Balyoz davasında yargılanan askerler haklı olarak mahkemede dinlenmelerini istedikleri dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’dan “karar”dan sonra peş peşe açıklamalar geliyor.
Özkök’ün tutumu biraz daha anlaşılabilir!
Milliyet’te Mehmet Tezkan’a söylediği gibi Ergenekon soruşturması kapsamında savcıya 7 saat süreyle ifade verdi; ayrıca “tanık” olarak çağrıldığı davada iki gün boyunca sanıkların ve yargıcın sorularını yanıtladı.
Eski Genelkurmay Başkanı Özkök, mahkemede dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’e ait olduğu öne sürülen “Günlükler”e göre 3 Aralık 2003 tarihli toplantıda tartışmaya açılan “muhtıra”nın Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman tarafından dile getirildiğini, ancak bunun teklif değil bir “hareket tarzı” olduğunu açıklamıştı.
Aytaç Yalman, Akşam’dan İsmail Küçükkaya’yı arayarak, Hilmi Özkök için “darbeyi önleyen kişi” dediği için sitemde bulunmuş. Yalman, “Papa’nın kaç tümeni var?” diye soran Stalin gibi, “Hilmi Paşa’nın kaç tane tankı tüfeği vardı” şeklinde tepki göstermiş.
Zehirlenme kaygısıyla karargaha “sefer tası” ile yemek getiren bir komutana tank, tüfek hatırlatması yapmak kolay olsa da o denli basit değil.
İsmail Küçükkaya, “Darbeyi siz mi önlediniz?” diye soruyor:
“Ben öyle demiyorum, iddianame öyle diyor. Darbeyi Aytaç Yalman önlemiştir!”
Yalman’ın Akşam’daki demeci yeni bir durum ortaya çıkarıyor.
Balyoz davasından mahkum olan komutanlar ve subaylar, Özkök ve Yalman’ın mahkemeye çağrılmalarını isterken onların “böyle bir şey olmadığını” söylemelerini bekliyorlardı. Nitekim Özkök Ergenekon’da dinlendikten sonra Balyoz sanıklarında “iyimser” bir hava doğmuştu.
Yalman, Mart 2003’te Birinci Ordu’daki Plan Semineri sırasında Kara Kuvvetleri Komutanı’ydı. Kurmay Başkanı ise İlker Başbuğ’du.
Özkök, seminerde “planın dışına çıkıldığı” konusunda Yalmanı uyarıyor.
Yalman’ın ses kayıtları dahil seminer notlarını Başbakan’a ilettiği şeklinde de bir bilgi var.
Ancak “darbeyi önleme” konusunda elini zayıflatan iki olaydan da söz etmeliyiz. İlki “muhtıra verelim” dediği Aralık 2003’teki Askeri Şzra öncesi Özden Örnek’in Günlükleri’nde geçen toplantı ve Mart 2004’teki ATO zirvesi.
İlker Başbuğ, Ergenekon davasında “Hilafetin kaldırılmasıyla ilgili toplantıya tüm general ve amiraller katılıyor” diye Aytaç Paşa tarafından çağrıldığını açıklamıştı.
O dönemde Özkök’ün devreden çıkarılması da planlanmış olabilir mi?
Doğrusu, Yalman’ın “darbeyi önleme” sözü fazla iddialı gözüküyor.
Özkök ve Yalman’ın kamu vicdanındaki şu soruya da yanıt vermeleri gerekiyor:
“Darbeci subaylar hakkında neden zamanında gerekli işlemi yapmadınız, onları açığa alıp yargılamadınız?”   
Ya tam konuşun ya da susun!