Maraş Katliamı neden ve niçinleriyle birlikte üç basamakta irdelenerek anlaşılabilir: Vahşet, Direniş ve İşkence. 

Direniş, katliam selinin önündeki en önemli bariyerdir. Katliamlarda ayakta ve hayatta kalmanın yolu teslim olmak değil, direnmektir. Katliam her zaman savunmasız insanları, toplulukları hedef alır. Dolayısıyla direniş hem hak, hem de sorumluluktur. Bu hakkı kendinde görmek ve sorumluluğu almak da devrimci tavrın olmazsa olmazıdır. 

Maraş Katliamı’nın boyutlarının daha da büyümesinin önündeki en büyük engel devrimci direnişti. Bu direniş devrimcilerin, Alevi-Bektaşilerin ve Kürtlerin yoğunluk gösterdiği Yörükselim Mahallesi’nde ekip ruhu ve dayanışması halinde sürdürülmüşken, bu grupların azınlıkta olduğu mahallelerdeyse bireysel direnişlerle kendini göstermiştir. 

Bu direnişçilerden biri, Sakarya Mahallesi’nde oturan Musa Funda idi. Musa Funda mahallede ilk saldırılacak evlerden birinin Musa Suna ve Süleyman Metin’in oturdukları bina olacağını düşünerek, kendi evini terk ederek, Musa Suna’nın evine gitmiş ve evi çok yönlü kıskaca alan silahlı saldırganlar tarafından katledilene kadar silahlı direniş göstermiştir. 

Mehmet Mengücek ise Karamaraş Mahallesi savunmasına katılabilmek için köyünü terk edip Maraş’a koşan bir devrimcidir. Mehmet Mengücek ne Karamaraş’ta ne de Maraş’ın herhangi bir mahallesinde oturan, ne de katliam başladığında Maraş’ta olan biridir. 

Mengücek, katliamın olduğu günlerde Pazarcık’ın Yolboyu (Xıdıranlı) Köyü’nün muhtarıdır. Üstelik de aynı tarihlerde köyde kız kardeşinin düğünüyle ilgilenmektedir. Mehmet Mengücek’i oraya götüren devrimci dayanışma ve direniş bilincidir. Savunmaya davet edildiğinde koşarak gelmiştir. 

Kimdir Mehmet Mengücek? 

Pazarcık Yolboyu (Xıdıranlı) Köyü’nde 1949’da doğan Mehmet, Sinemilli aşiretinden Alevi bir ailenin çocuğudur. 10 çocuklu Mehmet-Hatice çiftinin tek erkek çocuğudur. Bu durum Mehmet’in hem el üstünde tutulmasını sağlar hem de aile içindeki sorumluluğunu artırır. Aile, çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşan, köy ölçeğinde orta halli sayılabilecek bir ailedir. Küçük Mehmet köylüsü tarafından da sevilen biridir. Askerlik sonrası, 1973 - 1976 yılları arasında kısa süreliğine bir Almanya macerası olur. Ancak bu tarihler arasında bir sefer Türkiye’ye gidip gelir. (Bu süre 3-4 ay gibi kısa bir süredir). Halasının kızı Fatma ile olan evliliğinden Nitel, Dönüş ve Öncü isimli üç kız çocuğu olur. Bugün bunlardan yalnızca biri, Dönüş hayattadır.

70’li yılların ortalarında bir kez daha Almanya’ya gider, saat tamircisi olarak çalışır. (Orada bir Alman kadın ile olan ilişkisinden 1975 doğumlu Thomas adında bir oğlu olduğu bilinmektedir). Ne var ki, bu gidişi de uzun ömürlü olmaz. Zira turist olarak gittiği Almanya’da yasal bir statüsü yoktur. Siyasi bir eyleminden dolayı Almanya’da tutuklanır. Tahliye olduğunda da Almanya’dan sınır dışı edilir ve Türkiye’ye gönderildikten sonra kendi köyünde muhtar seçilir.

Devrimci Savaş hareketi içinde yer alan Saim Sağnak da Pazarcık’ta öğretmendir. Mehmet Mengücek ile Saim’in tanışmasından sonra, Mehmet de bu harekete dahil olur. 

22 Aralık 1978’deki öğretmenlerin cenaze töreni olaylı bitince, Yörükselim Mahallesi’ndeki devrimciler sonraki günlerin olaylara gebe olduğunu fark eder. Ertesi gün için Yörükselim Mahallesi’nin korunması gerekir. Diğer mahallelerdeki devrimci-demokratların ve Alevi-Kürtlerin durumu daha da vahimdir. 

Sonraki yıllarda Saim Sağnak olanları şöyle aktarır: “Asıl hedef olacağını düşündüğümüz topluluğun yaşadığı Yörükselim Mahallesi’ni bir biçimde… korumaya çalışırdık. Fakat özellikle Karamaraş’ı… korumamız mümkün değildi. Karamaraş’a gittim. Karamaraş’takilerin çok daha korunmasız olduğunu görüp yardım getirmek üzere yanımdaki bir arkadaşımla yakındaki Pazarcık köylerine gitmeye karar verdim.” 

Ertesi gün, 23 Aralık, Cumartesi günü birçok mahalleye saldırılar başlamıştır. Henüz Karamaraş’a bir saldırı yapılmamıştır. O sabah Saim ve arkadaşı Pazarcık köylerine doğru yola koyulurlar. Önce Mehmet Mengücek’in köyüne, Yolboyu (Xıdıranlı) Köyü’ne uğrarlar. Mengücek’in kız kardeşi Zeliha’nın düğün günüdür. Mengücek düğünle ilgili işler için köy dışına gitmiştir. Saim evdekilere durumu anlatır: “Maraş’ın tehlike altında olduğunu, yoğun saldırılar nedeniyle halkı korumamız gerektiğini, Muhtar Mehmet’in yanına alabileceği ne varsa alıp benimle Karamaraş Mahallesi’nde buluşmasını söyledim. Oradan ayrılıp iki köye daha gittim.” 

Ne var ki, Saim Sağnak Maraş’a dönerken jandarmaya yakalanır. Mehmet Mengücek köye döndüğünde, Saim’in bıraktığı haberi alır. Hazırlıklarını yapar, Topaluşağı Köyü’ne kadar motosikletiyle gider. Sonrasında kimi zaman otostopla ve kimi zaman yaya olarak Karamaraş’a akşam vakti ulaşır. 

24 Aralık Pazar günü saldırganlar bu kez Karamaraş Mahallesi’ni hedef alır. Mehmet Mengücek o gün Karamaraş savunmasındadır. Akşama kadar çatışır. Katliamcılar 9 savunmasız insanı katleder. Mehmet’le baş edemeyen saldırganlar Mehmet’in kendilerine ateş ettiği ihbarında bulunarak, askeri Mehmet’in üstüne sürerler. Yaralı olarak ele geçirilen Mehmet yakın plandan ateş edilerek bir asker tarafından katledilir. 

Mehmet Mengücek devrimci sorumluluğu gereği direniş örneği göstermiştir. Hepimizin kalbine ve bilincine adını silinmez harflerle yazdırmıştır.