İzmir'de bulunan LGBTİ+ örgütleri ve insan hakları savunucuları, son dönemde trans kadınlara yönelik artan saldırıları protesto etmek için basın açıklaması düzenledi.

Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde düzenlenen açıklamada, “Trans cinayetleri politiktir” yazılı dövizler taşınırken, açıklamaya 17 Ocak günü saldırıya uğrayan trans kadınlar da katıldı.

Grup adına açıklama yapan trans kadın Elif, 16 Ocak gecesi trans kadın Günay Özyıldız'ın, Üçkuyular’da yaşadığı apartmanın önünde transfobik bir nefret cinayetiyle öldürüldüğünü hatırlattı.

Henüz 2 ay önce trans kadın Berrak'ın bir nefret saldırısında katledildiğini, bir diğer nefret saldırısında ise 2 seks işçisi trans kadının hayati tehlike yaşayacak derecede ağır yaralandığını söyleyen Elif, aynı saldırıda bir başka trans kadının ise yaralandığını belirtti.

Günay’ın kaybı için üzgün ve öfkeli olduklarını dile getiren Elif, kamusal ve medyatik saldırılardan güç alan faillerin etkin ve şeffaf soruşturma yürütülerek nefret saikiyle işledikleri cinayetler için en üst sınırdan ceza almasını talep ettiklerini vurguladı.

'POLİS AÇIKÇA 'SİZİ KORUMAK ZORUNDA DEĞİLİM' DEDİ'

17 Ocak gecesi ise seks işçisi trans kadınların 4 kişi tarafından gasp edilmeye çalışıldığını ve kesici-delici aletlerle darp edildiğini söyleyen Elif, olay yerinde bulunan ve müdahale etmesi için çağrılan polis memurunun trans kadınlara açıkça ‘’Sizi korumak zorunda değilim’’ dediğini söyledi.

Polisin yaşanan saldırıya ilişkin tutanak tutmadığını, delil toplamadığını ve trans kadınlara kimlikte yazılan isimleriyle hitap ederek hak ihlalinde bulunduğunu belirten Elif, “Adli süreci işletmek için kolluk kuvvetlerince zorluk çıkarılan arkadaşlarımız karakolda da faillerin ölüm tehditleri ve fiziksel saldırısına maruz bırakılmış ve açıkça etkin bir soruşturma yürütülmemiş ve trans kadınlar kolluğun kötü muamelesine maruz bırakılmıştır” dedi.

'TRANS HAYATLARIMIZ DEĞERLİDİR'

Son dönemde translara yönelik giderek artan nefret saldırıları ve cinayetlerinin toplumsal ve politik olduğunu vurgulayan Elif, “Translara yönelik nefret saldırıları ve cinayetler, devletin adeta varlıklarını ve haklarını yok saydığı translara karşı yükümlülüklerini yerine getirmemesinin; ayrımcılık ve nefret suçlarına karşı önleme, koruma ve ceza politikası geliştirmemesi ve uygulamamasının; faillere uygulanan cezasızlık halinin, önlenmeyen her türlü ayrımcılığın sonucudur” diye konuştu.

Devleti görevini yapmaya davet eden Elif, son olarak şunları söyledi:

“Buradan bir kere daha sesleniyoruz: Trans cinayetleri ve nefret suçları önlenebilirdir! Devleti uluslararası sözleşme ve anayasal yükümlülüklerinden doğan her türlü ayrımcılık ve nefret suçunu önlemek ve cezalandırmak için görevini yapmaya; içinden geçtiğimiz ve yoğunluğu giderek artan nefret ve şiddet ikliminde, tüm kamuoyunu açık ve örtük şekilde translara yönelik gerçekleştirilen her türlü nefret saldırısına karşı ses çıkarmaya ve dayanışmaya çağırıyoruz! Şiddet ve ayrımcılık politikalarına karşı translarla eşitlenmeyi ve insan haklarını savunmaya; ayrımcılık ve şiddetin önlenmesi, etkin soruşturulması ve cezalandırılmasını talep etmeye devam edeceğiz. Trans hayatlarımız değerlidir. Vardık, varız, var olacağız. Nefrete inat yaşasın hayat”