Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk, yakalandığı demans hastalığı nedeniyle yapılan tüm başvurulara rağmen tahliye edilmiyor.

Tuğluk, son olarak Kobani Davası’nda ifade vermeye zorlanırken, kimi zaman yanındaki tutuklu arkadaşlarını kimi zaman da avukatını tanımadı.

Aysel Tuğluk’a, mahkemede ifade vermesi dayatıldığı gün, 28 Şubat davasında müebbet hapis cezasına çarptırılan dönemin Genelkurmay 2'nci Başkanı Çevik Bir hakkında demans teşhisi konulduğu için infaz erteleme kararı verildi.

Türkiye’de ikili hukuk sistemi, Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından verilen infaz erteleme kararıyla bir kez daha gözler önüne serildi. Hastane raporlarının ATK tarafından incelenmesi ile Çevik Bir hakkında karar verilirken, SEGBİS ile mahkemeye katılan Tuğluk’un hastalığındaki ilerleme ise görülmedi. ATK, Tuğluk hakkında yapılan 3 başvuruda da “cezaevinde kalabilir” görüşü bildirdi.

ATK’nin Tuğluk ve Bir kararını HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş değerlendirdi.

ATK’nin bu kararla, bir kez daha siyasi iktidarın kararlarına göre davrandığını ortaya koyduğunu belirten Beştaş, "Son Çevik Bir kararı da bize gösterdi ki; ATK kişiye göre rapor veren, kişinin kimliğine, diline, dinine, geçmişteki davranışlarına göre siyasi karar veriyor. En normal tanımıyla siyasi bir karar ama bu kesinlikle tıp etiğine, bilime, ahlaka, vicdana, hukuka uygun değil” dedi.

İKİLİ HUKUK SİSTEMİ

Türkiye’de ikili hukuk sistemine dikkat çeken Beştaş, bunun da en fazla hasta tutuklular üzerinde uygulandığını söyledi. İkili hukuku yaratanın ilk Meclis olduğuna da işaret eden Beştaş, "Meclis, 2020 yılında pandemi nedeniyle bir infaz yasası görüştü. Bu düzenlemede açık açık ikili hukuk yarattı. Siyasi mahpusları, çocuklu anneleri, ölümcül hastaları muhalif ve Kürt olan herkesi infaz yasası kapsamı dışına çıkardı. ATK, kimden güç alıyor tabi ki Meclis’ten. Meclis böyle yasa çıkarırsa mahkemeler de ATK’de kendi rolünü yerine getirir. Yani fark yok, ha Meclisi ikiye ayırmışsınız, ha rapor verirken ikili yaklaşım içine girmişsiniz” şeklinde konuştu.

TUTUKLU AYRIMI

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Madımak Katliamı faili Ahmet Turan Kılıç’ı “Cumhurbaşkanlığı affı” kapsamında tahliye ettiğini anımsatan Beştaş, hasta tutuklu Mehmet Emin Özkan’ın ise cezası olmamasına rağmen bütün hastalıklarıyla tahliye edilmediğini hatırlattı.

MA'dan Berivan Altan'ın haberine göre, “Mehmet Emin Özkan hasta mahpuslar için bir sembol” diyen Beştaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Defalarca ATK’ye götürüldü ve rapor verilmedi. Üstelik Mehmet Emin Özkan hükümlü bile değil, yargılanmanın yenilenmesi kararı verildi ve hala Adana Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanması devam ediyor. Oysaki Madımak Katliamı failine müebbet hapis cezası verilmiş ve cezası onaylanmıştı. Yeniden yargılama yoktu. Aradaki fark neydi biri Türk’tü, biri de Kürt. Madımak katillerinin avukatlarını milletvekili yapan siyasi akıl tabi ki de oradaki katilleri de affediyor. Burada çifte standart hafif kalıyor. Açıkça taraflı bir yaklaşım var. Adaletsizlik artık kabul edilebilir ya da tolere edebilir bir boyutta değil."

"TUĞLUK’A İŞKENCE YAPILIYOR"

Eski Genelkurmay 2’nci başkanı Çevik Bir ile Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk hakkında aynı teşhis konulduğunu anımsatan Beştaş, "Tuğluk hakkında Seka Devlet Hastanesi raporları var. ATK bu raporlara rağmen ve Aysel’in bizle görüşmesinde defalarca çok net bir şekilde hasta kaybının git gide ilerlediğini, ihtiyaçların gideremediğini biz bile görüyorken; ATK görmüyor. ATK, iddianame gibi rapor hazırlıyor ve ‘cezaevinde kalabilir’ diyor. Ama Çevik Bir’e ilk başvurusunda hemen ATK infaza ara verilmesine karar veriyor. Bu Aysel Tuğluk’a karşı düşmanlıktır, düşmanca bir yaklaşımdır. Dün duruşmada Aysel Tuğluk ifadeye zorlandı. Avukatını bile tanıyamayan, ne sorulduğunu anlayamayan, SESBİG odasına zorla getirilerek, saatlerce ona işkence yapıldı. ATK ve mahkeme el birliğiyle Aysel Tuğluk’a işkence yapıyor” ifadelerinde bulundu.

"TEK MERKEZDEN YÜRÜTÜLÜYOR"

Cemaat savcıları ve hakimleri tarafından yürütülen KCK davalarına atıfta bulunan Beştaş, “Aynı dönemde Ergenekon davaları da açıldı. AKP-cemaat çatışması ardından Ergenekon davaları tek tek düşerken, KCK davalarında yargılananlar ceza aldı. Hala devam edenler var. Hayatın her alanında bu ayrımcılık, düşmanca yaklaşım var. Kürt düşmanlığı devam etmektedir. Bunu herkesin görmesini istiyoruz. Bugün Aysel Tuğluk işkence ederek, mahkeme salonundan SESGBİS aracılığıyla ifadeye zorlayanlar, Çevik Bir’i bırakanlar ve Tuğluk’a rapor vermeyenler tek merkezden yönetiliyor. Kesinlikle bu kurumsal herhangi hakimin herhangi ATK kurumu üyesinin kişisel bir kararı olmasından ötededir bu merkezi bir ortak kararlaşmadır” dedi.