Türkiye'nin pek çok yerinde kadınlar İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararına karşı seslerini yükseltmeye devam ediyor.

BAKIRKÖY'DE KADINLAR: ÖLDÜRÜLEN HER KADININ FAİLİ KADAR SUÇLUSU DEVLETTİR

İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararına karşı Bakırköy Özgürlük Meydan'ında bir araya gelen kadınlar, "Kararı tanımıyoruz" dedi.

"İstanbul Sözleşmesi bizim, vazgeçmiyoruz" pankartı açan kadınlar "Fesih kararını geri çek", "Karar hükümsüzdür", "Birbirimizin çaresiyiz, vazgeçiyoruz" dövizleri taşıdı.

Yürüme kararları yasaklanan kadınlar, mor kurdelelerle zincir oluşturarak karara tepki gösterdi.

Kadınlar adına açıklamayı okuyan Şeyda Ataş, "Bir sonraki kadın cinayetinde ortalıkta ikiyüzlü açıklamalar yaparak, cezasızlığın kol gezdiği bir ülkede, ağır ceza getireceğiz safsataları ile kamuoyunu yatıştırmaya çalışacaklar. Biz ise biliyoruz ki şiddete maruz kalan, öldürülen her kadının, fail kadar suçlusu devlettir" dedi. Sık sık "Kadın cinayetleri politiktir", "Trans cinayetleri politiktir", "Jin Jiyan Azadi" sloganları atıldı.

Kadınlar şarkılarla İstanbul Sözleşmesinden geri çekilme kararını protesto etti.

Kartal Kadın Dayanışması çağrısıyla bir araya gelen kadınlar "İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz" pankartını açarak "Kararı ger çek, Sözleşmeyi uygula!" diye seslendi.

Sarıgazi Demokrasi Caddesinde bir araya gelen kadınlar İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz" dedi.

İZMİR'DE KADINLAR İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN VAZGEÇMEYECEKLERİNİ HAYKIRDI

İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz İzmir Kampanya Grubu Karşıyaka İskele karşısında İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına karşı basın açıklaması düzenledi.

KESK’in her hafta ihraçlara karşı sürdürdüğü oturma eylemi ile birleştirilen eylem KESK Kadın Meclisi ile birlikte yapıldı.

Birçok kadının bir araya geldiği basın açıklamasında kadınların halay çekmesi polisler tarafından engellendi.

Müziği kapatan polise karşı kadınlar, halaya alkışlarla devam ederek tepki gösterdi.

KESK Kadın Meclisi adına basın açıklamasını Yüksel Bektaş ve Hülya Çağlar okudu. Kadınlar, “Her gün en az dört kadının katledildiği, kadınlara yönelik cinsel, fiziksel, psikolojik, ekonomik her tür şiddetin katlanarak arttığı, erkek faillerin bir kravatla, namus diyerek, “reddedildim”, “boşanmak istedi, ailemi dağıtmak istedi” diyerek cezasız kaldığı ya da indirim aldığı yargı pratikleriyle şiddetin adeta özendiriliyor. Böyle bir dönemde İstanbul Sözleşmesi’ni ve 6284 sayılı yasayı etkin uygulamak şöyle dursun, bu sözleşmeden çıkmanın yollarını arayan AKP+MHP iktidarı, kadınların iradesini ve taleplerini yok sayarak hukuksuzca, bir gece yarısı kararıyla sözleşmeden çekilmeyi tercih etti” dedi.

"MEMUR-SEN KADIN KATLİAMLARININ SUÇ ORTAĞIDIR"

Sözleşmeyi feshetmenin açıkça daha fazla kadının, LGBTİ+'ların, erkekler tarafından cezasız kalacağının garantisiyle öldürülmesi anlamı taşıdığını söyleyen kadınlar, ayrıca Memur-Sen’i de eleştirerek, “Yandaş, sarı sendika Memur-Sen, yaptığı açıklama ile sözleşmenin feshi için çağrı yapmakla ve bunun karşılık bulması ile övünmekte. Böylece kadın katliamların sorumluluğuna ortak olmaktır. ‘Vahim hatayı’ düzelttiği için Cumhurbaşkanı’na teşekkür eden Memur Sen, tıynetine uygun davranmıştır. Başta kadın emekçiler olmak üzere tüm emekçiler Memur Sen’in kadın katliamlarının suç ortağı olduğunu unutmamalıdır” diye konuştu.

