NFT (non-fungible tokens), kullanıcıların (koleksiyonerlerin) bir teklif verme süreci yoluyla değeri artan benzersiz, sınırlı miktarda eserlere sahip olmalarını sağlayan blok zinciri tabanlı bir dijital kayıttır. Bu kayıt, eser sahibi ya da telif sahibinin dijital varlığın mülkiyetine sahip olduğunun şifrelenmiş bir kayıt ile inkar edilemeyecek bir şekilde doğrulandığı anlamına gelir. Dijital varlık, dijital bir sanat eseri ya da bir sanat eserinin dijital bir kopyası olabileceği gibi herhangi bir ses, video, resim dosyası ya da bir kod parçacığı da olabilir. Benzersiz tanımlama kodları ve meta veriler bu dosyanın orjinal olduğunu ve sahibinin kim olduğunu doğrular.

Örneğin, Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa adlı eserinin bir JPEG dosyasına kolaylıkla sahip olabilirsiniz. Bu resmin baskısını alarak çerçeveletip duvarınıza asabilirsiniz. Ancak resmin orjinaline sahip değilsinizdir ve elinizdeki kopya ister dijital olsun isterse basılı, bir değer ifade etmez. Eğer resmin çerçeveli baskısını satmak isterseniz isteyeceğiniz değeri resim değil baskı ve çerçeve maliyeti belirler. Ancak resmin NFT’sine sahip olmak orjinaline sahip olmak gibidir. Mona Lisa’nın NFT’sine sahip olsaydınız, bunu milyonlarca dolara satabilirdiniz.

NFT kayıtları; sanat eseri, fotoğraf, video, müzik, ses ve multimedya, sanal gerçeklik, tasarım dökümanları veya çevrimiçi video oyunları gibi dijital varlıklar için oluşturulabiliyor. Blockchain tabanlı platformlarda alım satım yapılabiliyor. Bu platformlarda NFT verilerini izleyen DappRadar’a göre, NFT'lerin 2020'de oluşturduğu toplam pazar büyüklüğü 95 milyon dolardı. Haziran 2021 tarihi itibariyle bu rakam 2,5 milyar dolara kadar yükseldi. NFT’lere olan bu ilgiyi anlayabilmek için NFT’lerin özelliklerine biraz daha yakından bakmak gerekebilir.

Öncelikle NFT'ler bölünemez veya daha küçük parçalara ayrılamaz, hatta değiş tokuş dahi edilemez. Nasıl ki, bir uçak bileti aldığınızda, onu parçalara ayıramaz ve iki kişi için benzer şekilde kullanamazsınız, NFT'yi daha küçük parçalara bölemezsiniz ve bu nedenle tüm NFT'yi satın almanız ya da satmanız gerekir. Bu şekilde NFT üzerinde tam mülkiyete sahibi olursunuz. Oluşturulan her NFT, benzersiz bir dijital varlıktır ve başka bir NFT ile bile değiştirilemez. Eski bir eseri benzer bir şeyle değiş tokuş edemediğimiz gibi.

NFT'lerin bir başka yönü, aynı anda sadece tek bir kişi tarafından satılıp sahiplenilmesidir. Kullanıcının (ya da koleksiyonerin) sahip olduğu ‘dijital anahtar’ bu sahipliği doğrular. NFT'ler bir blockchain ağının parçası olduğundan demokratik bir kontrol ve denge sistemi tarafından yönetilir. NFT sahipleri ve yaratıcıları dünyanın herhangi bir yerinde varlıklarını doğrulayabilirler.

Ayrıca, NFT’ler için ödeme süreci oldukça farklıdır. NFT'yi herhangi bir para birimi ile satın alamazsınız. NFT satın alabilmeniz için blockchain sistemlerini destekleyen dijital bir cüzdanda saklanan bir kripto para birimine, tercihen Ethereum'a ihtiyacınız vardır. Blockchain üzerinden yapılan bu tür satın almalar ve işlemler NFT'leri benzersiz bir dijital varlık haline getirir.

