New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nde yargılanma süreci devam eden Rıza Sarraf’ın, 2018 yılındaki başvurusu sonrasında kefaletle serbest bırakılmasına ilişkin gizlilik ibaresi taşıyan mahkeme belgelerindeki bu ibare hakim Richard Berman tarafından kaldırıldı.

Gizlilik kararı kaldırılan 2018 yılı Ocak ve Temmuz tarihli iki ayrı belgede Sarraf için iki farklı şartlı kefalet kararının verildiği görülüyor.

Sarraf’ın şu anda şartları değiştirilen ve esnetilen ikinci kefalet anlaşması kapsamında serbestçe dolaşabildiği belirtiliyor.

Sarraf’ın kefaletle serbest bırakılmasıyla ilgili ilk gizli belgede savunmanın, mahkemeye 18 Ocak 2018 tarihinde yaptığı başvurunun, 22 Ocak’ta hakim Berman tarafından kabul edilerek gizlilik kaydıyla dava dosyasının kayıtlarına geçirildiği görülüyor.

Sarraf’ın kefaletle serbest kalması için mahkeme kararında 8 maddelik şart konuluyor.

Birinci şart olarak Sarraf’ın ikametgahını savcılığa, FBI ve diğer mahkeme yetkililerine bildireceği, kalacağı evin yerinin gizli tutulacağı belirtiliyor.

Sarraf’ın kalacağı ikametgahında GPS aracılığıyla (elektronik kelepçe) takip edileceği ve ev hapsinde olacağına hükmediliyor.

Sarraf’ın mahkemenin belirlediği bölge sınırlarında avukat, savcılık, duruşma ve doktor gibi ihtiyaçları için evinden çıkmasına izin verileceği belirtiliyor. Sarraf’la ilgili kefalet şartlarıyla ilgili dikkat çeken diğer sekizinci maddede ise koruma şartının getirildiği görülüyor.

Sarraf’ın ciddi bir kişisel güvenlik sorunu olduğu bu yüzden kendini korumak için savcılığın da onaylayacağı bir özel güvenlik şirketi tarafından korunması ve güvenlik şirketinin hem savcılık hem de diğer mahkeme yetkileriyle her an konuşarak temas için olması şartı getiriliyor.

İKİNCİ BELGEDE KORUMA ZORUNLULUĞU VE ELEKTRONİK KELEPÇELİ EV HAPSİ ŞARTI KALDIRILIYOR

Mahkeme kayıtlarında gizlilik kararı kalkan diğer bir belgede ise Sarraf’ın kefaletle serbest kalmasıyla ilgili mahkemeye 11 Temmuz 2018’de yeni bir dilekçe sunduğu görülüyor.

Başvuruyu değerlendiren savcılık itiraz etmeyince Berman, 22 Ocak 2018’de Sarraf’ın yeni kefalet şartlarını belirleyen belgeyi imzalayarak gizlilik şartıyla dava dosyasına ekliyor.

Şartları değişen yeni kefaletle serbest kalma kararının ilk maddesinde, Sarraf’ın ev hapsi ve GPS aracılığıyla takibi ve evden dışarıya çıkmasıyla ilgili tüm kısıtlamalar kaldırılıyor, sadece mahkeme yetkilileri ve FBI’ın dilediği zaman evine gidip arama yapabileceği şartı getiriliyor.

İkinci kefaletle serbest kalma şartlarında yüksek hayati risk taşıdığı için getirilen savcılıkla sürekli işbirliği yapacak özel güvenlik tarafından koruma şartı da kaldırılıyor. Sekizinci maddeye “ihtiyaç duyarsa koruma tutabilir” maddesi ekleniyor.

“CİDDİ HAYATİ RİSKİ OLDUĞU BELİRTİLEN SARRAF’A NASIL BU KADAR SERBESTLİK TANINABİLİR?”

Bazı hukukçular Sarraf’ın kefaletle serbest kalmasıyla ilgili değiştirilen kefalet şartlarının oldukça çelişkili ve riskli bir karar olduğunu belirtiyor. Dava sürecini başından beri izleyen New York Barosu ve New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’ne kayıtlı avukat Cahit Akbulut hayati riski olan Sarraf’ın bu kadar serbestçe dolaşabilmesini sağlayan kararın oldukça hukuki bir risk taşıdığı görüşünde.

VOA Türkçe’den Can Kamiloğlu'nun haberine göre Akbulut, İran ve farklı ülkelerin tehdidi altında olan, Türkiye’nin ABD’ye iki kez hakkında nota verdiği, iki kez ciddi hayati riski olduğu için kaldığı cezaevi değiştirilen kritik bir tanık konumundaki Sarraf’a bu kadar serbestlik verilmesinin ciddi bir hukuki risk taşıdığını belirtti.