"KHK ZULMÜNE BOYUN EĞMEDİK, SÖZLEŞMEDEN DE VAZGEÇMEYECEĞİZ"

“İstanbul Sözleşmesi’nin fesih edilmesi, tıpkı, KHK’ler gibi bir gece yarısı gerçekleşmiştir” diyerek konuşan kadınlar, “Nasıl ki, bizler bir gece yarısı çalışma hakkımızdan edildiysek, Sözleşme’nin feshi ile kadınların yaşama hakları ellerinden alınmıştır. Nasıl ki, KHK’ler ile bizleri ‘sosyal ölü’ haline getirmeyi amaçladılar ise, Sözleşme’nin feshi kadınların ve LGBTİ+’ların öldürülmesine sessiz kalınmaktadır. Nasıl ki, bizler KHK zulmüne boyun eğmedi isek, İstanbul Sözleşmesi’nden de vazgeçmiyoruz. Bizler mutlaka işimize geri dönecek, İstanbul Sözleşmesini de uygulatacağız” dedi.

BUCA KADIN PLATFORMU: SÖZLEŞMEYİ MÜCADELEMİZLE KAZANDIK

İzmir Buca’da kadınlar Buca Kadın Platformu’nun çağrısıyla Forbes Sevgi Yolu Madenci Anıtı önünde toplandı. Kadınlar, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır”, “Kararı geri çek, sözleşmeyi uygula”, “Kadınlar yürüyor, mücadele sürüyor” sloganları ile Şirinyer Migros önüne kadar yürüyerek tepkilerini haykırdı.

Buca Kadın Platformu adına basın açıklamasını Nihal Akyıldız ve Rozana Urkun okudu. Açıklamada, “Buca’da da her yerde olduğu gibi kadına şiddet ve kadın cinayetleri artmakta. Aynı şekilde LGBTİ+’lara yönelik nefret politikalarının sonucu olarak trans kadınlara yönelik saldırılara Buca’da da tanık oluyoruz. Tüm bunların sebebi toplumdaki kadına ve LGBTİ+’lara yönelik suçlardaki cezasızlık politikaları. Kendi yaşamlarını savunmak için, ölmemek için öldürmek zorunda kalan kadınlar cezalandırılırken, kadın katilleri, LGBTİ+ katilleri serbest” denildi.

İstanbul Sözleşmesi’nin kadınların yıllardır süren mücadelelerinin sonucunda yazıldığını, sözleşmenin feshedilmesini asla tanımayacaklarını, İstanbul Sözleşmesi’nin gerektiği gibi uygulanana dek, erkek şiddeti son bulana kadar mücadeleye devam edileceğinin ifade edildiği açıklamada, “Aile yapısı bozuluyor, toplum değerleri parçalanıyor diyerek kadın düşmanlığına çağrı yapanlar, kadınların ve çocukların her türlü şiddete maruz kaldığı toplum ve aile düzenini savunuyor. Biz kadınlar kazanımlarımızı, haklarımızı tırnaklarımızla elde ettik. Onun içindir ki İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeniz, kadınlara sormadan kolay değildir. Buna asla izin vermeyeceğiz” denildi.

URLA KADIN PLATFORMU: EŞİT, ÖZGÜR VE GÜVENLİ BİR DÜNYA İÇİN MÜCADELE EDELİM

Urla Kadın Platformu'nun çağrısıyla kadınlar “Haklarımızdan, dayanışmamızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz” diyerek Urla Meydanı’nda bir araya geldi. "İstanbul Sözleşmesi yaşatır”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganları atarak tepkilerini dile getiren kadınlar adına açıklamayı Sibel Uyar okudu.

“Bizler İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesini kabul etmiyoruz. Yüzyıllardır süren mücadele sonucu kazandığımız hakların siyasi irade tarafından gasbedilmesine itiraz ediyoruz” diyen Uyar, her gün bir kadın cinayetinin yaşandığını hatırlatarak “Kadın katliamına karşı devletin görevi İstanbul Sözleşmesi’ni derhal uygulamak ve kadınların beden bütünlüğünü, yaşam hakkını güvence altına almaktır. Kadınların eşit, özgür ve güvenli bir dünyada yaşaması için herkesi göreve çağırıyoruz. Verdiğimiz mücadele ile elde ettiğimiz haklarımızdan, dayanışmamızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz” diye konuştu.

