MHP Hatay Milletvekili ve inşaat mühendisi Lütfi Kaşıkçı'ya, üyesi olduğu Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası'nca (İMO) oda yönetimine yönelik "HDP çizgisinde olduğu" şeklindeki sözleri nedeniyle 30 gün serbest meslek uygulamasından men cezası verildi.

Kaşıkçı, boş kağıt göndererek savunma yapmadığını belirtip, "Bu kararı tanımıyorum. Milletvekili olarak meslektaşlarımın sorunlarını dile getirdim. Cezanın iptali için dava açacağım" dedi.

MHP'li Kaşıkçı, 9 Haziran 2021'de TBMM'de düzenlediği basın toplantısında üyesi olduğu TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası yönetiminin "dar kadro tarafından ele geçirildiğini", "HDP çizgisinde olduklarını", "kendileri gibi düşünmeyen farklı seslere karşı tahammülsüz yaklaşım sergilediklerini" ve "mobbing yaptıklarını" iddia etti.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası da, inşaat mühendisi Kaşıkçı'ya, açıklamaları nedeniyle başlatılan soruşturma kapsamında 30 gün süreyle serbest meslek uygulamasından men cezası verdi.

'OLAYLARI ANLATAN BASIN AÇIKLAMASI YAPTIM'

MHP'li Kaşıkçı, yaptığı açıklamada, İnşaat Mühendisleri Odası'nın 130 bin üzerinde üyesi olan bir meslek örgütü olduğunu, 26 ilde şubesinin olduğunu kaydetti.

Kaşıkçı, Kocaeli, Bursa ve Rize şube başkanlarının oda yönetimini eleştirdikleri gerekçesiyle cezalandırıldığını basın toplantısında dile getirdiğini söyleyerek, "Kocaeli şube başkanı, Gara şehitleriyle ilgili sosyal medya paylaşımında oda genel merkezinin neden açıklama yapmadığını soruyor. Ertesi gün oda genel merkezi Kocaeli'ndeki başkanla ilgili soruşturma başlatılıyor. Bursa Şube Başkanı da oda genel merkezini eleştirdiği için ertesi gün ona da soruşturma açılıyor. Rize Şube Başkanı'nı görevden aldılar. Ben de bu olayları anlatan bir basın açıklaması yaptım. 'Siz ne yapmaya çalışıyorsunuz. İnsanların fikir hürriyetine neden saygı duymuyorsunuz? Yıllardır bu yönetimi tanıyoruz. Bölücülere alan açan bir siyaset uygularlar, bunların kafalarının arkası bulanık' dedim" dedi. 

'TBMM BAŞKANI ŞENTOP'LA GÖRÜŞTÜM'

MHP'li Kaşıkçı, İnşaat Mühendisleri Odası'nın "üniter yapıyla ilgili kafasının karanlık olduğunu" iddia ederek, şunları söyledi: 

"HDP Türkiye’nin hiçbir yerinde kongre yapacak salon bulamazken, bu beyler 'Buyurun gelin, salonumuzda kongrenizi yapın' dediler. Demokrasi adına güya bunu yapıyorlar; ama aynı düşüncedeler, aynı paralele hizmet ediyorlar. Bu odayla ve buna benzer diğer odalarla bir milletvekilli olarak mücadelemi devam ettireceğim. Meclis Başkanı Mustafa Şentop ile telefonda konuştum. Kendisi 'geçmiş olsun' dedi ve hiçbir şekilde bir milletvekilinin ifade hürriyetini kimsenin engelleyemeyeceğini, mesleğiyle ilgili milletvekili faaliyetlerini yaparken böyle bir kısıtlamaya yönelik bir ceza sürecini kabul etmediğini söyledi. 'Bu süreçte sizin arkanızdayız' dedi. İnşaat Mühendisleri Odası yine Meclis'in çıkarmış olduğu yasayla kurulan ve faaliyetlerini yürüten, yetki ve sorumlulukları belli olan kamu kurumu niteliğinde bir sivil toplum örgütüdür. Bu tür odalar sadece meslekle ilgili faaliyetleri yürütmeyi gerekirken siyasetin merkezindeler. Afrin'deki Zeytin Dalı Harekatı'nı bile sorgulayan bir yapı bu. Biz gerçekleri söyleyince ellerindeki soruşturma mekanizmalarını devreye sokuyorlar. Hiçbir hükmü yoktur bu verilen cezanın. Bu kararı tanımıyorum. Milletvekili olarak meslektaşlarımın sorunlarını dile getirdim. Cezanın iptali için dava açacağım."