Avukat Akbulut, kefalet şartlarının değiştirilerek esnetilmesi şöyle değerlendirdi:

 “Rıza Sarraf’ın yargılandığı New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nin elektronik sisteme daha önce gizlilik kararı olan bazı dosyaları gizlilik kararını kaldırarak koyduğu bilgilere göre, Rıza Sarraf hakkında Ocak 2018’de kefaletle tahliye edilme kararı alındığını görüyoruz. Bu kefalet kararının ayrıntılarını da şöyle sıralamak mümkün, savcılığın ve FBI’ın bildiği bir mekanda ev hapsi ve GPS ile izlenmesi isteniyor. Sarraf’ın kendi korumasını sağlaması ve bu korumanın sürekli FBI ile temas halinde olması isteniyor. Bunun yan ısıra beş milyon dolarlık teminatı 30 gün içinde yatırması isteniyor - ki yatırmış. Bunun dışında New York’un belirli alanlarında seyahat edilmesine izin veriliyor. Bu izin de sınırlı. Avukat, doktor ya da mahkemeye gitmesi için bir seyahat sınırlaması getirilmiş. Bunları içeren bir kararla Ocak 2018 tarihinde kefaletle serbest bırakılmasına karar verilmiş. Fakat Rıza Sarraf’tan gelen ikinci başvuruda beklenmeyen bir değişiklik görüyoruz. Bu başvuruya cevap veren mahkeme ev hapsi şartını kaldırıyor, GPS izlenmesini kaldırıyor. Mecbur tutulan koruma yükümlüğünden serbest bırakılıyor. Seyahat özgürlüğü genişliyor. Birkaç eyaleti içeren seyahat alanı genişletiliyor. Sarraf’ın seyahat özgürlüğü New York dışında Florida’yı da kapsayan bir şekilde genişletiliyor. Bu kararı çelişkileriyle hukuki beklentileri tatmin etmeyen bir karar olarak nitelendiriyorum. Sarraf, hayati risk taşıyan bir kişi olarak adlandırıyor, bu davalarda da yıldız şahit olarak belirtiliyor. Hakan Atilla davasında tanık olarak dinlendi. Bulunduğu cezaevlerinden iki kez hayati tehlikesi olduğu için başka cezaevlerine taşındığını biliyoruz. Bunların ışığı altında Sarraf’a bir serbestlik kazandırılmasını büyük bir çelişki olarak nitelendiriyorum.”

“HALKBANK DAVASI SARRAF’IN TANIK VE SANIK OLARAK VERDİĞİ İFADELERİ SONRASINDA AÇILDI”

Avukat Akbulut, Halkbank davasının Sarraf’ın verdiği ifadeler doğrultusunda açıldığını belirterek gizlilik kararı kaldırılacak yeni belgelerin dava sürecinin nasıl şekilleneceğine ışık tutacağını söyledi.

Akbulut, “Rıza Sarraf’ın sanık olarak kendi dava sürecinde vermiş olduğu ifadelerle, Hakan Atilla davasında tanık olarak verdiği ifadeler Halkbank davasında esas teşkil ediyor. Bu ifadelere dayanılarak Halkbank aleyhine dava açıldı. Rıza Sarraf’ın da Halkbank davasında tanık olarak dinlenmesi büyük bir ihtimalle beklenilmekte. Bildiğiniz gibi Halkbank’ın temyize başvurusu reddedildi. Yakında bir alt mahkemede dava yeniden görülmeye başlayacak. Rıza Sarraf büyük bir ihtimalle tanık olarak dinlenecek, işte tezat burada. Bu kadar serbestlik tanınan bir kişinin şahit olarak dinlenilmesi beklenirken bu kadar serbestlik içinde nasıl dolaşıyor? Bu, bana göre daha evvel verilen kararlar arasında büyük çelişki yaratıyor. Mahkemenin vermiş olduğu en son kararda 12 Kasım tarihine kadar savcılık ve savunmadan konuyla ilgili diğer gizli dosyaların açılıp açılmaması konusunda görüşlerini sunmaları isteniyor. Eğer açılmasına izin verirlerse daha evvel bizim bilmediğimiz verilmiş kararları öğrenmiş olacağız. Bu gizli belgelerin açılması halinde Sarraf’ın Halkbank davasında tanık olup olmayacağı ve belki de şu andaki yerinin değişip değişmemesi konusunda etkileyici olacağını düşünüyorum” dedi.