DİDİM KADIN PLATFORMU: KADINA YÖNELİK ŞİDDETTEN SORUMLUSUNUZ

Didim Kadın Platformu, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına karşı Didim Kent meydanında basın açıklaması ve oturma eylemi yapmak istedi. Ancak polisler kadınlara, “yazılı dilekçede belirtmedikleri” gerekçesi ile izin vermedi. Oturmalarına izin verilmeyen kadınlar meydanda yürüyerek, “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” diye haykırdı.

Didim Kadın Platformu adına basın açıklaması polislerden oluşan barikatın yanında yapıldı. Açıklamayı okuyan Gülçin Göz Akın “Doğrudan Cumhurbaşkanı'nın imzasıyla alınan kararla kadınların yaşamları bir kez daha tehdit altında. Uygulamamakta ısrarcı olunduğu için her gün kaybettiğimiz kız kardeşlerimizden, kadına yönelik şiddetten sorumlusunuz. Kadına yönelik şiddetin sorumlusu haklarımızı gasbetmeye çalışan, yasaları ve sözleşmeleri uygulamayan iktidardır” dedi.

“KADINLARIN YAŞAMLARININ YANINDA KOLTUK SEVDASI BİR HİÇTİR"

Akın, “Milyonların artık sırtında istemediği iktidar köşeye sıkıştıkça saldırganlaşıyor ve her gün bir hakkımıza saldırıyor. Ancak unutulmasın ki kadınların yaşamlarının yanında tek adamın koltuk sevdası bir hiçtir” diye konuştu. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Akın, “Bütün kadınları yaşamlarımızı hedef alan bu saldırı karşısında İstanbul Sözleşmesi'ne sahip çıkmaya çağırıyoruz” diye seslendi.

ESKİŞEHİR'DE KADINLAR AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL HİZMETLER İL MÜDÜRLÜĞÜNÜ MÜHÜRLEDİ

Eskişehir'de kadınlar, Eskişehir Demokratik Kadın Platformu'nun (EDKP) çağrısı ile Eskişehir Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü önünde bir araya geldi.

Basın açıklamasına CHP Milletvekili Jale Nur Süllü ve CHP İl Kadın Kolları Başkanı Fikriye Altınsoy Söğütlü de katıldı. Kadınlar adına basın metnini Mizgin Teymur okudu.

Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetin boyutları çok artmış, biçimleri daha da vahşileşmişken, her gün kadınlar katledilirken Türkiye’nin, kadınları koruyan yasaların da dayanağı olan İstanbul Sözleşmesinden çekildiği ilan edildiğine dikkat çeken Teymur, hukukun ve hukuk güvenliğinin, meclis iradesi, çok vurguladıkları millet iradesinin bir çırpıda yok sayıldığını söyledi.

"Tek adamın gerici, ırkçı, tarikatçı güçlerin taleplerini karşılamak suretiyle kendi iktidarının bekasını sağlama çabasına peşkeş çekildi İstanbul Sözleşmesi. Bu topraklarda en son ihtiyacımız olan şey kadınları yasal korumalardan mahrum bırakmaktır. Şiddet her yanımızı sarmışken, üstelik şiddettin boyutlarının ya da çeşitlerinin herhangi bir kaydı, incelemesi, araştırması yokken İstanbul Sözleşmesinden çekilmek, kadınların eşit ve özgür bir yaşam hakkını tanımamanın ilanından başka bir şey değildir" diyen Teymur, İstanbul Sözleşmesinin taraf devletlere kadına karşı şiddeti önleme, şiddet kurbanlarını koruma, failleri kovuşturma ve şiddeti önleyici tedbirleri alacak iyileştirmeler yapma sorumluluğunu yüklediğini kaydetti.

