HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, HDP’ye yönelik operasyonların  2’inci yılına ilişkin parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.

Buldan, "İktidarın emir eri gibi çalışan yargıçlar şunu bilsinler ki adalet bir gün onlara da lazım olacaktır. AKP ve MHP koalisyonundan beklediğimiz bir şey yok. Ama şunu bilsinler ki uyguladıkları haksızlık, hukuksuzlar, bir gün kendi önlerine çıkacaktır" diye konuştu.

Tutuklu siyasetçilerin serbest bırakılması çağrısı yapan Temelli ise, "26’ıncı dönem Cumhuriyet tarihinin bir hicap ve bir utanç dönemidir, toplumun siyasi iradesine karşı Meclis eliyle yapılan bir darbedir" dedi.

Buldan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

Bugün 4 Kasım. 2 yıl önce bugün 4 Kasım 2016 tarihinde Eş Genel Başkanlarımızın, milletvekili arkadaşlarımızın bir gece yarısı operasyonuyla gözaltına alınarak tutuklanmalarının ikinci yıl dönümü. İki yıldır, demokratik siyaset yapan, 6 milyonun oyunu almış, parlamentonun 3’üncü büyük partisinin milletvekillerine, eş genel başkanlarına, belediye eş başkanlarına ve tüm siyasetçilerine yönelik yapılan operasyonunun 2’inci yıl dönümündeyiz.

4 Kasım partimize yönelik gerçekleştirilen rehine operasyonu, demokratik siyasete yönelik bir operasyondur. 15 Temmuz darbesi niteliğinde ve bunun devamını sağlayan bir darbe olarak nitelendirebiliriz.

15 Temmuz darbe girişiminin devamı niteliğinde olan bu operasyon HDP’yi kriminalize etme operasyonudur. Bu aynı zamanda halka karşı yapılan bir saray operasyonudur 4 Kasım operasyonu. Eş zamanlı olarak 9 savcının görev aldığı ve gece saatlerinde herkesin evine yapılan bir anda düğmeye basılmış operasyon, Saray’dan emir verilen bir operasyondur.

Özellikle şunu hatırlatmak isteriz. Kürt halkı 2 Mart tarihinde DEP darbesini yaşadı. 2 Mart’taki darbeyi DGM eliyle yapanlar, 4 Kasım’da aynı darbeyi Saray darbesi olarak hayata geçirdiler. Bu Saray darbesinin AKP emri ile yapılan bir operasyon olduğunu söylemek isteriz. 

4 Kasım operasyonu ile HDP’nin bir şekilde bitirileceğini ve HDP’ye oy veren insanlar başta olmak üzere herkesin diz çökeceğini düşündüler. Biliyorlar ki HDP, Demirtaş ve Yüksekdağ milyonlardır. Cezaevinde rehin olarak tutulsalar bile bu insanlar milyonlara cesaret verdiler. 

İktidarın emir eri gibi çalışan yargıçlar şunu bilsinler ki adalet bir gün onlara da lazım olacaktır. Adalet bir gün bu işleri yapan bu işleri yapan yargıçlara da, AKP’ye de lazım olacaktır. Bu adalet ve hukuktan hiçbir şey beklemiyoruz, biz çözümü demokratik siyaset yapan halkımızdan bekliyoruz. AKP ve MHP koalisyonundan beklediğimiz bir şey yok. Ama şunu bilsinler ki uyguladıkları haksızlık, hukuksuzlar, bir gün kendi önlerine çıkacaktır.

TEMELLİ: 26. DÖNEM BİR UTANÇ DÖNEMİDİR

Temelli'nin açıklamalarından satırbaşları:

Bu iktidar demokratik siyaseti tasfiye etmek için uğraşıyor ve bunun yolunun HDP’yi tasfiye etmekten geçtiğini biliyor, biz de buna izin vermeyeceğiz. Bugün Demirtaş ve Yüksekdağ Eş Genel Başkanlarımız içerideyse, demokratik siyaset yaptıkları için içerideler. Bugün İdris Baluken 18 yıl ceza almışsa, barış, özgürlük ve demokrasi için, sözünü söylediği için ceza almıştır. Meclis kürsüsünde yaptığı konuşmalardan dolayı ceza almış. Şu anda arkadaşlarımız tutsaklar ve FETÖ’cü savcıların fezlekeleri ile içerideler. 

Bu otoriter rejim faşizmdir. Arkadaşlarımızın içeride olmasının nedeni bu iktidarın ömrünü uzatma çabasıdır. Bu yol, yol değildir, bu gidişat, gidişat değildir. Bu gidişata son vereceğimize söz veriyoruz. 26’ıncı dönem Cumhuriyet tarihinin bir hicap ve bir utanç dönemidir, toplumun siyasi iradesine karşı Meclis eliyle yapılan bir darbedir. Dokunulmazlıkların kaldırılması darbe uğraklarından biridir. Bir karşı darbenin adıdır. Darbe mekaniğine baktığımızda, bunun tecritle başladığını, Dolmabahçe masasının devrildiğini, Suruç Katliamı, Ankara Katliamı, Cizre Katliamı'nı bu darbenin içinde okuyabiliriz. 

Dokunulmazlıkların kalkması, 15 Temmuz darbe kalkışması, 20 Temmuz OHAL darbesi ve 4 Kasım demokratik siyasetine indirilen darbe. Bütün bunlar darbe mekaniğinin uğrakları, faşizmin kurumsallaşması için şer ittifakının yarattığı süreç. FETÖ fezlekeleri, Saray rejimi ve Ergenekon’un bir araya gelerek oluşturduğu bu ittifak, demokratik siyaseti tasfiye etmeye yöneliktir. Bu senaryoya, bu gidişata hep birlikte dur diyeceğiz. Savaşa karşı olanlar, Barıştan yana olanlar, demokraside buluşanlar en kısa sürede bu iktidara gereken cevabı verecekler. Bugün tüm halkımızı vekillerine, siyasi iradesine, sahip çıkmaya çağırıyoruz. 

Bu gidişata dur diyemezsek bu ülke hepimiz için büyük bir cezaevine dönüşecek. Nasıl ki Ortadoğu ve bu ülkede çözümsüzlüğü dayatanlar, tüm haklarımızın insanlarımızın özgürlüklerimizi gasp edenler şiddet ve savaştan besleniyorsa, demokrasi ve barıştan yana olan bizler de yan yana geleceğiz ve bu ülkeye reva görülen bu rejime son vereceğiz. 4 Kasım bu ülke için bir utanç tarihidir, bu utancı temizlemek hepimizin boynunun borcudur. 27’nci dönem Parlamentosu bir an önce bu adımı atmalıdır ve Leyla Güven bir an önce serbest bırakılmalıdır. Bu utancı temizlemek bu Parlamento'nun en önemli önceliği olmalıdır. Bir an önce arkadaşlarımızın serbest bırakılma çağrısını yapıyoruz.