işlevleri yanında, insan hakları ve özgürlükleri yönünden insanlığın eşit parçaları. Birisi olmazsa, ikincisi olamaz.

Kadınlar önce kendileri bilinçlenerek insanlığı kurtarma başarısını elde edebilirler. İnsanlığı kurtarma sürecinde etkili olacak gençleri, erkekleri de kadınlar yetiştirecekler.

İnsanlığı, Dünya’yı kadınlar kurtarabilecekler. Erkeklerin tüm karşı koymalarına, erkek egemen sistemin tüm engellerine karşın bu böyle olacak.

Doğurdukları çocukları insan hak ve özgürlükleriyle tanıştırabilen kadınlar kurtarabilecek insanlığı.

Çocukken evlendirilen, namus ya da töre adına, aileleri tarafından ölüme mahkum edilen dahası öldürülen, bir inek karşılığında satılan, cinsel saldırıya uğradıktan sonra canlı canlı toprağa gömülen, grup tecavüzüne uğrayan, bunlara karşın yine kendilerinde suç aranan, yaşamın nasıl geçtiğini anlamadan ölen, erkeğinin her istediğini yapmakla yaşamını tüketen, saçı uzun, aklı kısa diyerek küçümsenen, eksik etek diye değersizleştirilen, babaları, kardeşleri, eşleri tarafından dövülen, itilip kakılan, cinsel isteklerini gidermek aracı olarak kullanılan, öldürülen, binlerce yılın unutulmuşluk, ezilmişliğinden silkinerek ayağa kalkan kadınlar insanlığı kurtarabilecekler.

Yaşamın her alanında, kendilerini açık ya da gizli bakışlarıyla denetleyen, gözetleyen, egemenlikleri altına alan erkek egemen yapının, erkeklerin egemenliğinde yükselmiş baskıcı yönetimlerin karşısına çıkabilen kadınlar kurtarabilecekler insanlığı.

Eğitim olanaklarına ulaşmaktan alıkonulan, çalışma yaşamının dışına çekilmeye çalışılan, seçme seçilme haklarından yoksun bırakılan, yönetme erkinin kapıları yüzlerine kapatılan kadınlar kurtarabilecekler insanlığı.

Erkeklerin tüm başarılarında, yaşam süreçlerinde katkıları olmasına karşın sürekli “ötekileştirilen”, haklarından yoksun bırakılan kadınların uyanışı kurtarabilecek insanlığı.

Kadınları toplumsal yaşamdan dışlayan erkek egemen sistemler, düşünce yapıları, insanlığı tek ayak üzerinde yürümeye zorlamaktalar. Tek ayak üzerine yürümeye çalışan insanlar, tolumlar, insanlık, insanca yaşama savaşımında başarısız olmak zorundadır. Bu kısır döngüyü kırabilecek olan kadınlar kurtarabilecekler insanlığı.

Kadının köle değil, eş olduğunu, yaşamın her alanında insan hak ve özgürlüklerini kullanma konusunda erkeklerle eşit haklara sahip olduğunu algılayıp başlarını dik tutmayı becerebilen kadınlar kurtarabilecekler insanlığı.

Erkeklerin, toplumun, insanlığın “ötekisi” değil, yarısı olduklarının bilincine varabilen kadınlar kurtarabilecekler insanlığı.

Yalnızca mutfakta değil, bilim , teknoloji üretilen laboratuvarlarda çalışan kadınlar kurtarabilecekler insanlığı.

Erkeğin arkasında yürüyen, gölgesinde yaşayan değil, onlarla omuz omuza birlikte yürüyen kadınlar kurtarabilecekler insanlığı.

Yüzlerini, kaşlarını, dudaklarını, saçlarını süslemek için harcadıkları paraları kitaplara vererek beyinlerinin, düşüncelerinin güzelleşmesini sağlayabilen kadınlar kurtarabilecekler insanlığı.

Kadınlığını, dişiliğini kullanarak toplumsal süreçlerin işlemesinde yer edinen kadınların yerlerini alarak, akıllarını, bilgilerini kullanarak, bilimsel bulguların izini sürerek toplumların her kesiminde yer alabilecek kadınlar kurtarabilecekler insanlığı.

Çiğdem Bayraktar Ör, 05.03.2022 tarihinde Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Bahçelievler Şubesi’nin düzenlediği panelde yaptığı konuşmada:

“Kadın hakları, insan haklarıdır. İnsan haklarının tesis edilmesi ise öncelikle “eşitlik” ilkesinin hayata geçirildiği demokrasi anlayışının içselleştirilmesiyle mümkündür. Dolayısıyla, kadın haklarının iyice benimsenmesi için demokrasinin yerleşik bir olgu ve yaşam biçimi olması gerekir” dedi.

Kadın haklarının, insan hak ve özgürlüklerinin yaşama geçtiği demokratik ülkelerde gelişebileceği çok açık. Bunu algılayabilen kadınlar kurtarabilecekler insanlığı.

Demokrasiyi, insanlığın kendisini yönetme hakkını, eşitliği içselleştirebilen kadınlar kurtarabilecekler insanlığı.

İnsanlığın eğitilmesine, insanlaşmasına, doğaya, tüm canlılara sevgi beslemesine katkı sağlayan kadınlar kurtarabilecekler insanlığı.

Tüm insanlığı kuşatan covd-19 salgını sürecinde, bu süreci en iyi yöneten 7 ülkenin yöneticileri kadınlardı. Bu kadınların böyle örnek yönetim başarıların çoğalması kurtarabilecek insanlığı.

Kadın okurlarımın kadınlar gününü kutlar, sevgiler, saygılar sunarım.