Biz10 TV'de Zeynep Uzun'un sorularını yanıtlayan şarkıcı Nihat Doğan, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

"Dargın mısınız Ak Parti'ye?" sorusuna yanıt veren Nihat Doğan, "Keşke kuruluş kodlarında kalsalardı' diyorum. Ve siyaset bana şunu da öğretti; 'her rejim kendi vesayetini tahakküm etme noktasında Kürt kanından besleniyor" dedi.

Bu tweetini de "Kendi vesayetini daha fazla yaşatmak adına Kürt halkına zulüm ediliyor. Bugün bir sürü Kürt yönetici cezaevinde. Bu bir zulümdür" şeklinde açıklayan Doğan, "Bu rejimin, sistemin problemi. Kürtler bu ülkenin kobayı olmuş çıkmış. Her rejim artık argüman ve siyaset üretemiyor. Hemen Kürt düşmanlığına başlıyor" ifadesini kullandı.

Şarkıcı Nihat Doğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarla İçişleri Bakanlığı’nın HDP belediyelerine kayyım atama kararını sert biçimde eleştirmişti.

Twit dizisine, “Her sistem her muktedir maalesef kendi vesayetini tahakküm etme noktasında, şeytanlaştırmak suretiyle Kürt kanından beslenmeye çalışır. Fakat her türlü faşizanca muameleye karşı Kürt siyasi hareketinin hiçbir zaman hiçbir sisteme diz çökmediği de tecrübe ile sabittir.” İfadesiyle başlayan Nihat Doğan, attığı twitler nedeniyle şahsını dolaylı yollardan tehdit eden siyasetçi bürokratlar olduğunu söylemişti.

Nihat Doğan’ın İçişleri Bakanlığı’nın HDP belediyelerine kayyım atama kararını eleştirdiği twitleri şöyle:

"Her sistem her muktedir maalesef kendi vesayetini tahakküm etme noktasında, şeytanlaştırmak suretiyle Kürt kanından beslenmeye çalışır. Fakat her türlü faşizanca muameleye karşı Kürt siyasi hareketinin hiçbir zaman hiçbir sisteme diz çökmediği de tecrübe ile sabittir.

Ha bu arada attığım tweetlerden dolayı şahsımı dolaylı yollardan tehdit eden siyasetçi bürokratlar var. Beni içeri atmakla tehdit ediyorlar valla benim canım şu an içerde olan siyasi rehinelerden çok daha önemli değil.

Onursuzca dışarda gezmektense onurluca ceza yatarım bu da böyle biline. Zaten sizler için her Kürt potansiyel teröristtir o da ayrı mesele. Böyle açık açık erkekçe gelin. Öyle cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş haysiyet cellatlığıyla itibar suikastçiliğiyle gelmeyin.

Bazı ideoloji tapıcısı Kürt kardeşlerim; Kayyuma karşı göstermiş olduğum tepkiyi, siyasi temelde, revizyonist pragmatist bir davranış olarak değerlendirmiş. Canları sağolsun! Lakin unutmasınlar ki; kayyumlara karşı çıkmak için hdp li olmaya gerek yok, insan olmaya ihtiyaç vardır

Ne yapalım, Sahipleneni az diye, hakikate hürmet etmekten, mazluma mağdura hürmet etmekten, vaz mı geçelim…

Bazı eleştirilere bakınca söylemeden edemeyeceğim: Demokratik konfederalizmin önündeki en büyük engel; doğru söze daha tahammül edemeyen, değişim dönüşüm, uzlaşı düşmanı ve tekelci, sözde demokratik konfederalizm savunucularıdır!

Kayyumlara Göstermiş olduğum tepkiden dolayı hiç kimse bana bir istikamet bir yön çizmesin. Ben Doğrunun yanındayım. Doğru kimin işine yarar kime yaramaz diye bakmam. 1 yanlışa bir zulme temas etmek sadece vicdan işidir. Ben insanlara değil sadece vicdanıma yaranma peşindeyim.

Olumlu ve olumsuz mesajlardan anladığım şu ki; Vidanın, merhametin insanlığın hakikatin hakkın, doğrunun adil ve adaletli olmanın yerini ideolojik körlük almış. Herkesin siyasi ideolojisi maalesef kendi PUTU olmuş. Siyasal Putlarınız sizin olsun. Benim ilahım benim Allahım bana yeter"