Türkiye ağır sorunlar altında inlerken CHP ve solun küçük bir panoramasını çizelim bu yazımızda.

Son 20 yıldır AKP ülkeyi yönetiyor, bu yönetimden kaynaklı derin sorunlar ile başbaşayız. 20 yıldır parlamentoda sol var mıydı bu soruya yanıt aramalıyız. Parlamento 20 yıldır sağcılaştı ve zenginlerin koltuk kapma savaşı verdiği yer haline geldi.

Sol soslu siyasi partilerin sokaktan korktuğu politikalar ülkeye hakim oldu maalesef. Bu da çözümsüzlüğün ve yoksul alt sınıfların sosyal yardım merkezli sağa oy vermesine sebep oldu. Çözümsüzlüğün tıkadığı altsınıflar istemeden de olsa iktidarda olanlara sığınmak zorunda kaldı. Çünkü biz onların sıkıntılarına çare olabilecek sol alternatifler oluşturamadık. Sağın çöküşü dayatan iktidarının alternatifinin sol iktidarlar olduğunu gösteremedik. Oysa Latin Amerika gibi kapitalizme düşman sistem karşıtı kim muhalifse onlarla güç birliği yapılmalı, sosyalist sola uzak durulmamalıdır. 

Son yıllarda, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, başarılı olmak için var gücüyle çalıştığını görüyoruz.

Bu gördükçe umutlarımız da artıyor. Ancak CHP’de siyasi yapıların il, ilçe genel merkez yöneticilerinin ve özellikle milletvekili adaylarının ağırlıklı olarak sermaye sahiplerinden oluştuğu görülmekte. Bu da sol siyaset açısından bir handikap oluşturmakta siyasal mücadelenin sokağa taşmasını engellemektedir.

Sol siyasi yapıyı temsil edenlerle, oy verenler arasında bir uçurum oluşmaktadır.  Bu nedenle (seçim her zaman tam demokrasi olmasa da) CHP’nin ön seçimi olmazsa olmaz bir politika haline getirmesi halkın temsil edilmesi / genel merkezin değil tabanın temsilcilerinin seçilmesini sağlayabilir.

Mutlaka ön seçim yapılmalı üyeler kendi adayını belirlemelidir. İl ilçe seçimlerinde delege sistemi mutlaka kaldırılmalı tüm üyelerin oy vereceği seçim sistemine geçilmelidir. Sol olmadan, sol oyları toplamak mümkün olmuyor, 20 yıldır bunu görüyoruz. Bu ülkenin emeklisine 1000TL zam yapılıyor milletvekillerine 20 bin TL ve bir CHP milletvekili çıkıp buna karşı durmuyor konuşmuyor.

Sağdan İYİ partili Sakarya milletvekili Ümit Dikbayır bu hukuksuzluğa karşı çıkıyor. Elbet alttaki kitleler, işçiler, köylüler ve emeklilerin milletvekillerine karşı güveni yara üstüne yara alıyor. İnsanların siyasete olan güvenleri sarsılıyor.

Parti disiplini, parti içi muhalefete veya il-ilçe yönetimleri gibi düşünmeyenlere karşı bir silah olarak kullanılmamalı, tüzüğün hakça hukuka bağlı bir şekilde kullanılması sağlanmalıdır.

Parti diplin kuruluna seçilecek insanların kanun-yönetmelik gibi durumları yorumlamayı bilen üyelerden oluşmasına dikkat edilmelidir.

Seçimlerden önce il ve ilçelerde seçim çalışmasına katkı sağlayacak entelektüel üyelerimizden yararlanılmalıdır. Bu bilginin ve ideolojinin siyasi çalışmalara katılmasını sağlayacaktır.

Türkiye ağır koşullar altında, bu çöküşten çıkış solun öncülüğünde bütün muhalif güçlerle birliktelikte mümkün gözüküyor. Bunun için solun gerçek tabanı işçilere, köylülere ve alttakilere yüzünü dönme günüdür. 

Bu karanlıktan çıkış, zenginlere koltuk değil de yoksulların ekmek kavgasına dönüşürse başarı gelir.

Bu kavgaya emek verenlere, katkı sunanlara selam olsun.