İstanbul Sözleşmesinin uluslararası hukukta, şiddetin kadın erkek eşitsizliğinin ve kadınlara karşı yapılan ayrımcılığın bir sonucu olduğunu vurgulayan ilk sözleşme olduğunun altını çizen Teymur, "İstanbul Sözleşmesi'nin gerekleri zaten çekilmeden önce de etkin uygulanmadığı için pek çok kadın ellerinde uzaklaştırma kararlarıyla karakol kapılarında öldürülüyordu, boşanmak istediği için katlediliyordu, suç duyurusu olmasına rağmen korunmuyordu, ölümle yaşam arasında kaldığı noktada kendini kurtarıp şiddet faili erkeği öldürdüğü için müebbet hapis cezalarıyla yargılanıyordu. İstanbul Sözleşmesi’nin “Önleme, Koruma, Kovuşturma ve Destek Politikalarından” oluşan dört temel yaklaşımı yerine getirilmediği için kadına yönelik şiddet hızla tırmanırken böylesi bir süreçte bu sözleşmeden çekilmek, devletin kadınları koruma yükümlülüğünden kaçması anlamına gelir. Kadın cinayetlerine karşı, kadına yönelik şiddeti önlemek için sorumluluk almayı reddettiği anlamına gelir" dedi.

"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ KİMSENİN İKİ DUDAĞI ARASINDA DEĞİL"

İstanbul Sözleşmesinin kimsenin iki dudağının arasında olmadığının altını çizen Teymur, milyonlarca kadının hayatının ve haklarının tek bir adamın kararına sığamayacağını belirtti. Milyonlarca kadının canın tek adamın bekasına kurban edilemeyeceğini vurgulayan Teymur, "Kadınlar vazgeçmedikçe, arkasından çekilmedikçe İstanbul Sözleşmesinden çıkmak o kadar da kolay olmayacaktır. Kadınların da ne vazgeçmeye ne de biat etmeye hiç de niyeti yoktur. Bugün burada Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü önünde toplanmamızın amacı da isminde dahi “kadın” olmadığı halde kadını korumayı amaçladığını iddia eden bakanlığa “yok hükmündesiniz” demektir. Tıpkı bir gece yarısı çıkan kararnameniz gibi siz de kadınlar için yok hükmündesiniz. Kadınların ve çocukların her türlü şiddete maruz kaldığı toplum ve aile düzeninin savunuculuğuyla ne kadınları koruma iddianızı yerine getirebilirsiniz ne de kadınların nezdinde inandırıcılığınız kalır" diye konuştu.

"SİZLERE GÜVENMİYORUZ"

Dün 12 saatte 6 kadının katledildiğini vurgulayan Teymur, 'İstanbul Sözleşmesi yerine daha iyisini yaparız' söylemlerinize inanmadıklarının altını çizdi. Kazanılmış haklarına yapılan tüm saldırılardan AKP iktidarının sorumlu olduğunu söyleyen Teymur, "Bir sonraki kadın cinayetinde yine çıkıp timsah gözyaşları dökeceksiniz, kadın cinayetlerinde cezasızlığın kol gezdiği bu ülkede ağır ceza getireceğiz safsataları ile bizleri yatıştırmaya çalışacaksınız, inanmıyoruz! Sizlere güvenmiyoruz! Öldürülen her kadının en az fail kadar sorumlu bir diğer suçlusu da sizsiniz! Sizin temsilcisi olduğunuz iktidar anlayışı bugün hepimizin aklıyla dalga geçercesine, salgın koşulları sanki sadece işçiler ve emekçiler için varmışçasına lebalep kongreler gerçekleştirdiler. Ve tek adam hiç utanmadan milyonların gözlerinin içine baka baka İstanbul Sözleşmesini bir kağıt parçası olarak ima edip kadınları kağıtlarda değil vicdanlarda koruyacaklarını söyleme gafletine düştü" dedi. Haklarını ve hayatlarımızı AKP iktıdarının vicdanına teslim etmeyeceklerini söyleyen Teymur, direnerek sokaklarda elde ettikleri hiçbir hakkın peşini bırakmayacaklarının altını çizdi. Teymur, "Ne zaman evleneceğimizi, kaç çocuk doğuracağımızı size sormayacağız! Bir kere daha, her zaman ve her yerde yaptığımız gibi tekrar ediyoruz; iktidarın kadınlara karşı açtığı savaşta kaybeden biz kadınlar olmayacağız. İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmeyeceğiz! Haklarımızdan, hayatlarımızdan ve birbirimizden asla vazgeçmeyeceğiz" dedi.

KADINLAR MÜHÜRLEDİ

Açıklama sonrasında kadınlar Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü kapısına 'Kadınlar tarafından mühürlenmiştir' yazısı asmak istedi. Polis izin vermeyince tansiyon yükseldi. CHP'li Süllü'nün araya girmesiyle gerginlik son buldu ve yazıya kadınlar tek tek parmakları ile mühür bastı.

Kaynak: Evrensel