Adweek/Harris Poll’un ABD’de yaptığı bir ankete göre, yanıt verenlerin %40'ı NFT'ler hakkında bilgi sahibi olduğunu; %81'i ise NFT’yi duyduğunu söylüyor. Bir NFT satın almakla ilgilendiklerini söyleyen tüketicilerin %36’sı bir müzik eserine sahip olmak istediklerini söylerken; %35’i sanat eserleriyle, %33'ü ise videolarla ilgilendiklerini ifade ediyor. NFT'ler birkaç yıldır satılsa da, 2021’in ilk aylarında dijital sanatçı Beeple’ın bir eserinin NFT'sini 69 milyon dolara satması ile birlikte bu teknolojiye olan ilgi birdenbire patlama yaptı. Twitter’ın kurucusu Jack Dorsey ilk Tweet'ini açık artırmayla 2,9 milyon dolara satmasıyla NFT’lerin sadece sanat eserleri ile sınırlanamayacağı görüldü ve milyonlarca dijital dosya NFT platformlarında satışa sunuldu.

Hala merak ediyor olabilirsiniz, neden sağ tıklanarak indirilebilen bir JPEG milyonlarca dolara satılsın? Cevap, verilen dijital varlığın mülkiyetinde yatmaktadır. NFT'nin değeri, büyük ölçüde varlığın nadirliği ve kıtlığı tarafından belirlenir ve kontrol edilir. Dijital varlık nadir ise değer artarken, dijital varlık birden fazla platformda yaygın olarak mevcutsa, platformlar arasındaki rekabet nedeniyle NFT'nin değeri düşecektir. Söz konusu olan sınırlı sayıda üretilen bir parça ya da tarihsel ya da coğrafi olarak önemli bir şeyse, NFT’nin değeri artacaktır. Örneğin, özel bir etkinliğe biletler bir NFT olarak satılıyorsa ve organizatör sadece 100 NFT bileti üretmişse, bu biletlerin değeri artarken, 5000 NFT bilet üretmişse değeri büyük ölçüde düşer. Bu nedenle, NFT dünyasındaki değeri daha yüksek olan öğe daha nadir bulunandır.

NFT'yi değerli kılan bir diğer önemli faktör, herhangi bir zamanda ve yerde NFT'nin geçmişini izleyebilmenizdir. NFT’nin kim tarafından üretildiği ve alım-satım geçmişi birkaç tıkla öğrenilebilir. Ayrıca, NFT’nin güvenli şifrelemesi, blok zinciri teknolojisi ve çevrimiçi defter dizinleri sayesinde kırılamaz. Bu teknolojiler, dijital varlığın mülkiyetinin şifresinin çözülmesini ve kaldırılmasını imkansız hale getirir.

NFT’lere olan bu ilgi elbette markaları da harekete geçirdi. ABD’de Taco Bell, Coca-Cola, Campbell's, Microsoft ve Nike, NFT'lerini tanıtan marka ve şirketler arasında yer alıyor. NFT teknolojisi, pazarlama alanında yeni bir kullanıcı deneyimi sağlayabilir, marka bilinirliğini ve bağlılığını artırmaya yönelik olarak kullanılabilir. Markalar, ürettikleri dijital varlıkların NFT'lerini çeşitli kampanyalar çerçevesinde platformlar üzerinden dağıtabilir, müşterilerine kişiselleştirilmiş hediyeler, kuponlar veya daha fazlasını sağlamak için NFT teknolojisinden faydalanabilir. Örneğin bir ürün lansmanı NFT’ler üzerinden kurgulanabilir. NFT’ler üzerinden dijital ürünler ve müşteri sadakati programları geliştirilebilir ya da NFT’ler fiziksel bir ürünün tamamlayıcısı olarak kullanılabilir. Ezcümle NFT teknolojisinin markalar için sadece yeni bir pazarlama aracı değil, gelir akışı sağlamanın yenilikçi bir yolu olduğunu söyleyebiliriz.

NFT’lerin yaygın olarak kullanılacağı alanlardan biri de sosyal pazarlama gibi görünüyor. NFT, kurumsal sosyal sorumluluk projeleri çerçevesinde sivil toplum kurumları ile çalışan şirketlerin yenilikçi programlar geliştirmelerinin önünü açıyor. Bununla birlikte kar amacı gütmeyen dernekler, vakıflar ve sosyal girişimler de NFT’yi kendi kitlesel fonlama projeleri için kullanabilirler. Örneğin her biri birbirinden küçük farklarla ayrılan onlarca dijital rozet, NFT platformları üzerinden bir bağış kampanyası için kullanılabilir ya da ünlü bir karikatürist ya da piyanist tarafından oluşturulan eserlerin NFT’leri, bir sivil toplum kampanyası çerçevesinde satışa sunulabilir ve elde edilen gelir bir ya da birden fazla STK arasında paylaştırılabilir. Özellikle genç kuşakların bu tür fonlama kampanyalarına ilgi göstereceği aşikardır. Belirli dijital varlıkların üretilmesi ve satışı üzerinden geliştirilebilecek sayısız proje ile STK’lar ve sosyal girişimler düzenli gelir elde ederek finansal sürdürülebilirliklerini sağlayabilirler.