İMO AÇIKLAMA YAPMIŞTI

Kaşıkçı'nın İMO'ya yönelik açıklamaları 2021 yılı Haziran ayında gündeme gelmişti. MHP'li vekilin o tarihte düzenlediği bir basın toplantısında oda yönetimini "kendileri gibi düşünmeyen insanların şube başkanı olması engellemekle" suçlamıştı. Oda adına yapılan açıklamada ise, "Ülkemizde yıllardır siyasi iktidarla aynı düşünmediği için binlerce insan mahkeme kapılarında süründürülmekteyken, binlercesi hapishanelerdeyken, 15 yaşındaki çocuklar tweet attığı için evleri polis tarafından basılarak gözaltına alınırken, tüm gösteri ve yürüyüşler anayasaya aykırı şekilde yasaklanmışken, bu siyasal iklimin sorumlusu olan iktidarın bir milletvekili olarak bu açıklamayla gerçeği eğip bükebileceğini sandığı anlaşılıyor. Başta inşaat mühendisleri olmak üzere yurttaşların aklıyla alay ediyor. Kaşıkçı bir yandan 'kendileri gibi düşünmeyen insanların şube başkanı olması engelleniyor' derken diğer yandan oda merkeziyle aynı düşünmeyen şube başkanlarının varlığından bahsederek daha en başından iddialarının dayanaksızlığına ışık tutsa da şube başkanlarımıza yönelik baskı iddialarındaki asılsızlığı ifade etmemiz gerekir" denilmişti.

Açıklamada şu bilgiler yer almıştı:

"İlk olarak, Kocaeli Şube Başkanımızın yaptığı bir açıklamaya ilişkin kendisine soruşturma açıldığı iddia ediliyor. Odamızın soruşturma dosyaları resmi evrak niteliğindedir ve kayıtlarla sabittir. Bahsi geçen açıklamaya ilişkin Şube Başkanımıza soruşturma açıldığı iddiası tamamen gerçek dışıdır. Böyle bir soruşturmanın varlığı söz konusu değildir.

Bir diğer iddiası da Bursa Şube Başkanımızın bir televizyon programında Tabip Odaları hakkında açıklama yaptığı için kendisine soruşturma açılmasıyla ilgilidir. Odamızın üyelerimiz hakkında hangi koşullarda ve hangi usullerle soruşturma açtığı bellidir. Şube başkanımızın açıklamalarının muhatabı olan kurumca yapılan başvuru üzerine TMMOB'nin yetkilendirmesiyle soruşturma açılmış olup, soruşturmacı raporunun üzerine Oda Yönetim Kurulumuzca hakkında kovuşturmaya gerek olmadığına karar verilmiştir. İddia edildiği gibi soruşturma, Oda Merkezimizin tasarrufu ile bir baskı aracı olarak kullanılmamaktadır. Her demokratik kitle örgütünün yapması gerektiği gibi yapılan başvurular ciddiyetle ele alınıp bağımsız ve hukuka uygun süreçler işletilmektedir.

KABUL EDİLEMEZ

Bilindiği üzere son olarak İMO Rize Temsilciliğini yürütmekte iken üyemiz Murat Yazıcı, Doğu Karadeniz'in eşsiz vadilerinden biri olan Rize'nin İkizdere İlçesi İşkencedere mevkiinde ormanlık alanın katledilerek taşocağı açılması hakkında bilimle ve halkın çıkarlarıyla zıt yönde açıklamalarda bulunmuştur. Kaşıkçı'nın zannettiği gibi düşünce özgürlüğü halka yalan söyleme, halkı kandırma ve sermayenin çıkarları doğrultusunda gerçeği çarpıtma hakkı değildir. Hele ki tüm toplumca görüşleri, açıklamaları, bilimsel raporları ciddiye alınan, alanında akademik olarak da referans kurum haline gelen Odamızın isminin arkasına sığınarak bu yalanları söylemek kabul edilemez. Odamız hem halkımızın yararı hem doğamızın korunması hem de inşaat mühendisliği mesleğinin itibarını savunmak için Yazıcı'yı temsilcilik görevinden almış ve hakkında soruşturma başlatmıştır.

