8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın mezarı ölümündeki bazı soru işaretlerini ortadan kaldırmak üzere açılacak.
1993’te Türki cumhuriyetlere yaptığı gezi dönüşü Çankaya Köşkü’nde rahatsızlanarak yaşamını kaybeden Özal’ın ani ölümü şok etkisi yaratmıştı. Özal ailesi, Turgut Özal’ın ölümündeki kuşku bulutlarının dağıtılmasını istiyor. Bu istekleri Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Devlet Denetleme Kurulu’nu harekete geçirmesi ve soruşturmanın yargıya intikali sonucu 19 yıl sonra gerçekleşiyor. Savcılık, Özal’ın mezarının açılmasına karar verdi.
Turgut Bey’in ölümünde aykırılık sırasına göre zehirlenmeden kansere, aşırı beslenmeden yorgunluğa kadar pek çok iddia dile getirildi. Özal “by pass”lıydı; göz ve prostat ameliyatları geçirmişti, 1989’da cumhurbaşkanı seçilip Çankaya’ya çıktıktan sonra Başbakanlık’taki temposunu azaltmak yerine daha da yoğun çalışıyordu.
1990’lar Körfez Savaşı’nın çıktığı ve Güneydoğu’da PKK şiddetinin arttığı yıllardı.
Özal, ABD Başkanı Bush’la yakınlaşma içerisinde Türkiye’nin de Saddam’a karşı Irak harekatında aktif rol oynamasını istiyor, ANAP Hükümeti’ni buna zorluyordu. Bu stratejisi aynı zamanda PKK’ya karşı Kuzey Irak’taki Kürtlerin özerkliği tezini içeriyor, Özal, Türkiye’nin “federasyonu tartışmasını” istiyordu.
Ölümünden önce Çankaya’daki görevinden ayrılacağı ve bir parti kurup siyasete döneceği konuşuluyordu.
Kafasında Kürt sorununun çözümüyle ilgili radikal modeller vardı.
Ani ölümünü siyaseten bu “senaryolar”a bağlayanlar da oldu.
PKK’nın “ateşkes” ilan ettiği sıradaki ölümünü Öcalan da “zehirlenme” olarak yorumladı.
1993’te Uğur Mumcu suikastı, Eşref Bitlis’in uçağına sabotaj, Madımak katliamı yaşandı.
Ardından 28 Şubat sürecine girildi.
Şimdi geride kalan tüm siyasi spekülasyonlara son verebilecek “bilimsel” bir yol olarak, Özal’ın toprak altındaki bedeninde inceleme yapılacak.
Ailenin kimi bireyleri Özal’ın “rahat bırakılması”ndan yana.
Oğlu Efe Özal, mezarın açılmasına karşı çıktı.
Özal’ın yakın dostu hekimler de, “zehirlenme” iddiasına katılmıyor.
Son dönemde yanında olan isimlerden birisi dayanamayarak telefon açtı. “Turgut Bey, 1980’lerden beri protein rejimi(Atkins) yapardı. O sayede kilo vereceğine inanırdı. Türki cumhuriyetlere giderken oralarda katılacağı resmi yemekleri düşünerek yine Atkins diyetine başlamış olabilir. Oysa bacağında gut vardı. Prof. Ömer Şarlak durumu biliyordu. Şiddetli ağrıları oluyordu Turgut Bey’in. Kralların hastalığı olarak da bilinen gut aynı zamanda ‘a ritmi’ne yol açıyordu. Atkins de kendi rejiminin kurbanı olmuştu. Özal’ın ölümü de ani kalp krizinden oldu” diye konuştu.
Özal’ı yakından izlemiş bir gazeteci olarak zehirlendiği görüşüne katılmıyorum.
Ailesi mezarını açtırmakla hata yapıyor.