Kitlesel fonlama kampanyalarının yanı sıra NFT’ler savunuculuk, farkındalık, bilgilendirme kampanyaları gibi çok çeşitli amaçlar için kullanılabilirler. Bu alanda yenilikçi fikirler NFT’ler üzerinden geliştirilebilir. Örneğin içerik oluşturucular, tasarımcılar, yazılımcılar ve sanatçılarla ortak gerçekleştirilen çalışmalarla bir yandan belirli bir konuda farkındalık oluşturulurken öte yandan sanatçı için ek bir gelir sağlanarak karşılıklı fayda ilişkisi üzerinden sürdürülebilir kampanyalar oluşturabilmek mümkün olacaktır.

Peki kullanıcılar neden NFT’lere bu kadar para ödesinler? Çünkü insanlar fiziksel dünyadaki tüketim motivasyonlarını dijital dünyada da sürdürüyorlar. Yani insanlar kıyafetleri, evleri, otomobilleri gibi varlıklara neden para ödüyorlarsa aynı sebepten ötürü dijital varlıklar için de para ödüyorlar. Tüketim gerçek ihtiyaçları karşılamak için yapılmıyor sadece. Tüketim alışkanlıkları insanların kendilerini ifade etmelerinin bir yolu (davranışsal ekonomi) olarak karşımıza çıkıyor. Hepimiz, çevremizdeki dünyaya kim olduğumuzu göstermek isteyen benzersiz bireyleriz ve tıpkı bireyselliğimizi ifade etmek için baskılı bir tişört satın aldığımız gibi, neyi sevdiğimizi ve kim olduğumuzu göstermek için NFT’ler toplayacağız. Özellikle Metaverse mecralarının artması ve kullanıcıların internette 3 boyutlu avatarları ile sanal mekanlarda zaman geçirmeye başlaması ile birlikte NFT’lerin önemi biraz daha artacak. Örneğin Metaverse’de giydiğimiz kıyafetler ve kullandığımız araçlara NFT’ler vasıtasıyla sahip olabileceğiz. Tıpkı bugünkü dijital oyunlarda çeşitli kıyafetlere, silahlara ya da süper güçlere para harcadığımız gibi.

NFT'lerin potansiyel olarak devrim niteliğindeki bir başka yönü, dijital medyanın dağıtılma ve para kazanma şeklini değiştirebilme potansiyelidir. Şu anda içerik oluşturucular öncelikle Instagram'daki marka sponsorlukları, Patreon / Twitch'te aboneleri, Spotify telif gelirleri veya Youtube'dan aldıkları reklam gelirleri ile para kazanıyor; NFT mülkiyet satışları, içerik oluşturucular için çok önemli bir gelir akışı olabilir. Şimdiden, bazı içerik oluşturucular NFT satışları üzerinden binlerce dolar kazanmaya başladı bile. Bundan sonra da Blockchain destekli akıllı sözleşmelerle, aracısız dağıtılmış medya mülkiyeti modeli mümkün olacak ve dijital varlıkların yaratıcılarının doğrudan, yani bir platforma komisyon ya da abonelik ücreti ödemeden para kazanması mümkün olacaktır.

NFT piyasası büyümeye devam ettikçe, kar amacı güden ya da gütmeyen birçok kurumun farklı amaçlarla oluşturdukları dijital koleksiyonları piyasaya süreceği aşikar. Kurumlar için NFT, ek gelir elde etme ve özel deneyimler tasarlayarak topluluk oluşturmak ve hedef kitlesiyle etkileşime girmek için fırsatlar yaratıyor. Dijital medya yaratıcıları için yeni iş modelleri test edilecek ve bu onların mevcut platformları atlamalarına ve doğrudan hedef kitlelerinden para kazanmalarına yardımcı olacaktır.