Oda seçimleri hakkında yaptığı yorumlarda Kaşıkçı`nın üyesi olduğu meslek örgütünün tarihinden, kurumsal yapısından ve organlarından bihaber olduğu anlaşılmaktadır. Seçimlerin dar kadroyu seçmek üzere kurgulandığını ve sadece kendi istedikleri yerlere şube açmaya müsaade edildiğini iddia etmektedir. Oda merkezi tarafından Ankara, İstanbul, Diyarbakır, Samsun gibi şubeler açılarak birçok ilin bu şubelere bağlandığını iddia etmektedir. Demek ki 1954 yılında TBMM tarafından kabul edilen 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanununu bizlerin çıkardığını sanmaktadır. Odamızın en üst yetkili organı olan ve tüm Türkiye`den seçilen delegelerimizin oluşturduğu Genel Kurulumuzun yetkileri hakkında da bilgi sahibi olmadığı anlaşılıyor ki bir ilde şube açılıp açılmamasına Oda Merkezinin karar verdiğini sanmaktadır.

SEÇİM HİLELERİ BİZLERİN BİLDİĞİ BİR İŞ DEĞİL

İnşaat Mühendisleri Odası Genel Kurulu, 26 şubeden gelen 600'ü aşkın delegenin katılımıyla 2 yılda bir gerçekleştirilmekte, genel kurul gündemleri delegelerce belirlenmekte ve alınan kararlar kati niteliktedir. En üst yetkili organımız olan Genel Kurulumuzun kararlarıyla; Ankara Şubemiz 1956 yılında, İstanbul Şubemiz 1955 yılında, Samsun Şubemiz ve Diyarbakır Şubemiz ise 1977 yılında kurulmuş ve bahsi geçen şube hinterlantları oluşturulmuştur. Odamız, tüm şubeleriyle birlikte genel kurullar sürecini Anayasa`dan aldığı yetki ve ilgili kanunda çizilen doğrultuda şüpheye yer bırakmayacak şekilde demokratik ve çoğulcu olarak gerçekleştirmektedir. Seçim hileleri ve oyunları bizlerin bildiği bir iş değildir.

Kaşıkçı tesislerimizi bugün var olmayan bir siyasi partinin hizmetine açtığımızı iddia ederek kafa karışıklığının ne seviyelerde olduğunu göstermektedir. Öncelikle Odamızın tesisleri olduğu bilgisi yanlıştır. Oda merkezimizde çeşitli etkinliklerimizi gerçekleştirdiğimiz kongre ve kültür merkezimiz dışında herhangi bir tesisimiz yoktur. Covid-19 salgınının başından bu yana kongre ve kültür merkezimizde hiçbir etkinlik düzenlenmemiş, öncesinde ise isteyen tüm demokratik kitle örgütleri ve siyasi partilere, demokrasinin gereği olarak belirli sözleşme çerçevesinde kullandırılmıştır. Odamızın kendisi gibi düşünmeyenleri baskı altına aldığını iddia eden Kaşıkçı`nın, toplantı salonumuzun yasal partiler ve demokratik kitle örgütlerinin ilgili mülki idarelerin bilgisi dahilinde kullanmasına bile tahammül edemediği anlaşılmaktadır.

DİZAYN ETME GİRİŞİMİNİ İTİRAF ETMEKTE

Kaşıkçı'nın konuşmasında asıl dikkat edilmesi gereken bölüm ise açıklamalarının sonunda yer almaktadır. Kaşıkçı Odanın bu yönetimden derhal kurtulması gerektiğini söyleyerek meslek odamıza parmak sallamakta ve yasal seçimlerle vesayet altına alınamayan Odamızı tehdit etmektedir. 6235 sayılı kanunun değiştirilmesiyle ilgili çalışma başlattıklarını ifade ederek meslek odalarını siyasal iktidarın hizmetine sunacak şekilde dizayn etme girişimlerini itiraf etmektedir. Unutulmamalıdır ki bugüne kadar birçok yasa değişikliği ile meslek odaları diz çöktürülmeye çalışmış ancak bunların hiçbirinde başarı elde edilememiştir. Biz İnşaat Mühendisleri Odası olarak mesleğimizi, meslektaşlarımızı, yurttaşlarımızı ve ülkemizin doğasını sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz.

Kaşıkçı'nın 'bölücülerin sözcülüğünü yapan İMO Genel Merkezi' derken neyi kastettiğini tüm meslektaşlarımız ve kamuoyu gayet iyi anlamaktadır. Bizler; işsizliğe ve yoksulluğa mahkum edilen meslektaşlarımızın, ara eleman statüsüne dönüştürülmeye çalışılan mesleğimizin, meslek alanımızla ilgili projeler hakkında bilimsel gerçeklerin, ağacına, toprağına sahip çıkan İkizdere halkının, salgında canla başla mücadele eden doktorlarımızın, hakkını arayan işçilerin, şiddete karşı mücadele eden kadınların yanında olmaktan geri durmadık."